Ruhsuz 36

132 9 0
                                    

Emre'nin tatili hala bitmediği için işe gitmemişti ve bahçede Melis'in yanında oturuyordu. Melis, başını dizlerine koymuş Çakıl'ı severken durgun görünüyordu. O da son birkaç gündür olduğu gibi işe gitmemişti. Aklı hala Furkan'daydı.

"Hala inat etmeye devam mı edeceksin?" Dedi Emre yüzünü Melis'e çevirerek.

"Ne açıdan?"

"Tabiki Furkan'dan bahsediyorum." Dedi Emre. "En azından bir dinlesen fena olmaz."

"İstemiyorum." Dedi Melis omuz silkerek.

"Neyi istemiyorsun?" Diye sorduğunda birkaç saniye düşündü genç kız.

"Ona beni yıkacak gücü vermek istemiyorum." Derken sesi çok zayıf çıkmıştı.

"İyi de bu şekilde olmaz." Dedi Emre. Melis'i biraz yumuşatabilirse birkaç dakika içinde kız kardeşiyle birlikte yanlarında olacak Furkan'ı dinlemesini sağlayabileceğini düşünüyordu. Furkan'ın gelişi onun için de iyi olacaktı çünkü evin penceresinden ikide bir onları kontrol eden Aykut Bey'in yüzündeki ifade onu tiksindiriyordu.

Melis'in cevap vermediğini fark ettiğinde tekrar ona döndü.

"Furkan'ı çağırdım. Birazdan burada olur." Melis dizlerindeki köpeğin başını çekip kalkmaya çalıştığı sırada kolundan yakalayıp oturduğu yerde kalmasını sağladı.

"Bir şey söyle."

"Size iyi eğlenceler." Dedi Melis buna cevaben.

"Sence Furkan buraya benimle eğlenmek için mi geliyor?"

"Ne için geldiğiyle ilgilenmiyorum." Dedikten sonra tekrar kalkmaya yeltendi ve Çakıl huzursuz bir şekilde Melis'in dizlerinden kalkarak birkaç adım ötelerine güneşe yattı.

"Melis en azından bir kere dinlemelisin." Dedi Emre. "Aranızdaki problem her neyse."

"Zaten bir kez dinledim." Dedi Melis öfkeyle. Mavi gözleri şimdi ışıl ışıldı. "Tekrar dinlemeye gerek duymuyorum."

"Seni bu kadar kızdıracak ne yaptı?" Diye sordu Emre.

"Yalan söyledi." Dedi Melis. "Her konuda. İşe ilk girdiğinde bana resmen ona yardımcı olmam için yalvardı. Lütfen Melis, işten kovulmamam gerek, babam yok, anneme ben bakıyorum. Meğer hepsi yalanmış. Babası kim biliyor musun? Hani şu ünlü Sağlam Mobilya var ya, onun sahibi. Bana getirdiği mobilyalar ikinci el değilmiş. Beni bu kadar aptal yerine koyan birisini neden dinleyeyim ki? Tekrar yalan söylemeyeceğine nasıl inanıyım?"

"Sana Furkan'ın soyadını sorduğumda ne dediğini hatırlıyor musun?" Diye sordu Emre. Melis cevap vermediğinde de devam etti.

"Bilmediğini söyledin. Bilmiyordun. Kim bilir ne kadar zamandır yanında ama soyadını bile bilmiyordun. En sevdiği yemeği, rengi, filmi, şarkıyı listeye hiç almıyorum bile. Çayı mı daha çok sever Furkan yoksa kahveyi mi? Annesine mi daha düşkündür babasına mı? Kardeşi var mı? Varsa kaç tane? Nasıl insanlar? Nelerden hoşlanır, neleri sevmez, nelerden korkar? Sen bunların kaçını sordun ki ona?" Sesi istemsizce yükselmişti Emre'nin. Melis iri iri açılmış gözlerle ona bakarken konuşmaya devam etti.

"Hiç tanımaya çalıştın mı Furkan'ı? Evet sana yalan söylemiş. Ama sen bunun peşine düşmemişsin. Onu o kadar yok saymışsın ki ne söylediğinin umrunda olacağına ihtimal bile vermemiştir. Ne zaman onunla ilgili bir şeyi merak ettin? Hep yanında olmaya çalışmış ve başlarda buz kütlesinden farksız olduğun için de yalan söylemiş. Şu anda bunu bu kadar abartmanı anlamıyorum. Şimdiye kadar umrunda değildi ama birden söylediklerinin yalan olduğunu öğrenince bu senin hayat memat meselesi oldu. Sana bir şey söyleyeyim mi Melis Gündoğdu? Sadece bahane arıyorsun. Furkan sana iyi geliyor, Furkan seni seviyor ve sen bundan korktuğun için bahane arıyorsun. Onu hayatından çıkarmak için bulduğun ilk bahaneye sarıldın. Geçerli olup olmaması umrunda bile değildi. Sen sadece ondan kurtulmak istedin. Kendi karanlığına dönmene engel olduğu için ondan kurtulmak istedin. Ama Melis, bu o kadar kolay olmayacak. Çünkü sen istesen de istemesen de Furkan hayatında vazgeçilmez bir parça oldu çoktan."

RUHSUZ (Yeniden)Where stories live. Discover now