Bölüm-19

1.7K 70 1
                                    

İçeri giren kişi aynı zamanda kaşlarımın çatılmasına da neden olmuştu. Bunun burda ne işi vardı? Hangi yüzle gelmişti buraya? Bir de sırıtıyordu Allah'ım sana geliyorum.

Pelin mal mal sırıtıp bir bana bir de Arın'a bakmaya devam etti. Arın daha fazla kendini tutamayıp "ne işin var lan senin burda?" Diye sinirle sordu.

Pelin benden gözlerini çekip Arın'a baktı ve daha çok sırıtıp "Derenciğimi merak ettim. Arkadaşlar bu günler için değil mi?" Sonra yanıma daha çok yaklaştı yapmacık bir şekilde üzüldüğünü belli eden sesiyle "noldu Derencim? Kim yaptı sana bunu? Kim kıyabildi sana?" Diye sordu.

Ben tam bir şey diyecekken Arın konuştu "senin yaptığını hepimiz biliyoruz. Yakın zamanda bavulunu hazırlasan iyi olucak. Zira çok lazım olucak içeride."

Pelin bu dediğine sinirlense bile çaktırmamaya çalıştı "ne ben mi yaptım? Ahahahaha hiç güleceğim yoktu. Ben yaptıysam da nasıl ispatlıycaksınız? Beni delilsiz suçlayamazsınız. Delillerle konuşun" diyip gülmeye başladı.

Allah kahretsin ki haklıydı hiçbir delilimiz yoktu. Arın niye gülüyordu ki ona baktım "sen o kadar emin olma Pelinciğim. Herşeye rağmen hazırla bavulunu" Ne Pelinciğim mi? Bunun hesabını soracaktım ona.

Pelin sanki beynimi okumuş gibi gülerek "Pelinciğim mi? Ne ara Pelincik olduk ya? Bak sevgilinin yanında ayıp oluyo, kıskandı baksana şunun bakışlarına. Baş başayken de sorun yok da çakma sevgilin varken ayıp oluyo" Pelincik ve çakma lafına vurgu yapıp güldü. Arın bana bakınca göz devirdim. Sinirlenmiştim ama Pelinciğim ne ya?

Arın benden gözlerini alıp Pelin'e baktı ve sinirle "git buradan ve sevgilimle beni yalnız bırak. Bu yaptıklarının bedelini de ağır ödeyeceksin" dedi. Pelin gülüp 'hehe' dercesine kafa sallayıp "görüşürüz Arıncığım ve Deren" dedi. Arıncığım lafına vurgu yapmıştı. Orospu işte ne olucak ya.

Sonunda çıkabildiğinde bende gözlerimi devirip kollarımı göğüslerimde birleştirdim. "Pelincigini niye yalnız bıraktın? Keşke peşinden gitseydin ayıp oldu şimdi Pelinciğine" dedim ve Pelincik laflarına vurgu yaptım.

Arın bana tam bir şey diyecekken kapının açılmasına lanet ettim içeri doktor girince gözlerimi ona diktim. Doktor "tüm tahlilleri herşeyi yaptık. Sağlık durumunda hiçbir tehlike yok. İsterseniz geceyi burda geçirin isterseniz taburcu edelim. Siz bilirsiniz ama bence durmasına, hastane havası solumasına gerek yok. Eğer eve gidecekseniz şu ilaçları alın ve 1 hafta boyunca yataktan kalkmasın, dikişleri için tehlikeli olabilir" dedi.

"Taburcu olmak istiyorum" dedim kararlı sesimle. Doktor onaylayıp, elindeki dosyaya bir şeyler yazdı ve çıktı.

Aslı'nın verdiği montu da giyip saçlarımı düzelttim. Kapı açılınca bakışlarımı o yöne çevirdim. Arın elindeki bir kaç evrakla "çıkabiliriz" dedi.

Aslı'ya bakıp "tamam sen taksi çağır eve gidelim" dedim. Aslı tam arıyacakken elindeki telefon birden elinden alındı.

Kaşlarım çatık Arın'a baktım. Arın da kaşları çatık bir şekilde bana baktı "eve gitmek yok bana gidiyoruz."

"Annem evde değil Sude merak eder" Tabiki yalandı Sude merak falan etmezdi, tam tersine sevinirdi. Arın "annen yok mu? Zaten Aslı, Sudey'e onlarda kalıcağını söyledi gitmen saçma olur bide bu halde gidip kızı korkutma" dedi itiraz istmeyen sesiyle.

Ve tabiki tüm itirazlarımı kabul etmedi. Tam kalktım ki karnımda hissettiğim acıyla küçük bi çığlık atıp yüzümü buruşturdum. O kıza bunu ödeticektim.

Bir anda ayaklarımın yerle ilişkisi kesilince şaşkınlıkla Arın'a bakıp güldüm. O da bana gülüp "sırf benim yüzümden oldu diye kucağımda taşıyorum yoksa rüyanda bile göremezsin."

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now