GM | 38 - Final | Kimse Göründüğü Gibi Değildir

3.9K 364 261
                                    

Selam bal okuyucularım! Çok kalabalık bir aile olmasak da kendime verdiğim sözleri tutuyorum; bir kişi bile okusa yazmaya devam edeceğim, demiştim ilk kitabımı kaleme alırken. Şimdi de Geçmişin Mezarı'nın finaline kadar geldik!

Yarışmaya katılacağım için tüm bölümleri hızla yayımladığımı söylemiştim birkaç bölüm önce. Anlık okuyanlar da bölünmeden ve keyifle okumuştur diye umut ediyorum.

Bitti... Demek isterdim ama Geçmişin Mezarı bitmedi! Raven Üçlemesi adı altında üç kitaplık bir seri yapacağım için daha önümüzde uzun ve dolu dolu iki kitap daha var. Çözülmeyen gizemler muammada kaldı, diye düşünmeyin, ikinci ve üçüncü kitapta çözülmeyenleri çözeceğiz ve hatta çok daha farklı, mistik bir olayın içine gireceğiz. Devam kitabı olacağı için soluksuz okuyabilirsiniz diye umuyorum çiçeklerim.

Umarım bu zamana kadar keyif almışsınızdır. Sizler çok seviyorum; destekleriniz ve ilginiz için minnettarım!

Keyifli okumalar, binlerce öpücükler! :*

Raven Üçlemesinin devam serisi olan ikinci kitabı, Kuzgun'un Dönüşü'nde görüşmek üzere...

🪦

Korku yalnızca bedeni değil, zihni de ele geçiren bir olguydu. Korkusuzdum. Yıllarca hiçbir şey beni korkutamamıştı. Zira duygularımdan arınmayı ve kendimi kontrol altında tutmayı biliyordum. Bugüne kadar...

Nefes alamıyordum. Aklımı toparlamak için nefesimi tutmaktan kaçınmazdım ancak şu anda aklımı yitireceğim kadar nefesim kesilmişti.

Gözlerim doğrudan karşıya bakıyordu. Hiçbir şey göremiyordum. Görüş açım buğuluydu, bir türlü göz kontağı kuramadığım gibi aynı esnada gözlerim de gitgide doluyordu.

"Ş-şimdi... Değil," dedim kısık bir sesle. "Şu anda olmaz..."

Arkamdaki hareketliliği anımsadığım zaman hızla atağa geçtim ve çemberin ortasına doğru koştum. Nefes nefese kendi etrafımda tur atsam da kimseyi göremiyordum.

"Neredesin?" diye bağırdım, sesim titriyordu. "Çık karşıma, Valentina Raven! Göster kendini!"

Geri geri attığım adımlar sonucunda ayağım çuvala takılmıştı. Durdum. Sanki... Sanki çuvalın içinde... Yumuşak ve bir insanı andıran kemikli ancak... Hareketli, nefes alan bir şey vardı. Koskoca mağaranın içinde benden başka kimsenin olmadığını görünce titreyen bacaklarımla dizlerimin üzerine çöktüm.

Zar zor çuvalı açmaya çalışsam da beceremiyordum. Bel kemerimdeki bıçağı aldım ve titreyen parmaklarımla çuvalın ağzına bağlanmış... Saç yumağını kestim. Saç... Gözlerim içinde bulunduğum pentagramın içindeki yıldızın köşelerine kaydı. Sıra sıra her köşeye baktım. Yıldızların sivri uçlarında duran siyah şeyler... Onlar da saçtı.

"Küçük kızlar için biraz eski bir model gibi görünüyor Bayan Raven," diye bir ses yakılandı kulaklarımda. Babaannemin sesi... Yıllar önce, altı yaşımda buraya geldiğim gün bana söylediği kelimeler.

"Saçlarımı kesmeni istemiyorum ki ben babaanne," dediğimi hatırlıyordum.

Babaannem elindeki makası havaya kaldırarak gülümsemişti. "İnan, böyle daha güzel olacak hayatım," demişti. Sonra da hızla saçlarımı kavramış ve tek hareketle belime kadar uzanan saçlarımı kesmişti. "İşte böyle... Daha modern ve Raven kadınlarına yakışır bir model."

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin