18. BÖLÜM

423 35 551
                                    

Bölüm Şarkısı:
Sena Şener - Gerçek Değil
Sena Şener - Porselen Kalbim

Kitabın Spotify playlistinin linkini hesabıma ekledim, profilimden bulabilirsiniz

İyi okumalar dilerim!!!🥰

İyi okumalar dilerim!!!🥰

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

•••

Sessizliğin, her zaman içerisinde bir parça da olsa korkuya yer verdiğine inanmışımdır. Bazı sessizliklerin asıl sebebi de bu korku olur esasen. Belki verilecek bir cevabın, belki sorulacak bir sorunun, belki de açıklanacak bir durumun sonrasında yaşanma ihtimâli olan olaylar korkutur bizi. Göreceğimiz tepkiler ağzımızı sıkıca kapatma isteği doğurur, sessizliğin sonsuza dek sürmesini dileriz hatta. Kaçtığımız her şeyin eninde sonunda bizi yakalayacağı gerçeğinden de kaçarız var gücümüzle.

Berkant abi, kaçtığı gerçeklerin kendi ayağına çelme taktığı yerde kalmıştı o anlarda. Sessizliğin kendisine bir kalkan olacağı umuduna sarılıyordu ancak içindeki korku net bir şekilde belli oluyordu. Sessizliğe sığınabildiği kadar sığındı zira ardından geleceklere hiçbir zaman hazır olmamıştı. Yüzündeki ifadeden bile bulduğu ilk fırsatta tüm gerçeklerden yeniden kaçmaya çalışacağı anlaşılıyordu.

Onun da yüzünde bir maske olduğunu ilk defa bugün görmüştüm. Bana hep samimi yaklaşan, her ağladığımda omzunu uzatan, gözyaşlarımı elleriyle silen Berkant abi değildi artık. O da diğerleri gibiydi, ben sadece bunu görmemek için kör taklidi yapmıştım. Tıpkı onun gibi, karşımda duran gerçeklerden kaçmıştım.

Hissizdim. Berkant abi evimizin salonunda, stresle salladığı bacakları ve endişeyle bezenmiş yüzü ile otururken, sessizliği mesken edinip bize borçlu olduğu açıklamayı yapmaktan kaçarken, epey bir hissizdim. Yalnızca düşünüyordum. Çevremdeki her şeyin ve herkesin nasıl ve neden bu kadar yalana bulandığını sorguluyordum. İçine doğduğum aile miydi sorunlu olan, yoksa tüm dünya mı maskelerden ve yalanlardan oluşuyordu? Gerçekten bir şeyler hisseden tek bir insan dahi yok muydu yani? Hepimiz mi sahteydik, hepimiz mi gölgelere itilmiştik?

Bu bir tercih miydi, yoksa zorunluluk mu? Bilmiyordum. Zihnimde onlarca soru bir kaos yaratırken ben hiçbir şey bilmiyordum. Yalnızca bakıyordum, izliyor ve daha çok soru soruyordum. Cevaplarına hiç kimsenin sahip olmadığı sorulardı bunlar.

Geniş salonumuzda peyda olan birkaç dakikalık sessizlik akrep ve yelkovan çalıştıkça daha da garip bir hâle geliyordu. Saatin gece üçe geldiğini tahmin ediyordum. Bunca zaman uyumamamın asıl sebebi bunu başaramayacağım gerçeği olsa da annemlerden, Berkant abinin bize geleceğini duyunca söyleyeceklerini öğrenmek istemiştim. Uykum da hiç yoktu ya zaten.

Yanan restoran Berkant abinin yeni açtığıydı, bir ay önce açılışına gittiğimiz o görkemli yer artık simsiyah bir iskeletten ibaretti. Saatlerce yangını söndürmeye uğraşan ekipler nihayet iki saat önce bunu başarmışlardı ancak resmi işlemler, polis derken Berkant abinin evine dönebilmesi bu saati bulmuştu. İçeriye gireli beş dakikayı geçiyordu belki ve geldiğinden beri de ağzını açan tek bir kişi olmamıştı. Pusat'ın yanında olmadığı da dikkatimi çekti fakat bunu elbette dile getirmeyecektim. Muhtemelen işin illegal yanıyla ilgileniyordu. Ne şaşırtıcı ama.

ALTÜST (+18)Where stories live. Discover now