11'5. Bölüm: güven tabuları

4K 612 499
                                    

Taehyung ve Jimin aynı yatakta uyuduktan sonra neler oldu oyyyynat bakalım ;>

***

Deliksiz bir uyku çekeceğimi düşünmüştüm, en azından ortam ve şartlar beni buna iterken uyumamam işten bile olamazdı ama gelin görün ki, arkamda, karnıma kollarını, sırtıma da alnını yaslamış bir şekilde uyuyan Taehyung, odaya dağılmış yoğun vanilya kokusuna kıyasla oldukça huzursuz bir uyku çektiği için sürekli anlamsız kelimeler mırıldanıyor ve benim uyumama engel oluyordu. Sesli ortamlarda uyuyamama gibi rahatsız edici bir alışkanlığım vardı ve kapı gıcırdasa anında uyanırdım; ne kadar yorgun olursam olayım bir daha ne uyku beni tutardı ne de ben onu.

"Taehyung." diye mırıldandım beni sıkı sıkı saran kollarının arasında zorlukla dönüp eğdiği başını hafifçe kaldırarak. Alnına elimi bastırdığımda ise büyük bir rahatlamayla iç çekmem artık hissedilmeyen ateşin yerini ılık ter damlacıklarına bırakmış olmasından kaynaklıydı fakat neden hâlâ huzursuz bir uyku çekiyor olduğunu anlayamıyordum; kaşlarını çatmış, dişlerini sıkmış bir biçimde anlayamadığım bir sürü kelimeyi mırıldanıyordu. Muhtemelen rüyasında biriyle tartışıyordu ve buna sinirleniyordu.

Hafifçe ona doğru yaklaştım, göğsümde kavuşturduğum ellerimden biri yavaşça kırışan alnına, oradan da terden dolayı nemlenmiş saç diplerine doğru temkinli hareketlerle ilerledi. Parmaklarım yumuşak tutamlarının arasına daldığında aklımdan sadece Taehyung'un saçlarını neden bir anda okşamak istediğim geçiyordu ve bu soruya yanıt vermektense uzamış kahvelerine karışmış yeşil saçlarını kulağının arkasına doğru taramak daha kolay ve rahatlatıcı gelmişti. Kaşlarını çattığı için çizikler dolu alnına baş parmağımla yavaşça masaj yapmaya başladığımda ise yüzü yumuşamış, dişlerini sıkmayı bırakmış ve nefes alışverişleri normal bir düzene girmişti.

Parmaklarım hâlâ yüz çizgilerinde dolanırken "Seni bu kadar huzursuz eden ne, merak ediyorum Taehyung." diye mırıldandım beni duyamayacağını bile bile. "Ailenle alâkalı olduğuna yemin edebilirim ama sen kendini dökmedikçe, ben seni toplayamam, bunu biliyorsun değil mi?"

Gözlerimi devirdim. "Hoş, benim tarafımdan teselli görmek seni mutlu etmeyecektir ama yine de içimde sana karşı durduramadığım bir yakınlık var; belki çatıda karşılaştığımız o günden kaldı tüm bunlar ama yine de yanında olmak istiyorum."

İtirafım bana komik gelmiş olmalı ki gülmeden edemedim. "Belki de bu yüzden beni her ittiğinde sinirlenmeden edemiyorum, bir an gerçekten birbirimize benzediğimizi düşünüyorken, başka bir an birbirimizden nefret ettiğimizi düşünüyorum, bu çok yorucu." derin bir nefes aldım. "Beni çok yoruyorsun."

Belime sarılı olan kollarından kurtularak yatağa bu sefer sırt üstü uzandım ve sarı gece lambasıyla loşlaşan odanın beyaz tavanına diktim gözlerimi. Biraz daha düşünmeye ve yüzüne karşı bir türlü söyleyemediklerimi o uyurken dökmeye ihtiyacım vardı. "Şanslısın, ben kolayca pes eden biri değilim."

Kollarımı başımın altına koydum bu sefer. "Beni ne kadar itsen de, sevmediğini söylesen de maskelerinin ardındayken sana inanmayacağımı bil Taehyung, hâlâ tam olarak gerçek senle tanışmamış olsam da, onun beni sevdiğine eminim." dudaklarımı büzdüm. "En azından kokumu sevdiğini biliyorum."

Taehyung bir anda yerinde hareketlenerek tekrar bir kolunu karnımın üzerine sarıp kendini bana yaklaştırdığında, dediklerimi duymuş olabileceğinin endişesi tüm vücudumu sardı ve bakışlarımı ona indirdim. Mırıltıları kesilmiş, nefesi düzene girmiş ve alnı omzuma yaslanmış bir şekilde uyuyordu? Uyanık olduğuna dair herhangi bir şüpheli hareket de sergilememişti. Bir çocuktan farkı yoktu, uyurken bile cüssesine bakmadan kendini yanımda minicik etmişti ve bana sokulmadan duramıyordu. Tüm bu sarmaş dolaş olma sevgisinin ateşinden dolayı kaynaklandığını sanmıyordum aslında, Taehyung'un teması sevmediğini birçok şekilde tecrübe etsem de, ilgiyi seven bir yapısı olduğunu düşünmeden edemiyordum. Ve bugün onun için endişelendiğimi söylediğimde değişen tavırları da bunu çok iyi açıklıyordu. Ateşi varken, ayakta bile duramayacak haldeyken ve kesinlikle yardıma muhtaçken bana sırf ona ilaç ve yemek getirdim diye sinirlenmesi doğru değildi, asıl sinirlendiği nokta, buraya sırf Tesla istediği için geldiğimi ve onun için hiç endişelenmediğimi düşünmesiydi.

peach marmalade √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin