Ruhsuz 20

172 19 23
                                    

Favori karakterim Çakıl bu bölümle birlikte hikayeye girmiş bulunuyor. Heyecanlandım.

Nihal'in bitmek tükenmek bilmeyen ısrarlarından bıkan Melis kendisine verilen adrese doğru ilerliyordu. Hala anne demediği annesinin kocası ile tanışacaktı. Nihal ona ortak olmayı düşündükleri bir iş adamını ailesiyle birlikte davet ettiklerini, onların da ailece bir arada bulunmalarını istediğini söylemişti. Yani başka insanlarla da tanışacaktı. Melis aile olduklarını düşünmese de Furkan'la konuşmasının ardından en azından yemeğe gelmeyi kabul etmişti.

Mesaisi biter bitmez son günlerini geçirdiği depoda duş almış, üzerini değiştirmiş ve yürüyerek yola koyulmuştu. Bahar aylarında oldukları için erken kararmıyordu hava.

Hayatı boyunca hiç bulunmadığı lüks evlerle, villalarla dolu bir mahalledeydi şimdi. Bu kadar yabancı bir ortamda bulunmak onu tedirgin etse de bunu dışarıya yansıtmıyordu. Başında şapkası, başı öne eğik bir biçimde ilerlemeye devam ediyordu. Aniden kolundan kavrayan bir el onu durdurdu. Melis başını kaldırıp baktığında kendisine sırıtarak bakan bu yüzü tanımıştı.

"Bakın burada kim varmış?" Dedi Bora gülümseyerek. "Ayağıma kadar gelmen ne kadar da hoş." Melis kolunu hızla çekiştirdi ve öfkeyle tısladı.

"Bırak!" Bora onu bırakmak yerine bir kolunu bedenine sararak sırtını göğsüne yasladı. Diğer eliyle de ağzını kapatmıştı. Melis kendisini geri geri sürükleyen bedene karşı koymaya çalışsa da cılız bedeni bunun için yeterince kuvvetli değildi. Orman benzeri ağaçlık bir alana girdiklerinde Melis ayakkabısının tekini geride bırakmıştı. Şapkası ise, Bora'yla ilk karşılaştıkları yerde düşmüştü.

Çırpınıyor, çığlık atmaya çalışıyor ama hiçbirinde başarılı olamıyordu. Ağaçların arasına doğru öylece sürükleniyordu.

Sonunda yeterince uzaklaştığına kanaat getiren Bora Melis'i yere doğru hızla savurdu. Melis ellerinden destek almak isterken sağ bileğinde keskin bir sızı hissetti. İncitmişti.

"Sana sorduğum soruyu hatırlıyor musun?" Diye sordu Bora yanında diz çökerek. Melis ona bir tekme savurduğunda kendini geri atarak kurtuldu tekmeden.

"İMDAAAAAA-" Melis'in çığlığı Bora'nın tekrar elini ağzına kapamasıyla yarım kaldı. İki eliyle ağzındaki eli çekmeye çalışırken bileğinde hissettiği acı yüzünden neredeyse gözlerinden yaş gelecekti. Bora onun iki elini yakalayıp tek eliyle sıkıca tuttuğunda ağzından boğuk bir inleme kaçtı.

"Sen, küçük orospu! Senin yüzünden arkadaşlarımla aram bozuldu. Ama biliyor musun, o sümsüklerle aramı bozduğuma değecek." Melis bir kez daha çırpınırken Bora'ın ittirmesiyle sırt üstü yere düştü. Bora bileklerindeki elini çekerek göğüslerine götürdüğünde Melis onu ittirmeye çalıştı ama Bora, tişörtünü yakasından başlayarak boydan boya yırtmıştı.

Bora iki elini tekrar sıkıca kavrayarak boynuna doğru yaklaştığı sırada Melis korkuyla gözlerini kapattı. Bora'nın nefesini boynunda hissettiği an birdenbire yana doğru düştü üzerindeki beden. Melis gözlerini korkuyla açtığında karnı beyaz, sırtı siyah iri bir köpeğin Bora'nın üstünde olduğunu gördü.

Köpek Bora'nın boynuna doğru ısırmak için atıldığı sırada Bora kolunu kaldırdı ve koluna gelen ısırıkla acıyla bağırdı. Köpeğin karnına bir tekme savurduğunda inleyerek geriye savruldu köpek. Hemen arkasından bir ses duydular.

"ÇAKIIIILLL!!!" Bora küfrederek ayaklandı ve kaçmaya yeltendi ama köpek bu sefer de üzerindeki eşofmanın paçasından yakaladı. Sonunda Bora eşofmanının bir parçasını geride bırakarak kaçmayı başardı. Köpek arkasından gidip gitmemekte kararsız kalmış gibi onu izlerken aynı sesi bir kez daha duydu Melis.

RUHSUZ (Yeniden)Where stories live. Discover now