GM | 28 | Kambur Kadın

2.2K 290 53
                                    


Gözlerimi kapattım. Göz kapaklarım birbirine dikilmiş gibi açılmıyordu. Titriyordum. Hayatımda hiç bu kadar çok ürktüğümü hatırlamıyordum.

"Valen... Tina," dedim zar zor.

Sesim dahi çıkmamıştı. Bir cevap gelmedi. Gözlerimi açarsam neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Bilinmezlik, en büyük korkumdu.

Titreyen elim belimdeki silaha giderken bileğimde buz gibi bir temas hissettim. Soğukluğu tenimi donduracak derecedeydi.

"Hissedeceksin," dedi iki farklı sesle. Ürkekçe mırıldanarak titreyen başımı sağıma doğru çevirdim. "Kaybetmemek için bana gel... Yoksa ölüm..." Ses tonundaki incelik ve tezat olarak çıkan kalınlık bütün bedenimi sarsmıştı. Başımdan aşağısı tutmuyordu.

"G-git b-buradan," diye kekeledim.

Ses kesildi. Nefesini hâlâ hissedebiliyordum. Bedenimde algıladığım ikinci şey; el bileğimdeki ince sızıydı. Gözlerimi açamadım. Başım... Başım dönüyordu.

Alnımın ortasında üç tane farklı baskı hissedince nefesim aniden kesildi. Sesli bir hıçkırık gibi havayı içime çekerken gözlerim kendiliğinden açıldı. Hiçbir şey göremiyordum. Sadece alnımdaki üç ince uzun parmak... Ve tenime batan uzun tırnakların geride bıraktığınacı... Gözlerim arkaya doğru kayarken bilincim kapanıyordu.

"Beni onun kadar sevmedin!" diye bağırıyordu kırgın bir kadın. "Beni neden sevmedin Christoffer?"

Kesik kesik görüntüler ve sesler etrafta yankılanıyordu. Bugu sinmişti dört bir yana. Önüm arkam sağım solum karanlıkla bezenmiş bir kapalı kuruydu sanki.

"İnsanlar hayatında bir kere aşkla karşılaşır," dedi adam. Sakindi.

"Ben senin için bir kukla mıyım!?" diye bağıran kadın, camları titretmişti.

"Hayır... Beni yanlış anladın," dedi adam pişmanlıkla. Ancak ben, adamın gerçekten pişman olduğunu hissedemiyordum.

Kadın dizlerinin üzerine çöktü. İkisinin de yüzleri ve bedenleri seçilmiyordu. Ne onları görebiliyor ne nerede olduğumu biliyor ne de kendimi kontrol edebiliyordum.

"Ben kuklayım... Ben senin için sadece evlatlarının bakıcısıyım," dedi kadın ağlayarak.

"Dedektif!" diye bağıran sesi anımsıyordum.

Adam acımasızca, "Sen benim sevdalım değilsin," dedi. "Lakin yine de sana değer veriyorum Tina, olanlara rağmen seni—"

"Sus!" diye adamın lafını böldü kadın. "Bana seni seviyorum yalanını söyleme! Sus!"

Canı yanıyordu. Kadının acısı bariz ortadaydı. Fakat bir suçu var gibiydi. Kadın mahcuptu. Mahcup ve güçlü.

"Kendine gel!"

Adam, kadına acırmış gibi kafasını iki yana salladı. "Kendi ellerinle sonunu hazırlıyorsun Tina."

"Her şeyi beni sevmen için yaptım," dedi kadın ağlayarak. "Tek amacım senin sevgine ulaşmaktı lakin ben Nina gibi—"

"Onun adını ağzına alma!" diyerek kadının suratına ani bir tokat atan adam, anında pişman olmuştu.

Kadın hiddetle ayağa kalktı. Gözlerinden alev fışkırıyordu. "Sakın bir daha bana dokunma!" dedi öfkeyle. Adam kadının kolunu tutmaya çalışınca kadın hızla kendini geriye çekti. "Sakın Christoffer, bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!"

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Where stories live. Discover now