Bölüm On Dört : İstek

4.3K 427 90
                                    

Gecikme için çok özür dilerim.
Hepinize iyi okumalar lütfen yorum yapmayı unutmayın ♡♡

××××××

Dünya'nın herhangi bir yerinde gözlerini açışıyla başlamıştı her şey.

Yaklaşık altı yaşlarında, güzel bir çocuktu. Yüzünde çocukluğunun getirdiği masum ifadenin yanında bilinmezlik vardı. Altı yaşından önce kim olduğunu, ailesini, arkadaşlarını bilmiyordu mesela. Gür ağaçların kapladığı, çocuk sesleriyle dolu o yerde uyanışından öncesi Baekhyun için karanlık dönemden ibaretti.

Yaşadığı yer ormanın hemen yanındaydı, burada yirmiye yakın kendi yaşıtında çocukla beraber yaşıyordu. Hepsi kişilik olarak bambaşkaydı fakat bir ortak noktaları vardı; herkes kendini bildi bileli buradaydı.

Onları koruyup kollayan bir yetişkin de vardı tabii; Sunhoon Ahjussi'leri.

Genç görüntüsüne ve sürekli gülümsediği için kısılan gözlerine rağmen fazlasıyla otoriterdi. Eğitimleri için gelen birkaç kişinin dışında çocukları yetiştiren ve onlarla yakından ilgilenen tek kişiydi; bu sayede Baekhyun onu bir ebeveyn olarak görmeye başlamıştı.

Bu nedenle en azından aile eksikliğini bir döneme kadar hissetmemişti. Burada tıpkı kendi gibi çocuklar vardı; arkadaşları ise bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar sayılıydı. Gariptir ki çocukların tamamı kendi 'türünden' değildi. Baekhyun'a göre hepsinin sıradan bir görünümü vardı fakat onların birbine 'vampir', 'büyücü' ya da kurt şeklinde isimler taktıklarını duyuyordu.

Okulda kendisinin de kurt-insan melezi bir varlık olduğunu öğrenmişti. Daha sonrasında ise kurtların da kendi arasında türlere ayrıldığını ve bir Omega olduğunu. Bu sayede neden yaşıtı olan diğer çocuklardan daha kısa ve kırılgan bir yapıya sahip olduğunu anlamıştı.

Bir 'Omega' olmaktan hoşlanmıyordu. En yakın arkadaşı olarak saydığı Yuli bir büyücüydü ve büyücü olmak her zaman gözüne daha üst bir kademe gibi gözükmüştü. Eğer bir kurtsa da en azından Kris gibi güçlü bir Alfa olabilirdi.

Fakat ne yazık ki bir Omega olduğu gerçeğini değiştiremeyeceğini öğrenmişti.

Her akşam yatakhanenin bir köşesinde sessizce ağlamasının sebebi de buydu.

Yine bir gece yarısı dizlerini kendine çekip gözyaşlarını bir bir akıtırken hararetli bir şekilde konuşan iki ses gelmişti kulağına; ince bir kadın sesine karışan tanıdık bir ses; Sunhoon Ahjussi.

Bazı çocuklara bu şekilde sesini yükselttiğini duymuştu fakat bu seferki bambaşkaydı, bir azarlamadan çok öfke doluydu.

"Bencillik ediyorsun." diyordu genç adam.

"Sadece burada daha fazla zarar görmesini istemiyorum. O daha çok küçük, üstelik ikisinin birbirlerinden ayrı kalması iyi olmayacak..."

"Ne olursa olsun onun güçlerini keşfetmesini istiyorum. Bu sayede savaştan sonra bir umudumuz olabilir. Hem, ikisi eninde sonunda birbirlerini bulacak, bunu sen de biliyorsun."

"Tabii Ruh'a bir zarar gelmezse." dedi kadın alaycı bir tonla.

"Gelmeyecek. Onun güvende olduğundan ve güçlerini en iyi şekilde kullanmayı öğrendiğinden emin olacağım."

"Söz veriyor musun?"

"Evet." Adamın son kelimesinden sonra sesler kesilmişti.

Baekhyun dinlediği bu cümlelerden hiçbir şey anlam çıkaramamıştı. Tek bildiği bunun önemli bir konuşma olduğuydu, Sunhoon Ahjussi her zaman bir sözden önce uzunca düşünmesi gerektiğini, çünkü sözlerin önemli olduğunu söylemişti.

Sylvan's Soul • ChanbaekDonde viven las historias. Descúbrelo ahora