Bölüm 48/👨‍✈️👩‍💼

140K 6.1K 4.2K
                                    

&

"Kapıda Uğur var seninle konuşmak istiyor acilmiş" dediğinde gözlerimi hızla açtım.

"Tamam geliyorum" dedim kalkarak.

Seda odadan çıkınca siyah bir kot pantolon ve beyaz bir kazak giydim. Saçlarımı toplayıp aşağıya indim. Beni bir tek Emre pijamalı görmüştü ve başkasına o halde görünmek istemiyordum kesinlikle. Kapıyı açtığımda bekleyen Uğur ile yüzyüze geldim.

"Uğur hayırdır?" dedim bu arada akşam olmuş hava kararmaya başlamıştı.

"Gamze acil gitmemiz gerekiyor Emre tutuklandı. Manyak Savcı kafayı takmış Emre'ye" dediğinde içime karabulutlar dolmuştu.

"Neden?" dedim kesik kesik nefes alırken.

"Tavandaki kurşun izi incelemeye alındı ve içeride kullanılan silahlarla karşılaştırıldı. Hiçbir silaha uymuyordu ama Emre ifadesinde lambayı kendisinin pattlattığını söylemişti. Kısaca ortada kayıp bir silah olduğu ve Emre yalan söylediği için Savcı yalan beyandan tutuklama kararı çıkarttı" dedi Uğur olanları hızlıca anlatarak.

"Ben-ben çantamı alıp geliyorum" dedim elim ayağım titrerken.

"Bekliyorum halen Askeriyedeler. Belki çıkmadan önce Emre'yi görebilirsin hemen gidersek" diyen Uğurla hızla arkamı dönüp yukarı çıktım.

Çantamı alıp nasıl aşağıya indim, ayakkabılarımı giydim hatırlamıyordum bile. Savcının sıkıntı çıkarabileceğini daha bu sabah konuşmuştuk. Bir an önce Emre'yi görmem gerekiyordu. Kalbimin atışı kulağımda uygulamaya başlamıştı.

Uğur ile arabaya bindiğimizde abimi aradım. Emre'nin telefonunu almışlardır diye onu aramamıştım. Sanırım aradığımda telefonunun açılmamasından korkuyordum. Çünkü Emre ne olursa olsun ben aradığım zaman o telefonu açardı.

Abimi yol boyunca aramama rağmen telefon hiç açılmamıştı. Semih'i de aramıştım ama onun telefonu tamamen kapalıydı. Askeriye ile aramızda olan 20 dakikalık yol bana yıllar gibi gelmişti. Öyle bitmek tükenmek bilmiyordu ki sürekli gözüm saate kayıyordu.

Aklımda sadece Emre'yi görmek vardı. En sonunda pes edip telefonu çantama geri ittim. Askeriyenin yoluna girdiğimiz de içimden dualar ediyordum. Uğur arabayı açık otoparka bırakınca beraber indik. Saat 7 olmuştu karanlık iyice çökmüştü. Askeriyenin yanan ışıkları altında içeriye girdik.

"Bu taraftan" dedi Uğur alt kata yönelerek. Benden peşinden ilerledim ve merdivenlerin sonunda burasının depo gibi bir yer olduğunu fark ettim.

"Uğur burada ne yapıyoruz?" dedim tedirgin bir şekilde.

"Gel hadi" dedi Uğur arkasını dönüp bana bakarak.

"Abimi bulalım önce" dedim geriye doğru bir adım atarak.

"Gamze lütfen bana güven. Askeriyedeyiz ve Emre'ye yanlış yapacak en son insan bile değilim" diyen Uğurun samimi sesiyle bir adım attım. Semih olsa hiç düşünmeden giderdim ama Uğur bana nedense o güveni vermiyordu.

"Tamam, geliyorum" dedim ona doğru adımlayarak.

Deponun sonundaki kapıyı açtığında aslında Askeriyenin arka tarafına çıktığımızı anladım. Birden yakılan ışıklarla gözlerimi biraz karpıştırıp ışığa alışınca sesini duydum.

Biner Yağız Atına
Altında Bozkurtuyla
Cihana Bedeldir O
Düşmana Bakışıyla

Gözler Yıldız Kaş Hilal
Almış Ele Okla Yay
Gel Bir Turan Kuralım
Kızımız Olsun ''Umay''

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin