Konser +18

8

İyi okumlar ziyagiller

¥¥¥

Kaşlarım sesi duyar duymaz çatılmıştı. Resmen suç üstü basıldık! Alo polis mi? Karakol ne taraftaydı? Gülmemem lazım bu durumda. Yalandan öksürüp kendime geldim. "Anlamadım." Atlas koltuğa rahat bir şekilde oturunca ona ayak uydurdum. "Nasıl inliyordu?" Diye sordu Batuhan, kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Üzülüyorum ya sana." 

"Neye üzülüyorsun sen Atlas?" Batuhan'ın sesi sert ve sinirli çıkıyordu.

"Bir kızı sadece yatakta görebilecek kadar kapasiten olmasına çok üzülüyorum." Atlas bana bakıp konuşmaya devam etti: "Öykü Batuhan'a halen daha aşık mısın?" Kafamı olumsuz anlamda salladım. Atlas bana gülümsedikten sonra Batuhan'a baktı. "İkiniz de birbirinize bir şey hissetmiyorken neden büyütüyorsun bu olayı?" 

Batuhan karşımıza oturup bana baktı. "Sen bir şey demeyecek misin?" Diye sordu, ne diyebilirim ki? Atlas da bana bakmaya başladı. "Kendini savunmayacak mısın Öykü?" Dedi Batuhan, hafif öne doğru gelip "Benim seninle ilgili bir samimiyetim yok, sana karşı kendimi savunacak falan değilim." Dedim.

Ortamdaki gerginlik sessizlik olmuştu. Neyse ki çok uzun sürmeden "Atlas, Lal ne diyor bu duruma?" Diye sordu, yine bu kız. Bıktım bu kızdan. "Neden Lal 'i bu kadar kafana taktın? Her cümlende onun ismi var." Batuhan hafifçe gülüp bana baktı. "Kuzeni ile eski sevgili olduğunu biliyor muydun?" Kafamı onaylarcasına salladım. 

Batuhan yanımızdan "Midesizsiniz." Diyerek kalktı. Dış kapı sesi gelince evden çıktığını anladım. "Lal olayı ne?" Diye sordum. Atlas arkasına yaslanıp derin bir nefes alıp verdi. "Kuzenim ile eski sevgili olduğumuzu ailelerimiz bilmiyor. Batuhan da bunu ailemize söylemek ile tehdit ediyor." 

Ayağa kalkıp Atlas'ın yanına geçtim. "İyi misin?" Atlas kafasını kaldırıp bana baktı. "Öykü biz sevişmedik." Bir şey demeden onu dinlemeye başladım. "Sen 'Eğer ben başka biri ile beraber olduğuma inanırsam eski sevgilimi unuturum.' dedin ben de senin oyununa devam etmene yardım ettim." 

Ben mi istemiştim bunu? Gülümsedim. "Benim için mi bana yalan söyledin?" Diye sordum, Atlas gülüp "Yani öyle deyince bi tuhaf oluyor." Diye konuştu. Berber gülmeye başladık. Ayağa kalkıp "Kahve ister misin?" Diye sordum. Atlas kaşlarını çatıp "Senin kahveye alerjin yok mu?" Dedi, ne alaka şu an? "Yok." 

Mutfağa gittiğimde Atlas da arkamdan geldi. İkimize de kahve yapmaya başladım. Kahveyi yaptıktan sonra salona geri geçtik. "Ne olacak sence?" Diye sordum, Atlas kahvesinden bir yudum alıp bana baktı. "Nasıl yani?" Arkama yaslanıp "Batuhan, şimdi ne yapacak?" Dedim. Atlas hafifçe güldü. "Onu azcık tanıyorsam sinirden evde kalıp bize bulaşacak." Kahvemden yudum alırken dinlemiştim. "Bence evden gidecek." 

Atlas ile bu konu üzerine iddiaya girmiştik. Ardından Atlas'ın büyük (!) ısrarı üzerine ladese girmiştik. Ladeste kim kaybederse bir gün boyunca kölesi olacaktı. Sıkıntı üzerime taş gibi çökünce Atlas'a baktım. "Dışarıya mı çıksak?" Diye sordum, Atlas birden ayağa kalkınca o taş üstümden kalkmıştı. Şuan gidesim gelmedi. 

Atlas bana bir şey demeden elimden tutup kaldırdı. "Hadi bakkala gidip gelelim." Dedi, ne kadar eğlenceli bir iş ya. Ayağa kalktım. "Bakkala gitmeye üşeniyorum, başka yere gidelim." Dedim. Atlas ile kapıya kadar gittikten sonra "Hava soğuk mu sanki?" Diye sordu, camdan baktım ama havayı camdan bakarak anlamadığım için "Bilmiyorum." Diye cevap verdim.