"BÖLÜM XXVII"

3.5K 325 249
                                    

Gergin, soğuk ve son derece sevimsiz bir şekilde başlayan yemeğin ilk yirmi dakikası sessizlik içinde geçti. Tina'yı görmesiyle tüm iştahı bir anda kapanan Arın tabağındaki yiyeceklerle oynarken ara ara göz göze geldiği annesine zoraki birkaç tebessüm yollayarak onu teselli etmeye çalışıyordu. Yıllardır içinde yaşadığı bu ev gözünde bir anda yabancılaşmıştı. Oturduğu sandalye batıyor, yediği yemek adeta boğazında duruyordu. Babasıysa tam tersine, doktorunun tüm direktiflerini yok sayarak sofrada ne var ne yoksa büyük bir iştahla midesine indirmekle meşguldü. Gördüğü manzaranın hoşnutsuzluğunun acısı Arın'ın midesine giren kramplarla kendini belli ediyordu. Buraya gelmeden önce babasının bir şeyler çevirdiğinden şüpheleniyordu fakat bu kadarı aklının ucundan bile geçmemişti. Tina! Yıllar sonra onu buraya getiren şeyi deli gibi merak etse de bir türlü sormaya cesaret edemiyordu.

Tina'nın durumu ise ondan farklı değildi. Anlamayan gözlerle bir Arın'a bir Vedat Bey'e bakıp geriliyor, buna rağmen arada kendisine laf atan Müjde'yi her zamanki nezaketiyle cevaplayarak buz gibi ortama bir parça da olsa neşe katmaya çabalıyordu. Zaman zaman Arın'a kayan bakışlarındaki sıcaklığın aynı karşılığı bulmaması ise tedirginliğini zirveye taşımaya yetiyordu. Arın değişmişti. Yıllar önce büyük bir aşk yaşadığı adamın yerinde yeller esiyordu. Kaskatı ifadesi daha ilk anda Tina'yı ürkütmüştü. Sıcacık bakan gözleri, yosun tutmuş bir kaya parçası gibi hissiz ve donuktu. Tokalaşırken tuttuğu elinde, her zamanki sahiplenici tavrının tam tersine bir yabancının ruhsuzluğunun izleri vardı. Buradan gittiği gün bunların olacağını biliyordu fakat onun asıl merak ettiği şey Arın'ın ondan neden bu kadar çabuk vazgeçtiğiydi. Gurur denen o kasvetli his belli ki o büyük aşkın önüne geçmişti ve görünürde her iki tarafın da bundan bir şikayeti yok gibiydi.

Bu yaylım ateşinin ortasında kalan Müjde'nin işi ise en zor olanıydı. Bir türlü laf geçiremediği kocasının sürpriz bir şekilde Tina'yı eve getirmesine hâlâ bir anlam verememişken asıl merak ettiği şey bunun Arın'da ne gibi bir etki yaratacağıydı. Dünden beri ettiği tüm dualar bu gelişin oğlunfa olumlu bir etki yaratması yönündeydi fakat Arın'ın Tina'yı gördüğü andaki buz gibi tavrı Müjde'nin tüm hayallerini suya düşürmüştü.

Oğlunun ilk ve tek aşkıydı Tina. Üstelik bunu sadece güzelliğiyle de elde etmemişti. Zira her konuda olduğu gibi bu konuda da oldukça titiz ve seçici olan Arın'ın geçmişten bugüne takıldığı kızları düşündükçe bu aşka sahip olmak için sadece güzelliğin yetmediğini biliyordu. Oğlunun bir kızın elini tutup işte hayatımın aşkı diyebilmesi için onda diğerlerinden farklı bir şey görmesi gerekirdi. Belki zeka, belki güç, belki masumiyet, belki de onun duvarlarını yıkıp kalbine sızacak kadar inatçı ve dik başlı olması. Tina bu özelliklerin hepsine sahipti. Bu yüzden de Arın onu evlerine getirip evlilik hayallerinden bahsettiğinde Müjde'nin buna bir itirazı olmamıştı. Oğlunun gözlerinde gördüğü ışıltı geride kalan tüm soruların cevabı gibiydi... Tina, güzelliği ve zarafetiyle hem ona layık bir gelin hem de Arın'a duyduğu aşkla oğlunu hak eden bir eş adayıydı fakat Müjde'nin yanıldığını anlaması çok sürmedi. Bir sabah Arın'ın ortalığı inleten bağrışlarıyla uyandığında gerçeğin aslında hiç de göründüğü gibi olmadığını anladı. Tina gitmişti. Üstelik ardında sadece bir veda mektubu bırakarak. Her şeyin yolunda olduğu, Arın'ın evlilik dedikodularının cemiyet hayatında fısıldaşıldığı bir dönemde öylece çekip gidivermişti. Arın gibi annesinin de bir türlü anlam veremediği bu durumu hazmetmesi hâliyle hiç de kolay olmamıştı.

Müjde, Arın'a çok fazla belli edemese de bu işte kocasının parmağı olduğundan hep bir şüphe duymuştu. Buna sebep biraz da Vedat'ın o günden sonraki hâl ve hareketleriydi. Herkes bu kadar perişan bir hâldeyken Vedat'ın ortalıkta mutluluk perisi gibi şakıması, Müjde'nin şüphelerini doğruluyordu. Bunu elbetteki kocasına soramazdı. Vedat birçok konuda olduğu gibi bu meselede de başrolü tamamıyla kendisine saklayıp etrafına görünmez duvarlar örmüştü.

BORANLI (Tamamlandı)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu