60. Bölüm

35.8K 2.3K 873
                                    


"Hoş geldin kızım," diyerek kapıyı açıp kenara çekilen annemin gözlerinin içi gülüyordu. Hafif bir kırgınlık ama yine de özlem vardı bakışlarında.

"Hoş buldum," derken içeriye adım atıp elimdeki paketleri uzatmıştım. O paketleri alıp konsolun üzerine bırakırken de eğilip çizmelerimi çıkardım ve benim için hazırladığı terlikleri giydim. Kapıyı arkamdan kapatarak beni bekleyen kadının eline uzandım. "Biraz geç kaldım anne, kusura bakma." Elini öptüğümde beni kendine çekip sarıldı. Sırtımı kavrayan elleri bile çok anlam ifade ediyordu. Ben bu kadını nasıl ihmal ederdim?

"Biraz daha gelmeseydin alacaktım ayağımın altına." Tehditkar sesine gülmeden edemedim. Alırdı, beklerdim. "Kapı önünde kalmayalım, salona geç de öyle alayım ifadeni." Geri çekildiğinde kafamı sallayıp salona geçtim. Tuna burada değildi. Hala banyoda mıydı acaba? "Aradığın şey odasında," diye açıkladığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Kendi kendine triplerde bu aralar. Elleşmiyoruz pek. Sabrımı zorluyor ya, neyse." Dişlerini sıkarak söylendiğine göre gerçekten zorluyor olmalıydı.

"En iyi yaptığı şey," diye ben de onu tasdik ettim.

"Boşver şimdi sen onu. Sen nasılsın? Neler yapıyorsun görüşmeyeli?"

"İyi olmaya çalışıyorum. Bildiğin gibi iş güç."

Kaşları çatıldı. "Nasıl iyi olmaya çalışıyorsun?"

"İyiyim anne, merak etme."

"Karışmayayım, karışmayayım diyorum ama karışmayınca da olanları gördük." Hah, başlıyorduk azar faslına. Zamanında yapamadığı konuşmayı es geçecek değildi ya kadın? "Kızım sizin aklınız başınızda mı?" Şükür, değil. "Siz kendinizi Aslı'yla Kerem, Leyla'yla Mecnun mu sandınız?" Biraz açabilir misin anneciğim? "Sevelim kavuşamayalım, hadi kavuştuk ayrı düşelim de destanımız yazılsın mı istiyorsunuz?" Sanırım biraz anladım. "Kıçımın destanı." Dudaklarımın arasından bir kıkırtı kaçıverdi. Karşılığını ters bir bakış olarak alıp sustum. "Bak bir de gülüyor."

"Bunları konuşmak için biraz geç kalmadık mı?" Ne söylersem terlik yiyecekmiş gibi hissettiğimden çekinerek konuşuyordum. "Kapatalım bu can sıkıcı konuları."

"Bu konu kapanmaz." İşaret parmağını yalayıp koltuğun kenarına sürdü. "Şuraya da yazıyorum. Sizi yeniden bir araya getirmezsem bana da Füsun demesinler." Bismillahirrahmanirrahim... Neler diyorsun kız Füsun? "O Tuna da bu eve senden başka gelin getiremeyecek." Yürü be! Ana gibi yar olmaz işte.

"Gene mi gelin muhabbeti? Bu sefer kime bakıyoruz?" Tam Füsun annenin söylediklerine sevineceğim, tadını çıkaracağım derken Tuna'nın sohbetimizin ortasına salona daldığı gibi dalmasıyla gülümsemem yerini nefessizliğe bıraktı. Duştan yeni çıktığı için normalden daha dağınık olan saçlarını eliyle geriye itip annesinin yanına oturduğunda gözleri üstümdeydi. "Hoş geldin İklim."

"Hoş buldum."

"Sana ne kime bakıyorsak? Karışma sen."

"Yok ya..." dedi kolunu annesinin omzuna atarken. "Gelin benim gelinimse tanışsam fena olmaz ha?" Füsun anne bacağına bir tane geçirince içimin yağları eridi.

"Edepsiz."

"Ayıp oluyor ama anne." Kolunu çekip geriye yaslanırken yeniden bana baktı. "İçine bir şey giymeyi unutmuşsun."

Kaşlarımı kaldırarak suratına bakarken ciddi olup olmadığını merak ediyordum.

"Ve?"

"Sana ne? Sen neyi oluyorsun da karışıyorsun?" Annesi araya girince bozuldu. "Kalk git odana."

USLANMAZ | Yarı TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora