2. Bölüm: maskelerinin ardında, pısırık bir adam

7K 771 702
                                    

AURORA - to be loved

"Kimse beni bilmiyor, kimse beni sevmiyor; biri beni tutana, sevilmenin nasıl bir şey olduğunu gösterene kadar, asla yalnız olmam."

*

Kim Taehyung

Birçok insan kendi zayıflıklarını, hayata karşı olan asıl duygularını gizlemek için maskelerin ardına gizlenir, bunu bir bakıma kendi savunma mekanizmaları olarak kullanırlardı. Bastırdıkları hisler, patlamanın eşiğine gelinceye değin saklanılmaya zorlandığı maskenin ardında kalmaya devam ederdi, aksi takdirde kişi, kendi özgüvensizliğinin getirileriyle savunmasını kırar, dizleri üzerine sert bir düşüş yaşardı. Fakat ben, maskelerin ardına gizlediği kişiliklerini, korumaya ihtiyacı olan biri değilim; aksine, benim en güçlü yanım, yüzüme yerleştirdiğim masum bir gülücüğün bile altında farklı duygular yaşatabilen ve kimsenin bunu bilmesine veyahut da bir türlü anlamasına izin vermeyen yanımdı.

Ve maskelerim benim hayatıma yön vermez, ben onlarla birlikte hayata yön verirdim. Elbetteki kendi lehime.

"Yine ne istiyorlar?" başını önündeki masada oynayıp durduğu kalemden sonunda kaldırmaya tenezzül edebilen Jungkook, oldukça sıkıldığını belli eden bir ifadeyle bana baktı. Dağıtım bölümünün yöneticisi olmanın pek de onluk bir iş olmadığını nereden baksanız anlayabilirdiniz; üstelik neredeyse tüm işlerini bana yaptırıyor olmasına rağmen, neden sürekli yorgun bakıyordu anlamış değildim.

"Zam." bir ayağı kırıldı kırılacak olan masasının hemen karşısındaki deri koltuğa oturarak bacak bacak üstüne attım; beni arkadaşı sanıyor olduğu için aramızdaki rahatlık seviyesini her zaman yeterli miktarda tutmaya özen gösteriyordum. "Uzun zamandır bu şirket için çalışıyor olmalarını ele alırsak, buna hakları var Jungkook; bu olay büyümeden, onlara istedikleri zammı-"

"Saçmalık!" bir sinirle masayı iteklediğinde, neredeyse kolumu acıtacak oluşunu ve lafımı -bundan ne kadar nefret ettiğimi bildiği halde- kesmiş oluşunu görmezden geldim. "Alt seviye alfalarla neredeyse aynı maaşı alıyorlar ve onlara zam yapmam demek, şirkette bir isyanın çıkmasıyla eşdeğer. Alt seviye bile olsalar onlar Alfa ve betalarla aynı kefeye konulamazlar bile."

"Elbette, bu konuda çok haklısın." oturduğum yerde geriye yaslandım. "Fakat şunu da unutmamalısın ki, gün sonunda bu durum Bayan Lee'nin kulağına giderse; haksız olan taraf bu sefer sen olacaksın."

Gözleri, beklediğim gibi sinirini belli eden bir ateşle parladığında, masa üzerinde kavuşturduğu yumruklarını parmak boğumları bembeyaz olana değin sıktı ve burnundan sesli bir nefes aldı. Normalde kolay bir lokma olmamasına rağmen, annesinin ismini duyduğunda içi öfkeyle doluyor ve aldığı bu ceza karşısında tüm gardını düşürür gibi oluyordu. Jungkook da benim gibi anlaşılması zor biriydi fakat onunla makul bir miktarda arkadaşlık ettiğinizde ve kendiniz hakkında ona güvence verdiğinizde, mimik ve el hareketleri koalisyonundan yavaş yavaş onu çözümlemeniz de geç olmuyordu; en azından şu vakte kadar bu kadarını deneyimleyebilmiştim.

"Pekalâ," ona önceden verdiğim onay dosyalarını gelişigüzel bir şekilde eline aldı ve hazırladığım maaş dökümanlarında sadece kısa bir göz gezdirdi. "Ama önce birkaç tanesini işten çıkar, böylelikle kasadan eksilen fazladan parayı, yerine geri koymuş oluruz."

Ona kısa bir baş onaylaması vermemin ardından odaya girdiğimden beri oynayıp durduğu kalemi kavrayarak zamın kabul edilmesi için imza atılması gereken 4 ayrı kağıdı da sıkıla sıkıla imzaladı. Kağıtları bana tekrardan gelişigüzel şekilde toplayıp vermeden önce ise, beni bu konu hakkında uyardığını belli edercesine sesindeki ciddiyeti katiyyen bozmadı. "Unutma, önce birkaç tanesini işten çıkar."

peach marmalade √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin