Ruhsuz 28

168 14 6
                                    

"Sevmiyorum bunu ya, çok haksızlık ediyor." Diye söylendi İlay. "Yazık değil mi zavallıya, turnuvayı kaybetti onun yüzünden."

"Charizard'a laf yok." Diyerek araya girdi Mert. Melis'in hemen solunda oturuyordu. Sağında ise Furkan vardı ve şu an kucağındaki bilgisayardan yeni bölüm açmaya çalışıyordu. İlay ve İlker ikili koltuğa oturmuş, Burcu ise tekli koltuğa yerleşmişti ve en küçükleri 21 yaşında olan bu grup, Pokemon izliyordu.

"Kusura bakma ama Charizard tam bir göt." Dedi Burcu elindeki cipsi ağzına atarken. "En tatlısı Squirtle."

"Pikaçu varken mi?" Dedi İlay. " Pi- ka diyişi bile mükemmel." İlay'ın taklidine hepsi gülerken  Furkan yeni bölümü açmış ve bilgisayarı kenara koyarak ekranı yansıttığı televizyona gözünü dikmişti. Yavaşça Melis'e eğilip kulağına fısıldadı.

"Senin favorin hangisi?"

"Bilmem." Diyerek omuz silkti Melis. "Hepsi ana karakteri çok seviyor belli ki. Sen en çok hangisini seviyorsun." Gözlerini Furkan'a diktiğinde Furkan neredeyse 'ben en çok seni seviyorum' diyecekti. Bunun yerine gülümsedi.

"Sence de bir ördek olarak suda boğulan Psyduck çok tatlı değil mi?" Melis onun bu söylediğine dayanamayarak güldüğünde Furkan televizyondan yansıyan ışıkta onun muhteşem görünen gamzelerine baktı.

"Hişşş. Sessiz olun." Diye araya girdi Burcu. Melis dudaklarını birbirine bastırarak önüne döndü. Gördüğü kabusları unutmamıştı ama şu an hiçbir şey düşünmeden çizgi film izlemek istiyordu.

Hiçbir derdi yokmuş gibi.

Hala çocukmuş gibi...

Saat gece yarısını geçtiğinde önce İlay ve İlker ayaklandı. İlay ailesinin merak edeceğini söylemiş, İlker de onu bırakmak için kalkmıştı. Onların kalkmasıyla Burcu da ayaklandı.

"Ben de kaçıyım artık. Yarın temizlik günü, iyice dinlenmem lazım." Ardından Mert'e döndü. "Seni de bırakıyım istersen?"

"Olur." Diyerek kalktı Mert. "Götür beni gittiğin yere güzellik." Burcu göz devirdikten sonra güldü. Furkan da kalkıp onlarla beraber kapıya kadar ilerledi. Hepsi Melis'e iyi geceler dileyerek merdivenlerden indiğinde Furkan gülümseyerek Melis'e döndü.

"Bana da müsaade artık Mavişim. Sen de dinlen. Gerçi yarın izinlisin ama olsun." Melis'e kısaca sarılıp geri çekildi ve ayakkabılarına uzandı. Ayakkabılarını giyip doğruldu ve gülümseyerek kapıya yöneldi.

"İyi geceler."

"Furkan" diye mırıldandı Melis.

"Söyle Mavişim."

"Sen ailenden ayrı yaşadığını söylemiştin değil mi?"

"Evet? Bir şey mi oldu?"

"Biraz daha kalsan olur mu diyecektim." Dedi Melis. "Tabi işin varsa-" Furkan'ın ayakkabılarını tekrar çıkardığını görünce cümlesini tamamlamasına gerek kalmamıştı.

"Bir sorun mu var?" Derken Furkan açık olan kapıyı tekrar kapatmıştı.

"Hayır." Dedi Melis sıkılgan bir ifadeyle. "Sadece... Ben sadece..."

"Tamam." Diyerek ona sarıldı Furkan. Melis'in başını göğsüne yasladığında derin bir nefes aldı.

"Tamam Mavişim. Sebebe gerek yok. Sen istediğin  sürece ben yanından bir saniye bile ayrılmam. Asla." Melis gözlerini kapatarak iç çekti.

"Korkuyorum." Diye mırıldandı.

"Efendim?" Diyerek ona baktı ne söylediğini anlayamayan Furkan.

RUHSUZ (Yeniden)Where stories live. Discover now