16. Bölüm: bebek adımları

6.3K 648 1.8K
                                    

Merhabaaaaa :3

Bölüme başlamadan bi koşu gidip Mint'i okuyuverin sonra da burayageliverinn gari

Okuduysaniz egerrrr

Oldukca uzun bi bolum bekliyor sizi :D iyi okumalar :3

BTS - UGH!

***

Park Jimin

Eskiden gözlerimi yeni bir sabaha aralamaktan korktuğum günler olurdu, yeni bir gün yeni kötülükler ve acımasızlıklar doğurur, bu sıkıntılara katlanamayacak kadar yorgun olan bedenimi ise sadece yaşamak için yataktan sürükleyerek indirirdim. Tükenmenin eşiğine geldiğimde intihar etmeyi, bu hayatta yaşamak için hiçbir nedene sahip olmadığımı düşündüm, o zamanlar evet, öyleydi. Sadece kendim için yaşıyordum ve artık kendime bile tutunamayacağımı hissettiğimde ölmeyi istedim. Fakat sonra Taehyung'la karşılaştım, belki de ikimizin de aynı anda o çatıda ölmek için bulunması bir çeşit tesadüf değildi, belki de gerçekten kader ağlarımız birlikte örülmüştü ve birbirimizi ilk orada kurtarmamız, şimdiki ilişkimizin en büyük temeliydi. Kötü bir geçmişin kafamızda dumanlı bir şekilde dolanması ve bizi oradan oraya savurması, sonunda ortada buluşan eller ve nicesi ise bizi şu anki durumumuza getirmişti.

Taehyung'un elleri gece boyu karnımın üzerinden, kolları ise bedenimden ayrılmadı, başı başıma yaslı, sıcak nefesi ensemde atıyordu ve ben uzun süreli hareketsizlikten dolayı tutulmuş bedenimi bir gram umursamadan bu anın tadını çıkarmaya bakıyordum. Arkamdan bana sıkıca sarılan adamın kolları arasında ufalıyor olabilirdim, bedenen benden büyük de olabilirdi ama hâlâ içindeki sevgi ve ilgiye aç olan çocuğu kaybetmemişti. Yaşadıkları tahmin ettiklerimden de beterdi, ihanet, pişmanlık ve kendisine olan öfkesinin yiyip bitirdiği duygularını yıllarca canlı tutabilmesini de içindeki bu çocuğa bağlayabiliyordum bu durumda. Güçsüz olduğunu düşünüyordu, tüm bu yaşadıklarının altından kalkamadığını ve yere yığıldığını... Ama öyle değildi, ayaktaydı ve şimdi ise kendisiyle yüzleşiyordu; sayfalarca özürler dizdiği ölen annesinden önce, kendini affetmeye çalışıyor ve bunun için elinden ne gelirse yapmaya çabalıyordu.

Bu süreçte onun yanında olmak istiyordum, bana gözlerimi huzurlu bir şekilde yummadan evvel yanında olduğum sürece beni itmeyeceğini söylemişti; kendinde olduğunu biliyordum ama yine de içimdeki endişeyi durduramıyordum. Ona bu kadar yakınlaşmışken tekrar uzaklara itilmeye dayanamazdım.

Yattığım yerde hafifçe doğrularak belime sarılan kolların arasından Taehyung'u uyandırmadan yavaşça sıyrıldım ve bacaklarımı yataktan aşağıya sarkıtırken bir süre dalgın dalgın etrafıma bakındım. Perdeler kapalı olduğu için içeri giremeyen güneş ışıkları buldukları boşluktan firar etmiş ve yerde küçük noktacıklar bırakarak dağılmışlardı. Sessiz bir sabahtı, Taehyung'un inip kalkan göğsü dışında odada hiçbir hareketlilik de yoktu, bu sebeple yataktan belimi esneterek kalktıktan sonra hâlâ uzanmaya devam eden ve az önce kolları arasında olduğum adamın üzerine hafifçe eğilip uykudaki halini biraz daha izlemekte bir sakınca görememiş ve bunu uygularken de dudaklarımın hafifçe kıvrılmasına engel olamamıştım. Başı yastığının ucunda durduğu için yastıkla yatak arasında kalan yanağı içine çökmüş ve dudaklarını öne doğru büzmesine neden olmuştu, saçları darmadağınıktı, yeşil tutamlarıyla karışmış kahvelerinin birçoğu gözlerine düşüyordu ve en önemlisi de huzurlu görünüyordu. Onunla en son uyuduğumdaki gibi rahatsız olmuş gibi değildi ve bu beni daha da gülümsetirken kendimi bu noktada durdurmam gerektiğini de fark etmem geç olmamıştı. Eğildiğim yerden çabucak doğrulurken ve Taehyung'un açılan üstünü örtüp odadan çıkmak için hareketlenirken, karnıma vuran soğukluk ve akabinde gelişen gurultular bana önce üzerine sağlam bir tişört giy, ardından da bizi doyur sinyallerini de güzelce vermişti.

peach marmalade √Where stories live. Discover now