20. Bölüm: yeni bir aile

5.4K 540 1.2K
                                    

Evet inanamayacaksınız ama bu gerçekten de yeni bölüm güncellemesi ;-;

Uzzzzun bir ortak sahne bulunmakta, bu yüzden önce peach, ardından minti okumanız gerekiyor ;-;

Durumumla alakali bilgilendirmeyi bölüm sonu yaptım, şimdi siz sadece okumanizaaa güzelcceee odaklaninn bakalimmm

İyi okumalarr :3

***

Park Jimin

Gözlerimi yeni bir güne, omzumda hissettiğim küçük öpücükler ve burnuma dolan yoğun şeftali kokusuyla açtığımda, bir süre nerede olduğumu, neler yaşadığımı kestirememiş ve boş bakışlarımı bulunduğum odada gezdirmeye başlamıştım. Göz kapaklarımda rahatsız edici bir ağırlık vardı ve biraz da başım ağrıyordu ama soluduğum şeftali kokusu sayesinde biraz olsun kendime gelebildiğimi hissetmiştim. Çok... garipti. Demek böyle kokuyordum? Pekala daha öncesinde şeftali marmelatı koklamıştım ve kokuma dair fikirlerim vardı ama şimdi gerçekten o rahatlatıcı hissin ciğerlerimden tüm bedenime dolduğunu hissetmek çok daha farklıydı. Özellikle tatlı vanilyayla karışan bu koku tüm odaya dağılmışken ve omzuma konan öpücüklerin sahibinin sıcak kolları arasında kendimi hiç olmadığım kadar rahatlamış ve memnun hissetmişken, her şey olduğundan çok daha farklı geliyordu gözüme.

Taehyung'u hissedebiliyordum, onun kıpır kıpır heyecanını, dolup taşan sevgisini, küçük endişelerini ama en çok da mutluluğunu, neredeyse tüm hücrelerimde hissedebiliyor ve kendimi biraz daha ona yaslanmaktan alıkoyamıyordum. Mühürlenmiştik, muhtemelen endişeleri benim pişman olup olmamamla alakalıydı, dün kafamın biraz yerinde olmadığını ve mühür kararını aniden vermiş olmamı kabul ediyordum ama bu durumdan bir gram pişmanlığım yoktu. Bana, ben sana yeterim dediği anda zaten çoktan kararımı vermiştim ben, bana gözlerinde barındırdığı o büyük şefkat ve sevgiyle baktığı, beni öptüğü, ellerimden tuttuğu anlarda kararım kesindi; kendimi ona teslim ederken de düşüncelerimde tek tereddüt yoktu. Onu seviyordum. Ve bu böyle kalacaktı.

"Günaydın." dedi, omzuma uzun bir öpücük bıraktıktan sonra belime sardığı kollarını sıkılaştırıp çenesini omzuma yasladı ve bizi tek yastıkta bir etti. "Uykunda huzursuzca kıpırdanıyordun, bu yüzden seni rahatlatmaya çalışıyordum."

Belki de dün yaşadıklarım yüzünden rüyamda kötü anılarım canlanmıştı ve huzursuz olmuştum, hiçbir fikrim yoktu, şahsen rüyamla alakalı bir şey hatırlamıyordum, bu yüzden bunu düşünmeyi boş vererek Taehyung'un sıcaklığına yaslandım. "Biraz daha böyle kalırsak tekrar uykuya dalacağım sanırım."

Güldü. İçim titredi. "İstersen uyu sevgilim, henüz saat erken ve benim de yanından ayrılmak gibi bir niyetim yok."

Taehyung'un duygu akışı açıktı, ne hissediyorsa hissedebiliyordum ve bu sanki iki farklı serumdan vücuduma serotonin veriyorlarmış gibi hissettiriyordu. Taehyung'un alfası bulunduğu yerden o kadar memnundu ki, omegamın da aklı çeliniyordu ve ondan bir saniye bile ayrılasım gelmiyordu. "Böyle giderse tüm gün yataktan çıkamayacağız ama."

"İlk kez tembellik yapmak istiyorum." diye itiraf ettiğinde güldüm, ben bir işkoliksem, o benden de fenaydı ve şimdi de işe gitmek istemediğini dolaylı yoldan söylüyordu. Ah Kim Taehyung, ben seninle ne yapacağım?

peach marmalade √Where stories live. Discover now