"BÖLÜM XXXII"

2.8K 308 317
                                    

Müjde ve Vedat hızla yağan yağmurun altında birbirlerine sokularak evin önüne geldiklerinde, daha çalmaya fırsat bulamadan kapının açılmasına duydukları memnuniyetin yanı sıra bir hayli de şaşırdılar.

"Hoş geldiniz efendim." diyerek onları karşılayan Hatice'ye minnetle bakıp adeta ışık hızıyla içeri daldılar.

"Hatice, sen hâlâ uyumadın mı?"

Müjde kabanını Hatice'ye verirken kadının yüzündeki endişe gözünden kaçmadı.

"Hayır, Müjde Hanım, sizi bekledim."

Vedat, boynundaki nemli fuları bir çırpıda çıkarıp kadına uzattı.

"Geç geleceğimizi söylemiştik hâlbuki... Keşke beklemeseydin." diye mırıldandı.

Kadın hiçbir şey söylemeden hanımına döndü.

"Geceniz güzel geçmiştir umarım."

Müjde, saçlarının uçlarında biriken suları eliyle silkeledi. Araçtan eve kadar olan o birkaç adım mesafede bile bu kadar ıslanmalarından dolayı ettiği isyan yüzünden okunuyordu.

"Sıkıcıydı... Her zamanki gibi! Bir de üstüne çıkıştaki yağmur telaşı eklenince keyifler iyice kaçtı." diyerek dudak bükünce, Hatice bakışlarını yere indirip onu onayladı.

"Haklısınız... Mevsim yavaş yavaş dönüyor artık... Size sıcak bir şeyler hazırlamamı ister misiniz?"

Kadının gözleri kenarda hâlâ üzerini silkelemekle uğraşan Vedat'ın üzerindeydi. Vedat bir şey istemediğini belli edercesine başını iki yana sallayınca Müjde de ona katıldı.

"Sağ ol Hatice, hemen odaya çıkacağız. Sen de git yat artık..." deyip girişteki dev aynada kendine son bir kez baktı. "Arayan soran var mı?"

"Evet efendim, aslında ben, sizi biraz da bu yüzden beklemiştim..."

Kadının bakışları Vedat'a kayınca Müjde birden duraksadı.

"Kim? Yoksa Arın mı?" Müjde'nin heyecanlı sesi, odasına çıkmak üzere harekete geçen Vedat'ı da durdurdu.

Hatice, buruk bir şekilde gülümsedi. "Evet, Müjde Hanım."

"Ne zaman aradı? Bir not bıraktı mı?"

Kadın yumuşak bir tebessümle karşılık verdi. "Aramadı, Müjde Hanım. Bizzat kendisi geldi..."

Bu haberle derin bir oh çeken Müjde, çocuksu bir telaşın içine girdi.

"Neden hemen bizi aramadın? Günlerdir ondan haber almak için ne kadar çırpındığımı bilmiyor musun, Hatice?"

Hatice panikle, "Ben, arayacaktım ama kendisi istemedi." dedi ama sesi Müjde'nin siteminin içinde kayboldu.

"Aşk olsun Hatice, iş mi şimdi bu yaptığın?"

Arın, dışarıda oluşan hareketlilikten ev halkının geldiğini anladı fakat babasının çalışma masasının üzerinde duran fuar fotoğraflarına bakmaya öylesine dalmıştı ki hiç istifini bozmadı. İçlerinden en çok ilgisini çeken ve yüreğini titreten de Dilem'in sahnedeyken çekilen tek kare fotoğrafıydı. İnzivaya çekilip şişelerin dibine vurarak unutmaya çalıştığı gerçekler, zaman ve mekân tanımadan tekrar tekrar karşısına çıkıyordu ki bu da Arın'ın hâlâ kanamakta olan yarasının kabuk tutmasına mahal vermiyordu.

"Arın, canım, hoş geldin!"

Annesinin bu hasret yüklü nidası bile Arın'ın duruşunu bozmaya yetmedi fakat Müjde'nin bunu umursayacak hâli yoktu. Koşar adımlarla oğlunun arkasına yanaşıp beline sarıldı. "Canım... Çok özledim seni. İyi ki geldin!"

BORANLI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now