Ruhsuz 12

409 31 18
                                    

Bölümü yazıp bitirdikten sonra gelen ben böyle bir şey yazmayacaktım hissine rağmen her bölümde karakterlerimin başına buyruk hareket edip kurguya yön vermesinden memnunum. Bölümü ben çok beğendim, umarım siz de beğenirsiniz. Keyifli okumalar.

Ruhsuz 12

"Melis! Meliiis!" Salih dördüncü kez seslenip de karşılık alamadığında Melis'i omzundan dürttü. Melis irkilse de kendini çabucak toparladı ve yüzünü Salih'e çevirdi.

"Efendim?"

"İyi misin kızım."

"Evet."  Dese de iyi görünmediğini fark etmişti Salih. Geçen günkü kadın gelip oturduğundan beri Melis gözlerini ondan ayıramamıştı. Mutfaktan çıkmak üzereyken gördüğü kadın olduğu yerde donup kalmasına sebep olmuştu. Kadın ise Melis'i henüz görmemişti.

"İstersen bugün biraz dinlen?" Dediğinde Melis başını iki yana sallayarak reddetti.

"Gerek yok." Melis hızla mutfak kapısından çıkıp kasanın yanına ilerledi ve içeriyi gözlemeye başladı. Masalardan birinde oturan bir kadın elini kaldırdığında hızla oraya ilerledi. Siparişleri alıp masadan uzaklaşırken annesi olduğunu söyleyen kadın onu fark etmişti.

"Melis!" Melis anlık bir duraksamanın ardından geri dönüp kadının yanına ilerledi. Kadın çoktan ayağa kalkmıştı.

"Buyrun ne istemiştiniz?" Dedi yüzüne bile bakmadan.

"Biraz konuşabilir miyiz? Lütfen." Melis bakışlarını not defterinden kaldırıp karşısındaki kadını inceledi. Kalçalarının bitimine kadar inen onunkiyle aynı renk simsiyah saçları göz alıcı görünüyordu. İnce ve biçimli kaşlarının altında koyu kahverengi gözleri buğulu bir göz makyajıyla çevrelenmişti. Buraya kadar her şey normaldi. Ama gözleri biraz daha aşağıya kaydığında istemsizce rahatsız olmuştu Melis. Çıkık elmacık kemikleri küçük burnu ve biçimli dudaklarıyla bu yüz tanıdıktı. Koyu renk ruj sürülmüş dudakları umutlu bir gülümsemenin etkisiyle gerilmiş ve  yanaklar biraz daha dolgun olsa da, Melis her gün aynada gördüğü bu yüzü tanıyordu.

"Melis lütfen bana bir şans ver kızım." Diye yalvardı Nihal. "Seni kazanmam için bana bir şans ver. Burada çalışmak zorunda bile kalmayacaksın sana harika bir hayat sunacağım." Melis'in yaşadığı kararsızlık son duyduklarının etkisiyle kaybolmuş ve arkasını dönüp tekrar mutfağa ilerlemesine sebep olmuştu.

Onun vereceği hayatı istemiyordu. Eğer Melis'e sunacağı tek şey, çalışmak zorunda kalmayacağı rahat bir yaşam fırsatıysa, Melis'in ona bir şans vermeye hiç niyeti yoktu.

1 yıldır doğru dürüst yüzüne bakmadığı, dün akşam haricinde bir kez bile varlığını önemsemediği Furkan bile daha çok şey vadetmişti annesi olduğunu söyleyen kadından. Furkan ona yalnız olmayacağını söylemişti. Ne olursa olsun yanında olacağını... Ona inanmasa ve buna ihtiyacı olmadığını düşünse bile annesinin sunduğu tekliften çok daha cazip olduğu ortadaydı.

Melis siparişlerin hazırlanmasını beklerken İlay Furkan'la birlikte kafeye giriş yapmıştı. Melis'in annesini ilk fark eden de İlay olmuştu.  Furkan'ın koluna nazikçe dokunarak yumruk yaptığı elini çenesine dayamış halde oturan kadını işaret etti. Furkan tereddüt etse de İlay'ın ilerlemesiyle o da kadının yanına ilerledi.

"Merhaba?" İlay kibarca selam verirken Nihal başını kaldırıp karşısındaki gençlere baktı. Onları hatırlıyordu. Özellikle de ilk ortaya çıktığında kendisine ters ters bakan şu çocuğu. Şimdi ters bakmasa da onunla olmaktan rahatsız olduğunu fark etmişti. Nihal bu durumu önemsemedi. Melis'e giden yolda bir basamaktı bu çocuk. Ve diğerleri de... Onu kazandığında hepsinden bir bir kurtulması gerekebilirdi ama şimdi onlara ihtiyacı vardı.

RUHSUZ (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin