Bölüm Üç : Güneşin Doğduğu Yer

5.4K 520 126
                                    

Park Sürüsü'ndeki herhangi bir kurda Do Kyungsoo ismini sorsanız; omega, beta, alfa olması veya yaşının büyüklüğü fark etmeksizin delinin teki olduğunu söylerdi.

Kyungsoo'ya küçüklüğünden beri yapışmıştı bu lakap; sürünün delisi, utanç kaynağı.

Sürüde omegalara değer verilmesi bile bu sıfatların önüne geçemiyordu, çünkü Kyungsoo henüz dönüşümünü bile geçirmeden dışlanmıştı etrafından.

Chanyeol omegayla neredeyse yaşıt olduğundan aynı zamanda gitmişlerdi Sürü Okulu'na. Bu yüzden onu yakından tanıma fırsatı olmuştu.

Okulda, henüz 7-8 yaşlarında bir çocukken bile arkadaşlarıyla oynamaz, bir köşeye çekilirdi. Chanyeol onun sık sık panikatağa benzeyen garip nöbetler geçirip çığlık attığını, aynı zamanda nefesi kesildiği için beyaz teninin mosmor oluşunu hatırlıyordu.

Bu nöbetlerin son bulmadığını ve sürekli tekrarladığını duymuştu; hatta birkaç sene önceki kışta ölen zavallı babasını bu ataklar sırasında öldürdüğünü söyleyen bile vardı.

Dedikodulardan sonra Kyungsoo'ya olan korku ve beraberinde gelen nefret daha da artmış ve sürüden dışlanmasına sebep olmuştu.

Sürüden atılmak da elbet bir sonuçtu; tüm sürüyü huzursuz eden kurtlar bu şekilde cezalandırılırdı. Fakat Baş Alfa'nın, yani babasının emriyle Kyungsoo'nun sürüden atılmasını isteyen kesim susturulmuştu.

Babası bu kararı verdiğinde onu ilk kez desteklemediğini hatırlıyordu Chanyeol, sürüye tamamen uyumsuz ve faydasız olan birini burada tutmanın ne anlamı vardı; özellikle de hiç kimse onu istemeyeceği için omegalık görevini, yani doğurganlığı asla yerine getiremeyecek olan birini?

Önünde emir bekleyen Jinyoung'a yanında duran Minseok'un da etkisiyle omegayı buraya getirmesini söylerken, güvenlikten sorumlu alfanın odadan çıkmasıyla oturup başını ellerinin arasına almıştı.

"Omega Kyungsoo benimle ne hakkında konuşacak olabilir, Minseok Hyung?"

Yanına oturmuş, kaşları hafifçe çatık omegaya sordu sorusunu. Onun da bu konuda en ufak bir fikri olmadığı belliydi.

"Göreceğiz, Yeol. Umarım bize dinlemeye değer cümlelerle gelir."

Daha fazla konuşmalarına fırsat bulamadan içeri dalan kısa bedenle irkilerek hızla ayağa kalkmıştı ikisi de.

"Üzgünüm Alfa, aniden içeri daldı ve ne yapa-"

Önlerinde dikilmiş bedeni incelemeye fırsat bulamadan içeri giren Jinyoung'a kibarca gitmesini söylemişti Minseok.

Odada sadece üçü kaldığında, Chanyeol gözlerini uzun zamandır görmediği omegaya çevirmişti.

Koyu kahve saçlarının son derece uzun perçemleri gözünün üzerine düşüyor, büyük siyah gözlerindeki donuk bakışı daha da ürkütücü hale getiriyordu. Koyu renk ağırlıklı basit giysileri ve bir omegaya göre normal olan kısa bedeniyle, Sürünün Delisi tam olarak karşısındaydı.

"Konuş, Omega."

Chanyeol sert çıkardığı sesiyle omegaya seslendiğinde, Kyungsoo onun bir alfa olmasını umursamadan gözlerini devirmiş ve işaret parmağını Minseok'un üzerine doğrultmuştu.

"O gitmeli."

Kyungsoo'nun boğuk sesi odayı doldurduğunda, Minseok onun isteğini üstelemeden son derece öfkeli gözüken Chanyeol'un omzunu hafifçe sıkmış ve kapıya doğru yönelmişti.

"Hayır. Minseok Hyung yanımda kalacak. Şimdi, neden buraya geldiğini açıkla bana."

Chanyeol sesini daha da sert çıkarıp Kyungsoo'nun gözlerine tepeden baktı. Bulması gereken biri ve alması gereken Baş Alfalık unvanı varken o karşısında deli bir omeganın konuşmasını bekleyerek vakit kaybediyordu.

Sylvan's Soul • ChanbaekWhere stories live. Discover now