GM | 14 | Raven Mâlikanesinin Ölü Tarafı - 1. Kısım

2.6K 309 83
                                    

Selam ballar! Uzun bir bölümle geldim, keyifli okumalar dilerim. 🖤

🪦

Nefesim tamamen kesilmişti. Kucağında oturduğum adamın Kuzey olduğuna inanmakta zorlanıyordum. Hızla geriye çekilerek yüzüne baktım.

''Ben...'' dedi mahcupça. ''Yani birden seni... Özür dilerim.'' Tedirginlikle kucağından kalkmaya çalıştım ama elleri buna izin vermedi. ''Nora gerçekten özür dilerim, istemeyeceğini düşünmemiştim.''

Gerçek olup olmadığını ayırt etmek çok zordu. Gözlerimle kapıyı yoklamak istiyordum ancak bu mümkün değildi. Şüphelenmesini istemiyordum.

''Kuzey, ben... İstemiyorum,'' dedim sadece.

''Neden?'' diyerek kaşlarını çattı. ''Yanlış bir şey mi yaptım?''

Sinirli bir tavır takınırken gözlerimle kapıyı yokladım. Anahtar... Kapının üzerinde duruyordu.

''Aynen öyle Dedektif Nora Raven,'' dedi Kuzey düşüncelerimi okuyarak.

Hızla kucağından kalmaya çalıştım. Ama buna izin vermiyordu. Suratına güçlü bir yumruk attığım zaman başı tamamen arkaya dönmüştü. Bağırarak ayağa kalktım. Kafası... Onun kafası... Ters dönmüştü.

Geri geri yürüdüğüm sırada başı ters bir hâldeyken yataktan kalktı ve üzerime yürüdü. ''Sevdiğin herkesin ölümünü görmek ister misin Nora? Yoksa sadece Kuzey'in ölmesini mi istiyorsun? Tercih senin. Ya Kuzey ya da bütün ailen... Birini seç!''

Ürkütücü sesine karşılık bağırmaya devam ettim. Başını ters çevirerek yüzünü bana döndürünce yuvasından çıkan gözleri yere fırlamıştı. ''Birini seç Nora!'' dedi kulaklarımı çınlatacak derecede yüksek çıkan sesiyle. ''Vaktin daralıyor! Zorundasın!''

Korkuyla geri geri yürüdüm. Açık olan pencerenin kenarına geldiğimde ellerimle pervaza tutunarak dengemi sağlamaya çalıştım. O yaratık ise önüme geldi. Dibime kadar girmişti.

''Vakit doldu!'' diye kükredi.

Beni hızla aşağı ittirdiğinde bedenim toprağın içine düştü. Burası... Benim mezarımdı.

•••

Dudaklarımdan kaçan inlemeyle yataktan kalktım. Nefes nefese baş ucumdaki lambayı açarak odanın içine baktım. Kimse yoktu. Rüya içinde başka bir rüya görmüştüm. Ve aklımı yitirmek üzereydim. Bakışlarım saate kaydı; üç buçuk...

Saatin rüyamdakiyle aynı olması beni delirtirken aceleyle yataktan doğruldum ve kapıya yürüdüm. Tir tir titreyen ellerimde kilidini açıp dışarıya çıktım. Kapıyı yeniden kapattığım sırada koridor, karanlık ve ıssızdı. Koşarcasına attığım adımlar beni Kuzey'in odasına götürmüştü. Kapıyı açmak istedim... Kilitliydi. Açamamıştım.

Omuzlarımdaki ürperti gitgide artarken bedenim zangır zangır titreyerek sarsılıyordu. Bilinçsizce kapının kolunu zorlamaya devam ediyordum. Ancak açılmıyordu. Kesinlikle kontrolden çıkmıştım.

Kapıdan bir kilit sesi duyulduğunda nefes seslerim yükseldi.

Kuzey... Kapıyı açarak endişeyle bana baktı. Ama ben, hiçbir şeyi umursamadan hızla boynuna sarıldım.

''Dedektif,'' dedi boğuk sesiyle. Bir kolu anında belimi sararken kapıyı kapatıp kilitlediğini duydum. Gerçek Kuzey olmayabilirdi.

Yutkunarak geriye çekildim ve yüzüne baktım. ''Sen... Kuzey, biz...'' Kelimelerimi toparlayamıyordum. ''Beni ilk gördüğün gece... Neredeydik?''

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin