Bölüm-15

1.6K 75 3
                                    

Multi Deren

Arkamızda duyduğum sesle şok olup hemen arkamı döndüğümde Deniz ve Arın'ı beklemiyordum işte. Deniz ağlarken aynı anda da Besteye bakarak gülümsüyodu.

Arın çatık kaşlarıyla bi bana bi Beste'ye bakıyordu, Beste ise ne yapacağını bilemez şekilde sadece Deniz'e bakıyordu. Bir kaç saniye böyle durduğumuzda Beste bir anda koşmaya başladığında Deniz de hemen arkasından koşmaya başladı.

Tam bende koşacaktım ki kolumda hissettiğim elle durmak zorunda kalmıştım. Arın "bırak ikisi halletsin bir şekilde" dedi bende onaylayıp koşma isteğimden vazgeçtim. Arın'a bakmaya başladım ama o bana bakmıyordu.

Merakıma daha fazla dayanamayıp "bugün neden okulda değildin?" diye sordum. Umarım cevap verirdi. Bana bakmadan "ne kadar ilgilendirir?" diye cevap verdi.

Haklıydı aslında ilgilendirmezdi. Kafamı öne eğip "haklısın özür dilerim" dedim kısık çıkan sesimle.

Kafamı kaldırıp etrafı gözümle süzdüğümde havanın baya  kararmış olduğunu gördüm. Eve gitmem gerekiyordu artık. Son kez Arın'a baktığımda etrafa bakındığını gördüm. Yine bana bakmıyordu.

Eve gidiyorum desem mi acaba? Ne kadar ilgilendirir ama dimi o yüzden demeye gerek yok.

Arkamı döndüğümde bir iki adım attım ki arkamdan "nereye?" diye sordu. Terslesem mi düzgün mü cevap versem diye düşündüm ama şimdi hiç kavga edemeyeceğim için "eve" diye sert sesimle cevap verdim. Ellerini pantolonun cebine koyup yanıma yaklaştı. Kaşlarını kaldırarak yolu gösterdi ve duygusuz sesiyle "yürü" dedi.

Ona anlamsız gözlerle bakmaya başladığımda bana tekrar baktı ve "ne bakıyosun yürüsene" diye emir verdi.

"Sen nereye?" diye sordum, "ilk seni eve bırakıcam sonra da kendi evime geçerim" dedi.

"Gerek yok ben giderim."

"Sana istiyor musun diye sormadım yürü dedim!"

"Bende sana seninle gelmek istemiyorum dedim" seslerimizi yavaş yavaş yükselterek konuşuyorduk.

Arın dibimde bittiğinde "sebep" diye sordu. Bende onun dediği gibi "seni ne kadar ilgilendiririm ki" diye sordum tek kaşımı kaldırarak. Arın biraz daha yaklaştığında aramızda santimlerle bile ölçülemiyecek yakında duruyordu.

Başımı biraz kaldırmak zorunda kalmıştım. Nefesim kesilmişti, kalbimi hissetmiyordum. Yavaşça yutkundum ve diyeceği şeyi beklemeye başladım.

Biraz böyle durunca bir şey demiyeceğini düşünüp arkamı döndüm gidiyordum ki ayaklarım yerden kesilince ağzımdan çığlık kaçmasına engel olamadım. "Bağırma lan kulağımın dibinde" diye söylendi. "O zaman indir beni aşağı, götünle bakışmak en son isteyeceğim şeyden bile kötü" aslında doğru konuşmak gerekirse gayet güzel götü vardı. Arın bu dediğime sesli gülüp "Arın Korkmaz'ın götüne bakmak her yiğidin harcı değildir gülüm. Hazır fırsatın varken doya doya bak" diyip daha çok güldü. Daha demin bu çok ciddiydi ne ara böyle oldu ya.

Bidakka bidakka gülüm mü? Gülüm mü dedi bana? Ah ölüyorum galiba. Helvamı kavurun. "Gülüm?" diye sordum. Yine gülmüştü sanki komik bişi demiştim ya göz devirdim. "Onca dediklerimin arasından bunu mu çıkardın? Bunu sana ben diyince tabi bunu çıkarıcaksın sende haklısın" diyip gülme sesi yine kulaklarıma doldu.

Pofladım bende. "Arın artık indirecek misin?" diyip sırtına vurmaya başladım. Ama hiç etkilenmiyordu be kas yığını ne olucak. Şuan omzunda bi balina olarak çırpınıyodum. Arabanın yanına geldiğimizde sevindim aslında bidaha yürüyemezdim uzaktı.

Arın yavaşça diycem ama ona uymuyo hayvan gibi beni koltuğa oturttu.

"Oha hayvan yavaş ol be" diye çemkirdim.

Bir şey demeyip kendi yerine geçti. Arabayı çalıştırmadan önce bana baktı kemerimi takmadığımı görünce sabır çekti ve bana doğru yaklaştı. Nefesim kesildi, nefes almayı unuttum sanki çok yakındık ve kalbim çok hızlı atıyordu umarım duymazdı.

Arın hala önümdeydi lanet olası kemer sıkışmıştı gelmiyordu. Arınla bir kaç dakika öyle durduk. Arada gözleri dudaklarıma kayıyodu sonra kendini toparlayıp kemeri düzeltmeye çalışıyordu.

Sonunda takabildiğinde yerine geçip derin bi nefes verdi. Ben ona bakarken "yine Arın yavaşla diye yalvarma" diyip göz kırptı.

"Ben yalvarmadım" diyip göz devirdim o da güldü.

Boş durur mu hemen yapıştırdı cevabı "haklısın yalvarmadın elimi tuttun, gözlerime baktın" dedi gülerek. Buna utanmıştım işte haklıydı ama altta kalmamam gerekiyordu gözlerimi yerden kaldırıp baktım, o da bana bakıyordu. Bir kaç saniye bakştıktan sonra bir şey demeyerek önüme döndüm.

Arın da gaza köklendiğinde rahat koltuklarla biraz daha bütünleştim ve ağırlaşan göz kapaklarımı biraz kapatmaya karar verdim.

Yanağımda hissettiğim elle gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım. "Hadi uyan geldik evine" bu dediğine rahatsızca hamurdanıp, gözlerimi tamamen açmaya çalıştım.

Gözlerimi açmadan doğrulmaya çalıştığımda çarptığım şeyle gözlerimi tamamen açtım. Arın benim niye burnumun dibinde ya öf ben yine mi bu çocuğu öpmüş oldum?

Şuan bir şey farkettim de benim dudaklarım niye hala onun dudaklarının üzerinde hemen kendimi toparlayıp kendimi geri çektim.

Arın'a baktığımda şaşkın görünüyordu. O da kendini toparlayıp yerine geri oturdu bende utançla yere bakmaya başladım of rezil oldum ya.

"Her bulduğun fırsatta da öpüyon he farketmedim sanma" diyip gülmeye başladı.

Biri seni öptükten sonra bu mu söylenir Allah aşkına ya. Ona 'ne diyün amünyüm?' bakışı attım. Daha fazla gülmeye başladı sonra dudaklarını yaladı, sanki bir şey tadıyomuş gibi hali vardı. Söylediklerine devam edince onu dinlemeye başladım "mmm dudaklarının tadı güzelmiş çikolata gibi" diyip piçimsi şekilde sırıttı.

Bu çocuk ciddi miydi ya? "Ben seni bilerek öpmedim tamam mı? Hem senin benim burnumun dibinde ne işin var? Sen beni öpmek istediğin için geldin kesin. Pis fırsatçı" diyip göz devirdim.

Bu dediğime kahkaha attı, yine anlamsız gözlerle bakmaya devam ettim. "Kim ben mi fırsatçıyım hahahaha bunu sen mi diyosun? Benim evimde beni öpen kız bana şimdi fırsatçı diyo hemde kendi öptüğü halde, baya komikmiş."

Al işte ben demiştim dalga geçecek diye. Of rezillik ya çıvdıvıcaagğm. Şuan kızardığımı adım gibi biliyordum. Kesin domatese dönmüştüm ya offff. "Orda ben boş bulundum bir kere" dedim kendimi savunarak. Bana bakarak daha çok güldü. "Her şeye de bi bahanen var bakıyorum da. Hiç demiyosun öpmek istedim öptüm diye az dürüst ol be."

Ona mal mal bakmaya devam ettim. "Ne alaka be? Ben niye seni öpmek istiyim ki?"

O da gülüp "cazibeme dayanamadığın için" diyip daha çok güldü. Oflayıp önüme döndüm ve aklıma gelen savunma yöntemimi işleme koymaya karar verdim. Ona hızla döndüm o da bana bakıyordu ve "hem ben seni öpmedim ki öpmek öyle olmaz" diyip güldüm. O da imalı imalı bakıp "haklısın öpme öyle olmaz böyle olur" diyip yaklaşmaya başladı.

Nefesimin kesildiğini hissedebiliyordum. Kalbim de her zamanki gibi kendi halinde takılıyo, beynim işlevini yitirmiş, içimdeki filler halaya kalkmıştı. Of noluyo ya bana böyle?

Arın yüzümü avuçlarının içine alıp dudaklarıma yapıştı. Öylece durmuyordu öpüyordu ve değişik olan diğer şey ise ben karşılık veriyordum. Arın sakin aynı zamanda da tutkulu öpüyordu. Bende yüzümü avuçlayan ellerini ne zaman tuttuğumu bilmiyorum.

Şuanki pozisyonumuz; Arın'ın elleri yüzümü avuçlamış bir şekilde, benim ellerim Arın'ın ellerinin üzerinde, öpüşüyoruz. Sıcak oldu sanki buralar ya ateş bastı da bana. Şuan karşılık veriyorum ama yarın çok utanıcam ya öff.

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now