30

20.8K 761 631
                                    

 Media: Çağrı Oyban

Denk Geliş isimli çok tatlı bir kitap var. Okumanızı öneriyorum! Kitabı bulmanız için yazar bu satıra yorum yapacak, yorumdan hesabını bulup okuyabilirsiniz <33

İyi okumalar ziyagailler <3

Annemle konuştuktan sonra eve dönmek için uçak bileti almıştım. En erken uçak sabahın beşine vardı ve aktarmalıydı. Uçağa binmeden önce Derin benimle gelmek istedi ama onu da  Cehennem'e sokmak istemedim.

Uçağa bindiğimde yanımda yaşlı bir kadın oturdu. Horlayarak bütün modumu kaçırdı, zaten çok da bir modum yoktu ama her neyse.

Aktarmalı olduğu için indiğimde yaklaşık beş saat bekledim. Beş saatin hepsini Derin ile sesli konuşarak bitirmiştim. Sadece yarım saat Ceylin ile konuşup Atlas hakkında bilgi almıştım. Atlas'ın kötü olduğunu ve evden çıktığını söylemişti. Nereye gittiği bilmediği için Ceylin ile daha fazla konuşmadım.

Uçağa tekrar bindim. Evime geldiğimde ise yorgunluktan ölmek üzereydim. Kendi evimde duş almak istedim ama geldiğimden beri odamdan çıkmıyordum. Kapımı kilitleyip üstümü değiştim. Annem salona yatıyordu, bildiğimden dolayı salona ilerledim.

Annemin yüzü bembeyaz olmuş ve put gibi olduğu yerde duruyordu. Beyaz duvara bakıp içli içli ağlıyordu. İçim cız ediyordu ama o adamdan çocuğu olmadığı için bir yandan mutlu olmuştum. Tabi bunu anneme belli etmemeye çalışıyordum. 

"Çocuğun ismini bile düşünmüştük." Dedi annem sessiz bir tonda. Bana baktı ve cümlesine devam etti: "Aland."

Ülkede yeterince Suriyeli yokmuş gibi bir de Türk olan ailem annem yüzünden Suriyeli'ye dönüyor. Bu Suriyeli'ler ülkeden gidince annem de gider mi? Eğer giderse ben etrafta 'Bu kadın ile bir bağım yok.' diye bağırırım. 

Derin bir nefes verdim dışarıya. "İstersen babamın mezarına gidelim, iyi gelir." 

Konuşmamla arkamdan bir ses geldi. "Gerek var mı sence buna?" Kafamı çevirdiğimde Musavaf'ı gördüm. Titreyen elimi gizlemeye çalışırken "Anlamadım." Diye söyledim. Musavaf bana doğru bir adım attı. "Anlatırım."

Oturduğum yerden kalkıp annemin dizinin dibine oturdum. "Anne ne dersin?" Diye sordum. Annem kafasını onaylarcasına salladı. "Sonra gideriz Öykü." 

Musavaf bundan rahatsız olmuş olacak ki yalandan öksürerek konuya girdi. "Ne sıfatla onun mezarına gideceksin?" Annem zaten kendinde değildi, onunla tartışacak polemikte dahi değildi. Dolu gözlerle bir ona baktı bir de bana. 

"Benim annem sıfatı ile gidecek, bir sorun mu var Musavaf?" 

Kaşlarını çatıp bana baktı. O esmer yüzünün altında pis bir sırıtma vardı tahminimce. "Bu akşam uyu, yarın sabah gidersiniz o zaman Öykü'cüm." Bana karşı sırıttı. Ardından karşımdaki koltuğa oturup bacaklarını araladı.

Musavaf'ı görmezden gelmeye devam ederek epey bir zaman öldürmüştüm. Saat su gibi aktı geçti demek istesem de saatin geçtiği her bir dakika beni ölüp ölüp diriltmeye yetmişti. Her fırsatta alttan alttan bir imada bulunuyor ve beni korkutuyordu. 

Annem salonda uyuyakaldığında ben de odama çıktım. Kapıyı kilitlemeye çalıştım ama bu sefer kilitlenmedi. Kilidi mi bozmuş bu ruh hastası olan sapık? Kapının ön kısmına açılmaması için şifonyeri ittim. Korkuyla yatağa oturdum. 

Derin'i aramak için telefonumu elime aldım ki Atlas'tan bir mesaj geldi. 

Atlas: Kapıdayım, dışarıya gelir misin?

Konser +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin