28. Bölüm: daha iyi günlere (FINAL)

1.9K 155 91
                                    

Uzun bir aradan sonra hepinize merhaba ;-;

Sonunda final bolumleriyle gelebildik ve ne desem pek bilemiyorum, uzun uzun da konusmak istemiyorum cunku sizi bayagi beklettik ve sus len yaprakcik okuyalim su bolumu diyebilirsiniz jdjdjdjdjd derseniz de haklisiniz ;-;

Yazdik bisiler, final bolumu oldugu icin elimde peach vmine dair ne varsa yazdim artik, cok cok uzun bi bolum degil ama yerinde bitirdigime inaniyorum, umarim sizi de tatmin eder ;-;

Tamam tamam sustum jdkdjdkkdx bolum sonu notunda gorusuruzz :3

İyi okumalar :3

Bölüm şarkıları; Mad Mad World - Shaggy, Sizzla Kalonji & Collie Buddz

See The Butterflies - VISORA (bunu ikinci sahne ve sonrasinda dinlerseniz cok mutlu olurum, medyaya yutub linkini ekledim ama burasi dogru yer mi bilemedim, spotifyde peach marmalade listesine de eklemistim, oradan da dinleyebilirsinizzz )

WHO - Cikuk ft Lauv (evet asla bikmiycam bu sarkidan cikuk bu sarkinin varligini bilmese bile dinlemeye devam)

Park Jimin

Yorgun bir günün ardından Yoongi'yle aramızı düzeltmiş olmamız ve her ne kadar inanmakta güçlük çeksem de Jungkook'la atışmak yerine daha rahat bir ortamda bulunmuş olmak ben ve Taehyung'a gerçekten iyi gelmişti. İkilinin arasının düşündüğümden iyi olması ve birbirlerini boğazlamadıklarını bilmek de güzeldi, en azından endişelerim eskisi gibi değildi. İyiydik, iyilerdi ve bu, halsiz bedenimi mutlu bir şekilde Taehyung'la yatağımıza atmam için en büyük sebepti.

Daireden ikiliyi baş başa bırakıp Tesla ve Mya'ya da tekrar selam verdikten sonra çıktığımızda havanın dondurucu derecede soğukluğu yüzümüze vurmuş, anında yüzüm soğuktan kızarmışken Taehyung'la arabaya doğru binbir çabayla koşmaya çalışıyorduk. Elimi sıkıca kavramıştı, güçlüce onun peşinden çekilirken gözlerim istemsizce geniş ve dik omuzlarına takıldı ve anılarımızda yuvarlanmadan edemedim. Bir zamanlar bu omuzlar koca bir kapıydı ve ne zaman ona ulaşmaya kalksam sertçe yüzüme kapanırdı. Şimdi ise hiç kapanmıyordu, aksine bu omuzlarda beni taşıyordu, beni, sevgimi, etrafındaki herkesin sevgisini o kapıdan kabul ediyordu. Gülümsemeden edemedim, geçirdiğimiz tüm vakitlerde daha iyiye gitmişti, çabalamıştı, eskiden sürekli düşürdüğü yüzümü sayısız öpücüklerle süslemişti ve süslemeye de devam ediyordu. Bazen aşkımdan ölecek gibi hissediyordum, ona baktıkça kalbim hep hızlanıyordu ve öyle bir melodiyle göğsüme vuruyordu ki Taehyung duyup gülümsediğinde sıcacık bir bakış gözlerine dağılıyordu. Beni yakıyordu, içimi yakıyordu, sıcacık oluyordum. Bu soğuk hiçbir şeydi, Taehyung güneşsiz gökyüzündeki tek sıcaklıktı ve kış ayı onunla asla soğuk hissettirmiyordu.

Parmaklarımızı birbirine dolayıp ona olabildiğince yaklaştığımda bakışları beni buldu ve güzel gülümsemesi dudaklarına yayılırken tuttuğu elimden beni olduğum yerde çevirerek kabanının içine sokuşturdu büzülen bedenimi. Bu ona öyle keyif verdi ki sesli bir kahkaha patlatmadan edemedi. Yüzümü asmadım veya homurdanmadım, aksine, sadece izledim onu, keyifle gülüşünü, güldükçe kısılan gözlerini, yükselen ekmek yanaklarını. Kim Taehyung yüzüne her baktığınızda iç çekecek bir yakışıklılığa sahipti ve incelikle işlenmiş bir tabloya bakıyormuş gibi hissettirirdi.

Şu an nasıl bir hayranlıkla izliyorsam onu, dalgın gözlerimi fark etmiş olmalı ki iki parmağıyla burnumu sıkıştırarak beni daldığım dünyadan çıkarmış ve gözlerimi seri şekilde kırparken "Ne oldu? Dalıp gittin." Diye mırıldanmıştı. O sırada ise arabanın kapısını açıp beni içine sokma derdindeydi.

peach marmalade √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin