GM | 35 | Ölüm Dansı

2.1K 262 33
                                    

🪦

19 Mart, Perşembe, 12.32

Ellerimi belime koyarak odanın içinde volta atmaya başladım. Aklım karışıktı ve daha kötüsü; çok sinirliydim.

"Yapma, dostum!" dedi Sarah. "Bayan Norris'in yanına gidip hesap soramazsın!"

Kuzey alay eder gibi güldü. "Deniz'den bahsediyoruz Sarah," dedi. "Deniz'den. Dört yaşında! Üstelik Vera da çok küçük, kâbus görmelerini normal karşılamamı bekleme."

"Olmaz!" diye ısrar etti Sarah. Sonra da ayağa kalkıp Kuzey'in karşısına geçti. "Bana bak, Çarpıl, Norris dediğimiz kadın az korkulacak bir kadın değil. Kim bilir daha ne korkunç rivayetler vardır elinde? Hepimizi tek kalemde yok edebilir, anlatabiliyor muyum sana? Asıl bunu mu normal karşılamamı istiyorsun?"

Başını iki yana sallayan Kuzey, "Ondan korkmuyorum," dedi, cesurdu. "Şu siktiğimin Raven Malikânesindeki kimseden korkmuyorum. Ölü diri fark etmez..." Sarah'a yaklaştı ve, "Ama ben..." dedi, işaret parmağını göğsüne bastırdı. "Ailemi bir kez daha kaybetmeyeceğim. Asla! Kimse... Hiç kimse benim aileme zarar veremez!"

"Sen kafayı yemişsin, Kuzey Ayaz! Eğer o cadıyla konuşursan asıl o zaman kaybede—"

"Yeter!" dedim sesimi yükselterek. İkisinin gözleri de bana dönünde otoriter bir hâlde kaşlarımı kaldırdım ve, "Tartışmayı kesin," diye uyardım. "Burada duvarların... Hatta yerin bile kulağın var. Mecazen değil, biliyorsunuz; ona göre davranın."

"Pekâlâ, Dedektif," dedi Kuzey meydan okuyan bir tonlamayla. "O hâlde bizzat ben gider konuşurum."

"Kimse bir yere gitmiyor," dedim dişlerimi sıka sıka. Sabrım taşmıştı. "Plansız, kafanıza göre hareket edemezsiniz. Raven ailesini korumak için Bayan Norris'i tehdit edersek, elimize ne geçeceğini sanıyorsunuz?"

"Ben de onu diyorum ya sabahtan beri!" diye söylendi Sarah.

Aslında bu konuda Kuzey'e hak veriyordum. Bayan Norris'le gidip konuşmam, gerekirse bir yolunu bulup hapse tıkmam, hatta onu mahvetmem gerekiyordu. Lakin bunu yapamazdım. Ne elimde kanıt vardı, ne de güç... Bayan Norris'i etkisiz kılsam bile Kambur Kadın, Raven Malikânesinin duvarlarının içinde yaşadıkça işler kötüye gidecekti.

Güç, Kambur Kadın'daydı. Bunu kabul etmek zorundaydım.

Kızgın bakışlarımı Kuzey'e yönelterek, "Ne yapabilirsin?" diye sordum ve ona yaklaştım. "Ona karşı ne yapabilirsin, Kuzey? Ne kadar güçlü olduğunun farkındasın... Deniz'i, Vera'yı, beni ve tüm aileni korumak istiyorsun, evet. Fakat göremediğin bir şey var. O... Tek hareketiyle Deniz'in yüreğini paramparça edebilir! Tek bir hareket... Bana kan kusturabilir, Sarah'ın gözlerini yuvalarından çıkartabilir. Hatta sen... Sen, aileni korumak isterken Kambur Kadın sinsice senin arkandan yaklaşıp kafanı ikiye ayırabilir."

Geriye çekildim ve ikisine doğru döndüm.

"Çirkinleşmek mi istiyorsunuz?" diye sordum öfkeyle. "Onun yapabileceği kötülükleri sıralayayım mı size? Gücünü kimden alıyor sanıyorsunuz?"

"Dostum..." dedi Sarah mahcup ve gergin bir ifadeyle.

"Bizden!" dedim sesimi yükselterek. "O kadın... Bizim korkularımızdan, nefretimizden, kinimizden besleniyor. Rivayetler yüzünden hepimiz ölmüş birilerine bağlıyız, bunu göremiyor musunuz? Kambur Kadın güçlenirken biz zayıflıyoruz. Buna izin veremezsiniz. Çünkü... Size ihtiyacım var! Duydunuz mu beni? İkinize de, buradaki herkese de ihtiyacım var!" Deliye dönmüş gibiydim. "Sevgi zayıflıktır, derler. Ancak bu, koca bir yanlış... Asıl zayıf olan O. Kininden delirmiş güç meraklısı sürtüğün tekinin bizim aramızdaki bağlara ne kadar zarar verdiğini görün artık!"

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora