GM | 3 | Zaaflar ve Sınırlar

4K 354 203
                                    

🪦

8 Mart Pazar, 02:33
İstanbul.

Gözlerim şöminen içinde çatırdayan odunlara dalmıştı. Yalınayak evimin içinde gezinmeye devam ediyordum. Elimdeki Ihlamurdan büyük bir yudum alarak boğazımı yumuşatmaya çalıştım.

''Salonu yirmi üç kez turladın, haberin olsun,'' dedi Kuzey.

Gözlerim anında ona doğru döndü. Loş ışıklı salonda, benim her zaman oturduğum tekli, deri koltuğumda oturmuş, kahvesini yudumlayarak beni izliyordu.

"Düşünüyorum," dedim durağan bir halde. "Düşünürken yerimde duramam."

Bir şey söylemedi ve kahvesini yudumlayarak beni izlemeye devam etti. 

Sahilden ayrıldıktan sonra babamla konuşmuştum ve Linda hala için baş sağlığı dilemiştim. Babam beni yanında görmek istiyordu. İsveç'e gelmem için ısrar etmişti. Üstelik babaannemle de konuşmuştum; o da aynı babam gibi düşünüyordu. Hem cenaze için yanlarında olmamı istiyorlardı hem de cinayeti çözme konusunda benden başka kimseye güvenmiyorlardı. 

Etik değildi, kendi ailemden birinin cinayetini çözmem hiç etik değildi. Ancak Raven ailesi soylu, köklü ve sınırları olan bir aileydi. Benden resmi bir soruşturma yürütmemi istiyor olsalar da bunu gizli tutmak zorunda oldukları için aile içinden başka kimseye güvenemezlerdi. Bütün bu süreç herkesten gizli yönetilecekti. Yani, işi resmiyete taşımayacaktım ama aile içinde resmi olacaktım. 

Henüz İsveç'e gitmek konusunda bir karar vermemiştim. 

Şu anda çözmem gereken başka bir cinayet vardı ve o cinayet üzerine yaklaşık iki saattir evimde araştırma yapmakla meşguldüm ama elimde pek de delil olduğu söylenemezdi.

Kuzey'e dava dosyasından ve intihar süsü verilen cinayet vakasından bahsetmemiştim. Zaten bunu yapamazdım, kurallara aykırıydı ve etik değildi. Yani, yasal olmayan yardım teklifini geri çevirmiştim. 

Maktul Cengiz Bey'in mahallesinde oturan birçok tefeci vardı ve hangisinden borç aldığını öğrenmek zordu. İhtimaller dahilinde tefecilerin birkaç gün sonra Cengiz Bey'in ailesinden para isteyeceklerini düşünüyordum. Şu an yaptıkları şey, ortalığın biraz durulmasını beklemekti. Çünkü polis, olayın üstünü kapatmamıştı.

İşleri hızlandırmak zorundaydım ve bunu yapabilmek için aklımda bir plan vardı.

"Bir seri katili yakaladın," dedi birdenbire. "Herkes bunu konuşuyordu o dönemler. Raven Malikanesinde de çoğu akşam yemeğinde bu konuyu ve seni konuşmuştuk. Genç olmana rağmen başarılısın, dikkatimi çekiyor bu durum."

"Başarılı olabilmek için yaş ve tecrübe oldukça önemli," dedim başımı sallayarak. Karşısındaki koltuğa oturdum ve arkama yaslandı. ''Ama daha önemlisinin insanın içindeki merak duygusu ve olaya her yönden bakabilecek değişken bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum.''

"Mesela?" dedi merakla. 

İnsanlarla pek fazla iletişim hâlinde olmamak, bana normal gelen bir durumdu. Fakat zaman geçtikçe bir şeyler paylaşabilecek insanlar arıyordum hayatımın içinde... Elde avuçta kimse yoktu. Her gün yüzünü gördüğüm tanıdıklarıma içimi açmak oldukça gereksiz geliyordu. Şimdiyse kim olduğunu bilmediğim bir adamı evime davet etmiştim ve ona kendimi anlatıyordum. Biraz ilginç ama hoşuna gittiğini kabul et Nora.

"Dedektiflik eğitimi aldığım ilk zamanlarda eğitmenimiz bize, eğer merak duygunuz ve geniş bir perspektifiniz yoksa bu sınıftan çıkın gidin, çünkü bir insan bakar, bir dedektif ise görür, demişti," dedim ciddiyetle. "Bu sözü çerçeveledim ve hayatımın üzerine astım. Sanırım bu yüzden işimde başarıyı yakalayabiliyorum ama hâlâ kendimde eksik gördüğüm şeyler var. Çok şey var...''

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin