8

1.6K 115 130
                                    

İyi okumalar Ziyagilerrr

---

Ertesi Gün

Sabah gözlerimi açtığımda içimde bir yük vardı. Derin bir nefes alarak gözlerimi ovuşturdum ve yataktan kalktım. Yatağı topladıktan sonra odadan çıktım ve salona doğru ilerledim. 

"Atlas?" Diye seslendim. "Mutfaktayım." Diye karşı bir ses gelince mutfağa geçtim.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde, Atlas'ı mutfağın ortasında yemek hazırlarken buldum. Ona "Yardımcı olabilir miyim?" Diye sordum, kendimi teklif ederek. Atlas gülümsedi ve başını salladı. "Teşekkür ederim, Öykü ama ben hallederim. Sen sadece dinlenmeye odaklan." Dedi nazikçe.

Büyük ısrarını kabul ederek bir sandalyeye oturdum. Kahvaltı masasına göz gezdirdim. Masada duran sosisliden bir tanesini elime alıp ağzıma attım. Atlas bana dönüp "Emir'i kontrol eder misin? Ateşi var gibiydi." Dedi.

Hızla ayağa kalktım ve "Tabii, hemen kontrol ederim." Dedim. "Odasında."

Mutfaktan ayrılarak Emir'in yanına gittim. Elimi Emir'in yanağına koydum. Normal bir sıcaklıkta değildi fakat daha iyi anlamak için ateş ölçeri aramaya çalıştım. Ev tam toparlanmadığı için eşyaların yerini tam olarak ezberleyemedim. 

Ateş ölçeri bulduktan sonra Emir'in alnına doğru götürüp düğmesine bastım. Emir'in ateşi normalin üzerindeydi ve hafifçe huzursuz görünüyordu. Yanında bulunan battaniyeyi üzerinden çektim. "Annecim, ateşin çıkmış." Dedim. 

Emir'in sıcaklığını tekrar kontrol ettim ve ateşinin hâlâ yüksek olduğunu fark ettim. Endişeyle beşiğinden kaldırarak kucağıma aldım. Emir'le beraber mutfağa doğru indim. "Sevgilim, ateşi var." Diye Atlas'a seslendim.

Atlas, telaşlı bir ifadeyle bana döndü ve hemen yanıma geldi. Emir'i kucağına alarak onun sıcaklığını kontrol etti. "Ne kadar yüksek?" Diye sordu, endişe dolu bir ses tonuyla.

"Çok fazla değil ama yine de sıcacık." Dedim. "Belki de bir doktora göstermemiz lazım."

Atlas başını salladı. "Sen bir şeyler atıştır, aç karnına evden çıkma. Ben de o sırada Emir'in üstünü değişeyim." Masada duran sosisliden ağzıma bir tane attım. "Doydum ben." Dedim. Atlas bana bomboş bir yüz ifadesiyle bakındı. 

Atlas mutfaktan çıkacakken birdenbire bana bakındı. Yüzünde bir şeyin dönüp dolaşıp aklına gelmiş gibi bir ifade vardı. Ardından saate baktı ve sordu: "Senin bugün yayınevi ile görüşmen yok mu?"

Evet, doğruydu! Bugün Alaz ile yapacağımız yayınevi görüşmesini tamamen unutmuştum. "Evet ama Emir bu haldeyken gidemem." Dedim endişeyle

 Atlas tekrardan saate bakındı ve düşündü. "Emir'i hastaneye götürsem, sıra falan derken geç olur ve toplantına kırk dakika var." 

Bu ani durum karşısında ne yapacağımı bilemiyordum. Hem Emir'in sağlığına odaklanmalı hem de önemli bir iş toplantısını kaçırmamalıydım. Toplantı işini kaçırırsam bir kez daha Devrim'i araya sokup onu zor durumda bırakamam. 

"Pekala karım, şöyle yapıyoruz: Ben seni yayınevine bırakıyorum ve hastaneye Emir'le geçiyorum. Sen işini bitirince bana yazıyorsun ve seni almaya geliyorum." Dedi Atlas, çözüm odaklı bir şekilde

Konuşmak için ağzımı açtım ki "Zaten dün Derin seni yalnız bırakmayacağını bin kere söyledi. Bu nedenle heyecan yapacağın bir konu da olmaz." Diyerek beni susturdu.

"Emir'in yanında olmak istiyorum." Dedim. Atlas bana doğru tamamen dönüp dudağıma buse kondurdu. "Emir'le baba oğul hastane partisi yapmamız lazım." Dedi gülümseyen bir biçimde. "Sen Emir'i dert etme, çok ateşi olsa erkenden Emir'i hastaneye götürmüş olurdum."

Konser +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin