Bölüm-17

1.6K 82 6
                                    

Bu gördüğümün hayal olması için dua ettim ama maalesef değildi. Şuan Pelin ve arkadaşları tam karşımda duruyorlardı ve bana sırıtarak bakıyorlardı.

Yüzlerindeki ifadeye bakılırsa kötü şeyler olucağına işaretti. Duruşumu bozmayarak Pelin'e bakmaya devam ettim ve yürek yemişçesine "hayırdır" diye sordum.

Pelin ve arkadaşları arkama bakıp daha çok güldüklerinde arkamda ne olduğuna bakmak için başımı çevirdim ve yapılmakta olan şuan inşaat halindeki apartmanla gözlerim büyüdü. Kim bilir akıllarından ne sinsilikler geçiyordu.

Akılmdan geçen bu düşüncelerle birlikte tam başımı onlara çeviriyordum ki boynum ve sırtımın birleştiği yerde hissettiğim acıyla ağırlaşan göz kapaklarım kapandı.

Yüzümde hissettiğim acıyla gözlerimi tamamen açtım. Bir anda tüm suyu yüzüme fırlatmışlardı ve üstüm başım her yerim ıslanmıştı.

Suyu o kadar sert atmışlardı ki yüzüm acımıştı. Ellerimi oynatacağım sırada duvara bağlı olduğunu anlamam zor olmadı. Etrafı gözlerimle taradığımda Pelin ve arkadaşları beni ellerimden duvara bağlamışlardı.

İnsan oturtur be ayakta duruyordum. Sanki önceden planlanmış gibiydi herşey. İpler, sandalyeler, su kovaları falan belki de hepsi tesadüftü ama hiç sanmıyorum tesadüf olduğuna bu kadarı çünkü fazlaydı.

Hepsi bana sırıtarak baktıklarında "noluya ya? Ne yapıyorsunuz siz?" diye cırladım. Pelin söze girdiğinde "canım hatırlıyor musun burada ilk karşılaştığımız günü? Bana söylediğin o sözleri? Bence hatırlıyorsun. Biz de şimdi o sözlerin ve Arın'ın beni bırakıp seninle birlikte olduğu için senden intikam alıyoruz olay bu" diye çok doğal bir şekilde söyledi.

Şimdi ona o günün yalan olduğunu, Arınla sevgili olmadığımızı söylesem ne olur? İnanmazlar ki hatta korktuğumu sanarak daha çok üstüme gelirler. Of ne yapacaktım ben?

"Peki ne şekilde intikam almayı düşünüyorsunuz o dahi beyninizle?" diye alayla sordum. Gerçekten yürek yemiş olmam gerekiyordu.

Pelin'in yanındaki siyah uzun saçlı kız "bak böyle" diyip bana doğru yaklaştı. Aslında biraz korkmuştum ne yalan söyleyim. Kız hızla yanıma gelip saçlarımı eline dolayıp geriye doğru çekti ve boynum hızla arkaya doğru yattı. Boynum çok acımıştı ama sesimi çıkartmıyordum.

Diğer kumral kısa boylu kız bir tane sert bi şekilde tokat attı. Diğer sarı saçlı kız gelip karnıma sert bi tekme attığında iki büklüm kalmıştım. Siyah saçlı kız hala saçlarımı çekiyordu Pelin ise sanki komik bir film izliyormuş gibi gülüyordu.

Ama sesimin çıkmaması onların sinirini bozmuşa benziyordu. Hepsi teker teker sert bi şekilde yüzüme, karnıma, bacaklarıma vurmaya başladılar. 'Oha be kum torbasına mı vuruyonuz insan evladıyım ben insan. Canım yanıyor' demek istesem de bu isteğimi reddettim ve acımın geçmesini bekledim ama lanet olasıca geçmiyordu.

Esmer olan kız baya, baya, baya, baya sert bi şekilde karnıma tekrar tekme attığında bu sefer ağzımdan çığlık kaçmıştı ve nefesimin kesildiğini hissettim. O ne biçim vuruş lan öyle. Acımıyolardı hiç.

Siyah saçlı kız, saçlarımı sonunda bıraktığında ellerimi ipe doğru doladım. Pelin'i çağırdım, mal hemen önümde durduğunda iplerden destek alarak havalandım ve Pelin'e sağlam bir tekme geçirdim. O da iki büklüm kadığında sırıtıyordum. Taktiği çözdüm önüme gelene tekme atıcaktım.

Kumral kısa olan kız yanıma yaklaştığında ona da tekme savurdum. Huhuuuu kendimi profesör dövüşçü olarak hissediyordum. Gaza gelip "gelsenize lan tirrekler. Siz anca böyle 6'ya tek saldırabilirsiniz. Böyle ipe bağlayarak vurursunuz. Ama bak ben ona rağmen ikinizi nakavt ettim" dedim ve gülmeye başladım.

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now