9. Bölüm: 3. kat, 9. daire

4.4K 589 479
                                    

"Ve uzaklara koşuyordum, bir gün bu dünyadan kaçıp gidebilecek miydim?"

AURORA - Runaway

(Ne zaman Aurora dinlesem hemen aklımda Taehyung canlanıyor ve bunu durduramıyorum... )

*


Kim Taehyung

Öğle vakitlerine doğru, henüz Jimin'in gideceğimiz yer için düzgün bir araştırma yapmayıp, bu işi ofiste halletmeye çalışması yüzünden, normalde erkenden çıkmamız gereken yolculuğu ertelemek zorunda kalmış ve zaten dün çok içtiğimden ötürü her ne kadar kahve ve Jimin'in kokusunu tüketmişsem de hâlâ sızlayan başımla Bayan Lee tarafından odasına çağırılmıştım. Bayan Lee, dağıtım bölümüne geçmeden önce neredeyse her gün beni odasına çağırır ve şirketin durumu, yapılan yardımlar, projeler vb. her şey için benden bilgi alırdı, fakat ne zaman beni omegaların nasıl bir hayat yaşadığını görmem için bizzat onların yanlarına göndermiş ve Jimin'i de benimle çalışması için yanıbaşıma yollamıştı ki, o zamandan bu vakite kadar sadece birkaç kere ona dağıtım bölümündeki durumları anlatabilmiştim. Pek tabii o iyi bir iş çıkardığımdan oldukça emindi, bu sebeple bana sürekli Jimin'le aramızın nasıl olduğunu, işini iyi yapıp yapmadığını, ya da buna benzer sorular sormaya başlamıştı. Bayan Lee, her insana değer veren, yapılan haksızlıklara göz yumamayan biriydi, elbette Jimin'in -en azından dün bana anlattıklarından hatırladığım kadarıyla- kötü bir hayat geçirdiğini ve buna rağmen eski hayatının üzerine bir örtü çekerek başka bir hayata adım atmaya çalıştığını biliyordu.

Elbette Jimin'e acımadan söylediğim her ağır laflarımdan da benim sayemde haberdardı. Bayan Lee'ye tüm olanları anlattığımda yüzünde garip bir ifade asılıydı, sinirli miydi yoksa değil miydi, bir türlü anlayamamış bu sebeple de kendisinin tutumuna karşı ters bir harekette bulunduğum için özür dilemiştim. Ama o sadece, kendisinden değil, Jimin'den özür dilemem gerektiğini söyleyerek odadan çıkmamı istemişti. O günden sonra beni odasına hiç çağırmamış, dağıtımdaki kutuların miktarlarının değiştirilmesini bile bana söylemesi gerekirken başkasına bu görevi vermeyi tercih etmişti. Bu da onun bana olan güvenini kırdığım anlamına geliyordu zannımca ve bu moralimi bozan diğer tüm durumlardan biriydi sadece.

"Beni çağırtmışsınız efendim." odanın kapısını iki kere çaldıktan hemen sonra gelen gir emriyle kapıyı açmam ve içeri girmem bir olmuştu. Yavaşça odanın ortasına, Bayan Lee'nin masasının önüne ilerlerken daha önce hiç bu kadar gergin olmadığımı anımsadım, soğukluğu bana şu anda bakmasa bile hissedilebilir nitelikteydi.

"Gel Taehyung." dedi gözlüğünü çıkarıp önündeki dosyaların üstüne gelişigüzel bıraktığında. "Biraz konuşalım seninle."

Tırnaklarımın kenarlarını bir diğer parmağımla gerginlikle soyarken "Elbette." dedim uysal uysal. "Siz nasıl isterseniz."

Masasının önündeki işlemeli deri koltuklara ilerleyerek gıcırdamamasına dikkat edip yavaşça oturdum. Dirseklerini masaya yaslayarak ellerini dudak hizasında kavuşturan Bayan Lee ise direkt konuya giriş yapmak ister gibi "Haberleri duydum." diyerek yerde dolaşan bakışlarımı kendisine çevirtmişti.

"Bir kardeşin olduğu-"

"Lütfen bu konuyu kapatalım Bayan Lee, konuşmak istemiyorum."

Bayan Lee sert çıkışım üzerine sıkıntıyla iç çekmiş ve "Pekalâ, istemediğin bir şey için seni zorlayacak değilim ama şunu söylememe izin ver, küçük bir kız kardeşin oldu." demişti olağanca sakinliğiyle. "Ve baban, ne zaman istersen kardeşini görmeye gelebileceğini söyledi-"

peach marmalade √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin