79. Bölüm

32K 1.8K 294
                                    


Hepimiz nefesimizi tutmuş, annemden gelecek olan ilk tepkiyi bekliyorduk. Kaan dahil, tek bir kimseden çıt çıkmıyordu. Görünüşte belli etmesem de ben de içimden göbek atıyordum. Beni de kendilerine benzetmişlerdi, adı lazım değil arkadaşlarım. Olayların göbeğindeki kişi olmadığım sürece bunları izlemek keyifliydi tabii. Neden tadını çıkarmayacaktım?

Tuna'nın bacağımı dürtmesiyle kafamı ona çevirdiğimde o da gülmemek için kendini zor tutuyordu. Başıyla annemi işaret edip, "Üç, iki..." diyerek geriye saymaya başladı. "Bir!" dediğindeyse annem ellerini yüzüne sürdü, ilk hayat belirtisi olarak.

"Allah'ım, şükürler olsun!" dediğinde elimizi ağzımıza kapatarak kahkahamızı zor zapt ettik. Kaan da onları telefona çekerken kıpırdamamak için epey çaba sarf ediyordu.

"Niyetiniz ciddi mi?" diye soran Kemal babam sorusunu düzeltti. "Daha doğrusu seninki ciddi mi?"

Özgür abim bakışlarını annesinden güç bela alıp babasına çevirdiğinde, "Bilmem," dedi. "Hiç düşünmedim."

"Ne demek düşünmedin oğlum?"

Babasına yeniden cevap verecekken annesi, "Kızı ara, yarın eve gelsin," diyerek öyle bir girdi ki araya, hızına yetişmek mümkün değildi. "Biz konuşur tanışırız önce. Sonra ben annesinin numarasını alırım ondan. Güzelce anlatırım konuyu. İki gün mühlet veririz hazırlanmaları için sonraki gün de alırız çiçeğimizi, çikolatamızı gideriz." Ben artık diyecek bir şey bulamıyordum.

"Yavaş..." diye mırıldandı abim. "Hızınız yüz seksen."

"Senin de yaşın otuz," diye çemkirdi annem.

"Anne..."

"Ne?" Sonra bana baktı Füsun Sultan. "Siz biraz daha ayrılık oyunu oynarsınız. O sırada abinin düğününü hallediveririz kızım, olur mu?"

"Hayır ya, sıra bizim!" diye benim yerime cevap verdi Tuna.

"Sen sus," dedim ona ters ters bakarak. Sonra da anneme en sevimli gülümsememi yolladım. "Bana uyar anneciğim, hiç sorun yok."

"Aferin benim akıllı kızım."

"Abi bu resmen araya kaynak yapmak ama." Tuna bu sefer abisine söyleniyordu.

"Oğlum, bana ne yükseliyorsun? Şu an hayatıma müdahale edemiyorum farkındaysan." Daha sonra annesine döndü. "Anne, evlendiğimiz yok. Ortalığı ayağa kaldırma."

"Sen evlenme oğlum. Ben evlendiririm seni. Kendini bana bırak paşam."

Özgür abi ayaklandı. "İşte bu yüzden sana hiçbir şey söylemiyorum. Her şey senin istediğin gibi olmaz, olamaz. Şunu anla artık."

Annem geri durur mu? O da ayaklanıp dikildi karşısına. "Hayır, ben anlamıyorum; sen sevmiyor musun bu kızı?" Nefesler yeniden tutulurken ben de gelecek olan cevabı merakla bekliyordum.

"Üstüne gitme çocuğun," diyerek Kemal babam girdi araya. "Bırak, tanısınlar birbirlerini. Nasipse olur zaten sonra da."

"Şükür, aklı başında biri." Özgür abim söylenirken annem ellerini beline koyup gözlerini belertti.

"Kim bu kız? Nasıl biri?" Ellerini birbirine vurarak hayıflandı sonra. "Ay, kesin o Barbie bebeklerden birini buldun sen yine!" dediğinde artık kendimi tutamayıp bastım kahkahayı. Kaan'la Tuna da bana eşlik ettiler, sağ olsunlar.

"Hiç Barbie bebeğe falan benzemiyor Füsun teyze," dedi Kaan. "Neye benzediğini biz de çözemedik ama türünün tek örneği bir kızımız kendisi."

USLANMAZ | Yarı TextingWhere stories live. Discover now