26. Bölüm: bir arkadaş kaybı (½m)

2.8K 285 193
                                    

Merhabaaaalllaarr nasillsinizzz bakalimmmmmm
Sizin icin uzun bizim icin bi omur suren aradan sonra hepinize tekrardan peacheee hos geldiniz diyorum, moraliniz mi bozuk, uzgun musunuz o zaman bu bolum umarim sizin keyfinizi yerine getirir :33

Cok konustum neysem, o kadar beklediniz bir de beni dinliyonuz ;((((

Hayydin hepinize iyi okumalar diliyorum, bolum cok da uzun degil sadece 6k ama oldugu kadar olmadigi kader di mi :((((

Bölüm sarkisi: The Chain Gang of 1974 - Sleepwalking

***

Park Jimin

Her insan birine, bir yere, bir zamana veyahut da bir şeye güvenme açlığıyla doğar, büyür zannımca. Sığındığımız kucak, tutunduğumuz el, ağladığımız omuz, sokaklarında yürürken özgürlük hissiyle dolup taştığımız ülke, gökteki güneş, yerdeki taşlar... İnsanoğlu güvenmek ister, güvende olduğunu bilmek, hissetmek ister ve bu istekle yaşamak için çabalasa da elde edemez; özellikle bu ülkede, attığımız bir adımın nereye varacağından değil, o adımı bizimle atanların bize nasıl zarar vereceği ve bunun sonucunda hiçbir cezaya maruz kalmayacakları korkusuyla yaşamak zorunda bırakılmak çok yorucu... Zor. Çok zor. Nefes almak zor, yaşamak zor, gülümsemek zor, mutlu olmak zor ve bunu bize yaşatanların adı sanı belli, sadece o noktaya ulaşıp hakkettiği yere, cehennemin dibine çekip götüremiyoruz onu.

Derler ki hayat umut ettiğin kadardır; bu yüzden bir şeylerin değişebileceğine dair umudumu hiç kaybetmedim, çünkü gün gelir elbet devran döner, kurt kuzu, avcı av olur. Biz pes etmedikçe, doğruluk için savaştıkça, sesimizi hep gür tuttukça, kimsenin bizi deviremeyeceğini biliyorum. Ve tüm bunların yanında beni sonuna kadar destekleyeceğini bildiğim, sırtımı güvenle yaslayabileceğim birine sahip olmak her şeyden güçlü hissettiriyordu beni.

Ben Taehyung'a sahiptim; onunlaydım, onun eşiydim, sevgilisiydim ve biricik sevdiğiydim. Bu bana yeterdi, onun sevgisi her şeyin üstesinden gelebilmem için gerçekten de yeterdi, başka hiçbir şeye ihtiyaç duymuyordum ama bu ardı ardına yaşanan huzursuzluklar içimi sürekli kemirip dururken aşkımın sıcak sularında rahatça nefeslenemiyordum artık. Taehyung da bunun farkındaydı, huzursuzluğumun, bıkkınlığımın ve bitikliğimin sebebinin ne olduğunun gayet de farkındaydı. Ne yapacağını bilemeyişi de bu yüzdendi; beni mutlu edebilmek için çabalıyordu, elinden ne geliyorsa benim için yapmaya hazırdı ve buna o kadar minnettardım ki, gerçek hayatın dalavereleri bizi ordan oraya savururken Taehyung'un kolları arasındaki dünyama sığınmak, bana en iyi gelen şeydi.

Onunlayken gerçek dünyanın kötülüklerinden soyutlanıyor olmak ne kadar doğruydu bilmiyorum ama nefes alabilmek için böyle kaçamaklara çok ihtiyacım vardı ve Taehyung da bana eşlik etmekten asla geri kalmazdı.

Davetin olduğu yerden Taehyung, Bayan Lee'yle kısaca konuştuktan sonra ayrılmış ve kendimizi yollara atmıştık. Hava buz gibiydi ve üzerimizde takım elbiselerimizden başka bizi ısıtacak hiçbir şey olmaması pek de umrumuzda değildi. El eleydik, parmaklarımız iç içeydi ve sallana sallana yolda yürüyorduk, arabayı uzağa park etmiş sayılmazdık ve muhtemelen bir süre yürüyüp kendimize geldikten sonra geri dönecektik.

"Buralarda bir park olması lazım." diye mırıldandım sadece sokak lambalarının aydınlattığı yolda etrafı kolaçan ederken. "Gidip biraz oturalım."

"Bence arabaya geri dönelim, üşüteceksin. Hava çok soğuk."

"Üşümüyorum Taehyung, gerçekten."

peach marmalade √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin