19

79.8K 1.3K 631
                                    

İyi okumalar ziyagilleerr

-- 

Gözlerim istemsizce doluyordu. İkisi beraber gözümün önünde sarılırken ben hiçbir şey yapmadan izliyordum. Şimdi yanlarına gidip ortalığı yıkmak varken oturduğum yerden kalkamıyordum. 

Hevesle konuşmaya başladılar. Daha çok bir vakit geçmeden Atlas telefonunu çıkarıp kıza gösterdi. Galiba telefonundan bir şeyler gösteriyordu. Kız sevinçle gülümsemeye başladı.

Kahkahalar eşliğinde konuşmaya devam ediyorlardı daha fazla dayanamayıp ayağa kalktım. Garson yanıma gelip "Bir şey mi istemiştiniz?" Diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Arkadaşım gelmiyormuş, size zahmet verdim özür dilerim."

Kafeden çıkarken son defa onlara baktım. Atlas içten bir şekilde gülümsüyordu. Telefonu kendine çevirip tekrardan gülmeye başladı.

Kafeden çıkınca yavaş adımlarla eve doğru yürüdüm. Gülüşlerini gözümün önünden gitmiyor. Özellikle telefonda gösterdiği şey her neyse, neden onu görünce daha fazla gülümsedi?

Gözlerim dolmasın diye yukarıya bakıyordum ama pek bir etkisi olmadı. Yanağımda gözyaşım süzülüyordu.

Ne kadar yavaş adım atmış olsam da eve hızla varmıştım. Kapıyı açmamla Lal ile karşılaştım. Bi de bunun salak konuşması ile hiç ilgilenemeyeceğim. Yanından geçip giderken arkamdan "Ne oldu? Ayrıldınız mı yoksa?" Diye bir ses geldi. Bıkkın bir şekilde ona döndüm.

"Lal senle hiç uğraşmam."

Benim sesim üzerine Derin koşarak yanımıza geldi. "Sonunda!" Lal Derin'i görmezden gelerek önümde durdu. "Uğraşsana bi ya." Zaten sinirliyim, bir de üstüne bana tek kaşını kaldırıp bakması sinirimi bozuyordu.

Derin bir nefes alıp verdim. Sakin kal Öykü, bunun için değmez. Lal'in gülme sesi ile sakinleştiremediğim sinirlerim tekrardan ortama giriş yaptı. Sinirlerini bana verdiği büyük bir yetkiyle Lal'in saçına yapıştım. "Seni öldürürüm Lal!" Diye bağırırken Lal'in çığlık sesi kulağımda yankılandı. Normal bir zamanda sevmediğim o çığlık sizi şu an bana haz veriyordu. Elimi saçına dolayıp tekrardan sertçe çektim.

"Derin al şu manyağı!"

"Duymuyorum seni Lal!" Derin yanımda kahkaha atarken Lal'i ittirerek saçlarını bıraktım. İşaret parmağımı hafifçe havaya kaldırıp Lal'e uzattım. "Sana 'Uğraşamam.' Dedim değil mi!?" Lal bir şey demezken sinirle ayaklarımı yere vurarak odama geçtim.

Lal arkamdan bağırırken onu umursamadım ta ki Derin odama gelip "Sen iyi misin ya?" Diye sorana kadar çünkü Derin kapıyı açınca Lal'in sesi daha çok belirginleşti. Lal'in "Sen kim köpeksin de bana saldırıyorsun!?" Diye bağırdığını duydum.

Derin önüme geçip "Uslu dur." Dese de Derin'e ters bir biçimde baktım. Derin ellerini mahkum gibi yukarıya kaldırıp yana geçti. Odamdan çıkınca dış kapının orada montunu giyinen Lal'i gördüm. "Sen ne söylüyorsun arkamdan!?" Lal dönüp bana baktığında kaşlarım çatılmıştı.

"Bir şey demedik be, uzak dur."

Boynuma sağa doğru eğip boynumdan ses gelmesini sağladım. Boynumu düzeltiğimde Lal'in göz devirdiğini gördüm. Elimi kafasına götürüp okşadım. "Seni öldürürüm Lal." Hafifçe kafasına iki kere vurup geri çekildim.

Derin yanıma gelip kolumdan tuttu. "Oldu o zaman Lal'cik, görüşmemek üzere." Dedi. Kolumdan çekiştirerek beni odaya götürdü. "Ne oluyor sana ya?" Diye sordu merakla. Kolumu çekerek yatağa oturdum. "Yok bir şey!" Sesim istemsizce yüksek çıkmıştı.

Konser +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin