92. Bölüm

19.5K 1.3K 475
                                    


Tüm bedenimin kasıldığını hissettim. Sanki şu an burada değilmişim gibi gerçekliğini algılayamıyordum duyduklarımın. Karşımda yabancı bir kadın vardı ve o kadın, kocamın gözlerinin içine bakarak hamile olduğunu söylüyordu.

Birincisi; neden bunu Tuna'nın gözlerine bakarak söylüyordu?

İkincisi; hamile olmasından Tuna'ya neydi?

"Tamam..." Tuna'nın sesi uğultulu bir şekilde kulağıma ulaştığında ağzımda iğrenç bir tat hissettim. "Tamam da bundan bize ne?" Aklımdan geçen soruyu o dile getirdiğinde, duyacağım herhangi bir şeye karşı hazırlıklı olmadığımı fark ettim. Söyleyeceği hangi şeyin, kocamla gerçekten ne ilgisi olduğunu duymak istemiyordum. Aklıma gelen o korkunç ihtimale hiç hazır değildim.

Kapıyı tuttuğum elim yavaşça gevşerken nefes dahi almadan duruyordum. Güçsüz kalan bacaklarımın beni taşıyamayacağını anladığımda kapının kenarına dayanarak destek aldım. Tir tir titriyordum ve bunun havanın soğuk olmasıyla bir ilgisi yoktu.

"Ne demek bize ne?" Hala ben burada değilmişim gibi kendi aralarında konuşurlarken gözlerimi kapattım. Hepsi bir kabustu. Birazdan uyanacaktım ve hepsi geçecekti. Evet, öyle olacaktı. Tuna'nın kollarında açacaktım gözümü. Bilinçaltımın korkunç bir oyunuydu bu. "Çocuğumuz olacak diyorum." Ve duymaktan korktuğum o şeyi söyledi.

"Çocuğumuz olacak diyorum."

"Çocuğumuz."

Gözlerimi açtım. Hiçbiri kabus değildi. Hepsi gerçekti. Benim kapımın önünde yaşanıyordu.

Kafamı iki yana salladım. Hayır, hayır doğru değildi. Bu yaşananlar gerçekti ama bu kadının söyledikleri doğru değildi. Tuna bana bunu yapmazdı ki. Beni seviyordu. Biz ayrıyken bile beni seviyordu. Yeniden kavuşacağımıza inancı vardı. Aşık olduğu kadınla tekrar kavuşmak için gün sayan adam başka bir kadına dokunur muydu? Diğer adamları bilmem ama Tuna yapmazdı.

Onu savunmak için hücuma geçen tüm sebeplerimin arasında küçücük bir ihtimal vardı. Ya doğruysa? Bu, öyle bir ihtimaldi ki; ne kadar küçük olsa da mide bulandırıyordu. Ya bana kızdığında bir hata yaptıysa ve bunu söylemekten korktuysa? Her şey yoluna girmişken itiraf etmekten çekindiyse? İnsanın kaybetme korkusuyla bir şeyleri saklayabileceğini biliyordum. Doğru olmaması için dualar ederken içimi kemiren şüphe her saniye giderek artıyordu.

"Ne?" Tuna'nın içine kaçarmış gibi çıkan sesiyle dişlerimi sıktım. "Ne diyorsun sen be?" Onun gözlerine bakmayacaktım. Baktığım anda göreceğim şeyden ölesiye korkuyordum. Ya yalan söylediğini görürsem? Beni yine okyanusun dibine çekecekti.

Ama onun bana baktığını görebiliyordum. Bir bana, bir de o kadına bakıyordu. Çocuğunun annesi olma ihtimali olan kadına.

"Aşkım yalan söylüyor. Yok öyle bir şey." Sesi panik ve korku doluydu. Yakalanmanın korkusu muydu bu? "Defol git bacım, hasta mısın nesin?" Kadına eliyle dışarıyı işaret ediyordu. Ben ise çakılmış gibi olduğum yerden kıpırdayamıyordum. "İklim?" Elimi tuttuğunda hızla geri çektim.

"Dokunma bana." Sesim de bedenim kadar güçsüz çıkmıştı.

"İklim, valla yok öyle bir şey. Yemin ederim yok lan!" Öfkeyle saçlarını yoldu ve sonra kadına doğru adım attı. "Sen de bir şey söylesene. Kamera şakası mı bu?" Göz ucuyla kadına baktığımda bakışlarını yere indirdiğini gördüm.

Bu, doğruladığını gösteriyordu.

Daha fazla burada duramayacaktım. Yaslandığım kapıdan ayrıldım ve benim bir şey söylememi bekleyen adama baktım. Gözlerine değil, yüzünün herhangi bir yerine.

USLANMAZ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin