GM | 7 | Ölüm Seremonisi

2.9K 335 93
                                    

🪦

10 Mart Salı, 10:14

Cenaze sakin ve bir o kadar da durgun ilerliyordu. Herkesin en ufak hareketini kontrol altında tutabilmek için bütün aile üyelerinin karşısında duruyordum ve gözüme batan şeyleri not ediyordum. Fakat bir yandan da cenazeye katılabilmek için fırsat kolluyordum.

Babam ve babaannem çok üzgün görünüyorlardı. Nehir de onların yanlarında durmuş, sessizce Deniz'in başını okşuyordu.

Victor ise eşinin ardından çökmüş gibiydi. Oğlu Simon'la beraber cenazenin en başından bu yana yaşlı gözlerle ve kasvetli bir ifadeyle toprağa bakıyorlardı.

Robin amcayla ailesi de üzgündü. Eşi Clara siyah güneş gözlüklerini cenazenin başından beridir çıkartmamıştı. Hatta Olivia bile ciddi bir tavır sergileyerek başı önünde bekliyordu. Sarah manevi kızlarıydı ve bu aileye yabancıydı. Fakat o da gözyaşlarıyla Linda halanın mezarını izliyor, arada bir de arka tarafa giderek sigara içiyordu.

İsabelle hala ikiz çocuklarını iki yanına almış asil duruşundan ödün vermeyerek iç çekiyordu. Kocası Eric de üzgündü ve bir yandan da önünde yer alan Simon'ın teselli amacıyla omuzunu sıvazlıyordu.

Mutfakta ve evde sorumlu olan hizmetli Bay Richard ve eşi Bayan Sofie en arka sıralarda birbirlerine sarılmış sulu gözlerle bu tarafa bakıyorlardı. Şoför Gabriel dahi mutsuz bir ifadeye sahipti.

Bayan Norris'i dün gece yaşadığımız olaylardan sonra sürekli göz hapsinde tutuyordum. Ama sakıncalı bir harekette bulunmamış, tam aksine fazlasıyla ağlamıştı. Sanırım ölümle alakalı büyük bir problemi var Nora!

Kuzey... Onun gözleri cenazede değildi. Aynı benim gibi bütün aile üyeleri süzüyordu. Üzgün ve mutsuz olduğu ziyadesiyle anlaşılıyordu ancak asıl yapmak istediği diğerlerinin açığını aramak gibiydi. Özellikle de Bayan Norris'e dikkatle bakıyordu.

Ona uzun bir süre baktığımı sezmiş olacak ki yeşil gözleri bana döndü. Gözlerimiz birbirinin üzerinde epeyce oyalanmıştı. Sanki bana bir şeyler anlatmak istiyor gibi bir hâli vardı. Aramızda oluşan dilin varlığını kullanarak ağır ağır tek kaşımı kaldırdım. Kuzey fazlasıyla zeki bir adamdı. Mimiklerimi çözümlemekte zorlanmayacaktı. Harika bir ikili olurdunuz ha!

Yeşil gözleri bir anlığına babaanneme döndü ve tekrar bana geri geldi. Onu es geçip direkt olarak babaanneme baktım.

Babaannemin, ifadesiz ve dümdüz suratı sararmıştı. Aklının içinde dönüp duran bir düşüncenin olduğu belliydi. Başını hafiften sağa yatırarak derin bir iç çekti. Mezara bakmıyordu; doğrudan lahide bakıyordu. Bu beni şüphelendirince yeniden yeşil gözlerle bakmıştım. Kuzey, kaşlarını belli belirsiz çatarak kollarını göğsünde bağladı. Kuzey kesin babaannenden şüpheleniyor Nora!

Evet, babaannemden şüpheleniyordu.

Bir müddet sonra Linda'nın mezarı kapatılınca gözyaşları daha da artmaya başlamıştı.

Victor eliyle dudaklarını kapatıp arka tarafa yürümüştü. Bir süre daireler çizerek gezindi; içi daralıyormuş gibiydi. Sonra da tekrar eski yerine geçti. Durumu fazlasıyla kötüydü. Bu da kafamda büyük bir soru işaretini yaratmıştı.

Deniz ağlamaya başlamıştı. Ona kıyamıyordum. Fakat yine Kuzey, onu kurtarır gibi hızla kucağına aldı. ''Ağlama Küçük Balık,'' diye fısıldadı yanağından öperken. ''Gel haydi, beraber senin sevdiğin çikolataları yiyelim.''

Deniz, ağlamaya devam etse de başını sallamıştı. Kuzey, küçük Tommy ve Emmy'i de yanına alarak malikâneye doğru yürümeye başladı. Nehir'in umurunda bile değildi. Sanki ağlayan kendi oğlu değişmiş gibi Olivia'yla sohbet ediyordu.

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Where stories live. Discover now