Bölüm-18

1.5K 75 5
                                    


Deren'den

Kapının açılma sesi geldiğinde gözümü tam açacaktım ki sandalye çekilip ellerim sıcak bi elle temas edince gözlerimi açmamaya karar verdim.

Tahmin ettiğim kadarıyla bu Arındı. Biraz sessiz durdu sonra yanımda bi çöküntü olunca saçlarımın arasında bi dudak hissetmemle kaşlarımı çatmamak için zor tuttum kendimi.

Bi koku burnuma gelince bu koku Arın'ın muhteşem kokusu olduğunu anladım. Arın dudaklarını saçlarımın arasından çekmeden öylece durdu.

Yaklaşık 5 10 dakika öyle durduktan sonra yanağımı öpüp yanımdan kalktı. Tekrar sandalyeye oturduğunu gelen sesten anlamıştım. Ellerimi ellerinin arasına aldı tekrar. Sonra ellerimin üzerine bir damla yaş düştüğünde yine kaşlarımı çatmamak için zor tuttum kendimi. Arın ağlamaklı sesiyle konuşmaya başladı

"Seni koruyamadım özür dilerim. Halbuki senin için gelmiştim o okula. Sırf senin yakınında olup seni koruyabilmek için ama olmadı. Ben seni daha kendimden koruyamadım ki nasıl ondan koruyayım. Resmen sana bugün ne dedim. Bana herşeyi demekte özgürsün. İster piç, ister şerefsiz, ister haysiyetsiz, ister karaktersiz.... Daha neler neler de hepsini hakediyorum ben. Sırf seni kıskandığım için öyle yapıyorum. Şimdi uyanık olsan kaşların çatılırdı, gözlerin saf saf bakardı" bir an duraksadı. Ve devam etti

"Deren her şey için özür dilerim. Hayatına girdiğim için, benim yüzümden sinirlendiğin her gün için, benim yüzümden acı çektiğin her gün için, hayatında ben olduğum için, benim yüzümden yalan konuştuğun için herşey için özür dilerim. Doktor dediki 10 dakika geç kalsan ölüyormuşun. İnanabiliyo musun sırf benim yüzümden. Ama söz veriyorum düzelticem bunları. Sana bir şey olursa ben dayanamam Deren. Şuan bile dayanamıyorum. Şuan ölü gibiyim sen bana ne yaptın bilmiyorum ama çok güzel bir şey yaptın. Sen benim hayatıma girip renk kattığın için teşekkür ederim ama ben senin hayatına girip bok ettiğim için özür dilerim." Sesi pişmanlığını vurguluyordu ve ağlamaya devam etti. Ellerim ellerindeyken alnını ellerimizin üzerine koydu ve sessizce ağaldığını fark ettim.

Gözlerimi açıp Arın'a bakmaya başladım. Uyandığımın farkında değildi. Tamam ona o dediğinden dolayı kızgındım ama gerçekten pişman olduğunu anladım. Bu yüzden tüm sinirim geçmişti. Affetmiştim onu.

Bu yaşadıklarıma gelirse evet onun yüzünden olmuştu ama o bunu istiyerek yapmamıştı. Hatta sırf benim için okulunu değiştirmişti. Sonuçta banane de diyebilirdi ve ben kendim kaşınıp kıza öyle laflar etmiştim. Arın'ın bir suçu yoktu. O sadece sevgilimmiş gibi davran demişti ama ben kıza ne hakaretler etmiştim.

Arın bir elini elimden çektiğini hissettim. O anda elim üşümüştü. Arın başını kaldırarak aynı anda gözyaşlarını siliyordu. İlk defa onu bu halde görmüştüm.

Arın benim uyandığımı görünce mutlulukla gülümsedi ve titreyen sesiyle "De Deren ne zaman uyandın? Nasılsın iyi misin? Bir şeye ihtiyacın var mı?" Diye ardarda sıraladı sorularını. Korkmuşa benziyordu.

Onun bu haline gülüp "iyiyim bir şeyim yok" dedim gülümseyerek. Gözlerinin içi parlıyordu. Ben yavaşça doğrulmaya çalıştığımda karnımdaki acıyla doğrulamadım. Arın tek eliyle bana yardım edince doğrulabilmiştim.

Arın bi anda bana sarılınca ilk şaşırsamda sonradan bende kollarımı ona sardım. Muhteşem kokusunu içime çektim.

Biraz böyle durduğumuzda Arın geri çekildi "ben, çok korktum. Sana bir şey olucak diye çok korktum. Hepsi benim yüzümden koruyamadım seni. Benim yüzümden o kadar acı çektin. Ölümden döndün. Ben ne diyceğimi bilemiyorum özür diliycem ama özür dilemem de bir şey değiştirmiycek ki. Ama elimde olsa zamanı geri alıp seninle ona sevgili olduğumuz güne gidip seni hiç o işlere bulaştırmazdım. Ama söz veriyorum bidaha Pelin sana bişi yapamıycak. Canını yakamıycak. Herşey için çok üzgünüm, özür dilerim" dedi üzgün çıkan sesiyle.

Ümitle bana bakmaya başladı "senin bir suçun yok böyle olucağını bilemezdin. Eğer bilseydin de izin vermezdin, bunu biliyorum ve sana güveniyorum. Özür dileyip kendini suçlama lütfen ben o gün o kıza öyle şeyler dediğim için oldu bu seninle alakası yok yani. Kendini daha fazla suçlayıp kendini üzme ben sana kızgın ya da kırgın falan değilim ve keşke tanımasaydım da demiyorum" diyip gülümseyip rahatlamasını sağlamaya çalıştım.

Galiba rahatlatmıştım onu. Birbirimize gülümseyerek baktığımız sırada kapı tıklayıp açıldı. Bakışlarımı hemen o yöne çevirdim. Çete tek tek içeri girmeye başladı.

Aslı ve Beste koşa koşa gelip sarıldılar. Sonra Kutay da gelip "Deren aşkımsu çok korkuttun bizi ya sana bir şey oldu sandık. Bak ben yemek bile yemedim sen düşün devamını 7/24 yemek yiyen ben yiyemedim. Gız bu arada en çok Arın korktu hep kendini suçladı, ağladı falan" dedi kulağıma doğru, sonra benden ayrılınca, Arın kafasına sağlam bi tane geçirdi "şımarma Kutay" diye tısladı.

Hepimiz onlara güldük. Sonra Emir devam etti "bak Kutay yemek yemediyse sorun büyük demektir değerini bil kimse için yememezlik yapmaz bu ayı" diyip güldü. Bende gülmüştüm. İnsanın böyle arkadaşları olması çok iyi bir şeydi en berbat günlerinizde bile güldürebiliyolardı. Böyle arkadaşlarınız varsa sakın onları kaybetmeyin.

*****

"Ya Arın valla doydum bak yiyemiyeceğim daha fazla üzerine kusarsam kızma bana sonra" diye on bininci kez doyduğumu dile getirdim ama yok nuh diyo peygamber demiyo hala yemek yedirmeye çalışıyordu.

"Ya ne doyması ya. İki kaşık yemek yedin şurda nasıl doydun. Bak Kutay olsa beni zorlamazdı. Azıcık ona benze be. Hadi güzelim, hadi canım, hadi gülüm aç şu ağzını çocuk gibi ne mızmız yaptın" diye sinirle ve sakince konuştu. Ne güzelim mi? Canım mı? Gülüm mü? Allah'ım sana geliyorum yarabbim.

Şaşkınlıkla ağzım açık kaldığı için Arın hemen yemeği tıkıvermişti ağzıma. Bıkkınlıkla çiğnemeye başladığımda zorlukla yutkundum ve "iki kaşık mı? Arın şaka mı yapıyosun üçüncü tabak bu. Daha ne yiyim ya" bıkkınlıkla söylendim. Arın biraz durdu, galiba cevap düşünüyodu "hadi ya oldu mu ki o kadar" diye masumca söyledi. Bu hali gülmeme sebep oldu.

Kaşığı elinden hızla alıp "artık yemek yeme sırası sende aç bakıyım ağzını uçak geliyor" diye gülerek konuştum. O da gülüp ağzını açtı öyle ona yemek yedirdim. Son kaşığı da uzatıp "aç bakalım ağzını son bu hadi uçak geliyor" dedim ve ona yedirdim. Sonra kafama bir rdank edince "ben sana niye yemek yedirdim ki şimdi? Sanki hasta olan sensin. Ben hastayım, ben yemek yediriyorum. Senin yemek yedirmen lazım ya" diye söylendim hafif bağırarak.

Kaşları çatık bi şekilde beni dinledi ve sonra bıyık altından gülüp "ah benim salağım, ah benim malcığım, beyinsizim benim, ben sana yemek yedirmedim mi 3 tabak? Ama istiyosan tekrar yedirebilirim. Bi Arın Korkmaz herkese yemek yedirmez bunu bildiğin için daha çok istiyosun bunun farkındayım ama bunun için böyle yalanlar uydurmana gerek yok. Arıncığım bana yemek yedir desen ben sana yediririm sorun yapma."

Bense göz devirip yukarıyı gösterdim ve "görüyo musun?" dedim o da yukarı bakıp "neyi?" diye sordu.

Bende gülüp "boyundan 10 kat büyük egonu" dedim. O da anlamış gibi kafa sallıyıp güldü ve "Arın Korkmaz olmak bunu gerektirir gülüm" diyip göz kırptı.

Biz böyle gülerek konuşurken bir anda açılan kapı ve içeri giren kişi beni şok etkisine uğratmıştı. Ağzım açık ne diyeceğimi bilemez bir şekilde bir Arın'a birde giren kişiye bakıyordum.

Bölüm sonu.

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now