Bölüm 41/👨‍✈️👩‍💼

121K 7.4K 3K
                                    


&

Askeriyeye geldiğimiz de abim beni kendi odasında bırakıp içtima için çıktı. Yarım saat sonra bir Asker gelip beni konferans salonuna getirip kapıda ayrıldı. Elimde ders notlarıyla bir süre durdum kapıda. İçeriden gülüşme sesleri geliyordu, kapıyı yavaşça açıp içeri girdiğimde bütün sesler kesildi ve bakışlar bana döndü. Gözlerim ile içeriye bakıp onu bulduğumda hafifçe gülümsedim.

"Merhaba" dedim.

Adımlarımı benim için oraya konmuş masaya çevirdim ve elimdeki çalışma kağıtlarını ve kitapları bıraktım. Kapının tıklatılmasıyla kapıya doğru baktım.

"Girin" dediğimde kapı açıldı ve Haşim Albay ile birlikte Gediz içeriye girdi.

Bütün askerler sanki içeriye okul müdürü girmiş gibi ayağa kalkıp hazır ola geçti.

"Oturun" dedi Haşim Albay askerlere yönelik. Onlar geri yerlerine oturunca, bana döndü.

"Hayırlı olsun Gamze ilk günün" dedi Haşim Albay.

"Teşekkür ederim" dedim Gediz'i görmezden gelip hafifçe tebessüm ederek. Elinde tuttuğu dosyayı bana doğru uzattığında aldım.

"Her ders isimlerinin yanına imza atacaklar, burada olduklarına dair. Mesai saatleri içerisinde olduğu için maaşlarından kesinti olmayacak. Seninde iş sözleşmen en üstteki kâğıtta yazıyor. Oku, aklına takılan ya da değiştirmek istediğin bir yer olursa imzalamadan gel tekrar bakalım" dedi Haşim Albay ciddi bir şekilde.

"Peki efendim" dedim saygılı bir şekilde. Gediz'i de alıp gitmesini istiyordum çünkü Gediz başvuru yapmadığı için sınavlara girmeyecekti. Sınıfta olmasının bir nedeni de yoktu.

"Gediz geç bir yere otur. Bu arada Gediz üniveriste sınavına girecekmiş zaten aynı konuları işlediğiniz için izin istedi benden. Derselere de katılacak" dedi Haşim Albay, gözleri sınıfa kaydı. Emre'ye bakarak söylediğini biliyordum ama o tarafa bakmadım.

"Anladım Haşim Bey" dedim zorla çıkarttığım sesimle.

"İyi dersler" deyip çıkınca geri masaya ilerledim ve bana doğru bakan 20 erkeğe döndüm.

"Fotokopi çektirip gelebilir mi biriniz?" dedim biraz sesimi yükseltip.

"Ben giderim Hocam" diyen Ercan ile derin bir nefes verdim.

"Teşekkür ederim Ercan. Önlü arkalı olacak şekilde 20 tane çektirip gelir misin? Ders notlarını da bırak yine aynı şekilde 20 tane daha çektirilsin ama uzun sürer onu dersten sonra alırım ben" dedim masadaki kalın kağıt yığınını Ercan'a vererek.

Ercan çıktıktan sonra Haşim Albay'ın verdiği dosyadaki isim listesini çıkarıp en yakınımda olan Semih'e uzattım.

"İsminizin yanına imza atacaksınız" dedim. Kâğıt elden ele dolaşmaya başlayınca Haşim Albay'ın verdiği iş sözleşmesine göz attım. Her şey uygun görünüyordu.

"Buyurun" diyen sesle başımı kaldırdığım da Emre'nin bana bakan gözleri ile karşılaştım.

"Teşekkür ederim" dedim kâğıdı elinden alırken ellerimiz birbirine değdi ve bir elektrik aklımı geçti tenimden.

Kapı açılıp Ercan gelince Emre gözlerini benden çekip yerine geçti. Ercan'dan kağıtları alınca derin bir nefes verdim.

"Evet herkese iki sayfalık bir test dağıtacağım. Tarih 9. sınıf konularıyla ilgili, kısaca seviyeniz ne durumda bakacağız" dedim ayağa kalkarak.

"Ama Hocam ilk günden sınav falan ayıp oluyor" dedi Semih.

"Evet Hocam en azından bir tanışsaydık" diyen arkadaki sese döndüm. İlk defa gördüğüm bir askerdi.

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Where stories live. Discover now