⚓41. Bölüm⚓

601 61 61
                                    


((**🌼🌼İyi okumalar🌼🌼**))

Daha günler öncesinde yaptığım hareket sonucu rezil olduğum adama karşı utancım geçmemişken şimdi bir yenisi daha eklenmişti. Üstelik nasıl bir açıklama yapmam gerektiğini ya da açıklama yapmam gerekli miydi bu konuda bir fikrim yoktu.

Açelya, benim kızmam sonucu küsüp koltuğa otururken başımı kapıya geçirme isteğimden vazgeçtim. Hadi Mert koca adamdı, ona dilediğimi söyleyebiliyordum ama karşımda küçük yaşta bir çocuk dururken onu nasıl azarlayabilirdim? Hala çevrimiçi olan ve henüz bir şey yazmayan Fırat hocanın aklından neler geçiyordu Allah bilirdi. Kendimi toparlayıp mesajı herkesten sil özelliği ile silip bekledim. En baştan bunu fark edebilseydim çok iyi olurdu ama ne yazık ki elim ayağıma dolaşmış ve mesajı silmek gibi bir seçenek aklımdan geçmemişti.

Hey Allah'ım! bari daha masum bir şey gönderseydi, kalp atmak nedir?

Derin bir nefes alıp verdim ve titreyen ellerimle pek de mantıklı karşılanmayacak ama gerçeği yansıtan bir mesaj yazdım. Üzgünüm hocam, telefon yeğenimin elindeydi ve size yanlışlıkla mesaj atmış. Bir süre bekledim atmak için ama ikilemde kalınca geri silmek için hareketlendim. Yazıyor... yazısını görünce mesajı silmeden önce ben attım. Allah muhafaza çevrimiçi bir şekilde böyle bir mesaj attıktan sonra beklemek başka bir şey anlaşılmasına sebebiyet verebilirdi.

Anlıyorum, önemli değil herkesin başına gelebilir:)

Ahh! Geçen gün yaptığım rezilliği ve onun bana cevabını dejavu gibi yaşıyordum sanki... Tek fark bu online rezillikti. Nedense verdiği cevap beni tatmin etmemişti. Acaba inanmamış mıydı? Gerçi ne yazmasını bekliyordum ki, yazılabilecek en makul cevabı yazmıştı.

Elimdeki telefonu kilitleyip kollarımı bağladım ve bu olayın baş kahramanına döndüm. "Hatanın farkındasın değil mi miniğim?" Henüz yaşı küçüktü, elimden geldiğince onun beni anlamasını sağlayacak şekilde konuşmalıydım. Evet, ona her istediğimi söyleyemeyecektim ama en azından hatasının farkına varmasını sağlayacak birkaç cümle kurabilirdim. "Kimsenin özel eşyası ondan habersiz karıştırılmaz. Bu çok ayıp, üstelik telefon gibi eşyalara hiçbir şekilde dokunulmaması gerekiyor. Beni zor bir durumda bıraktın." Dudakları titreyen Açelya'nın bu haline içim gitse de önce beni dinleyip anladığından emin olmalıydım. "Özür dilerim teyze, ben kuş görünce kalp atmak istemiştim."

Hala kalp diyor! Artık hiçkimseye kalp atmak gibi bir niyetim olmayacaktı!

Yüzümde hala aynı ifadenin olduğunu görmüş olacak ki kollarını açıp bacaklarıma sarıldı. Henüz bir şey söylemeden istediğim sözü de almıştım ondan, "Özür dilerim teyze. Bir daha yapmayacağım, söz!" Sanırım daha fazla dayanamazdım minik Açelya'ma. Teyze yüreği işte...

"Peki, bu seferlik kabul ediyorum ama sadece bir kereliğe mahsus anlaştık mı?" Koca gözlerini bana çevirip kafasını salladı hızlıca. "Hadi şimdi kahvaltımızı edelim" deyip mutfağa götürdüm. Onu bir sandalyeye oturturken hala hızlı hızlı atan kalbimin üstüne elimi koydum, önce Açelya'ya bir şey olduğunu düşünerek koşmuştum ama farklı bir problemle karşılaşmıştım. Burada ki tek tesellim miniğime bir zarar gelmemiş olmasıydı. Yaşadığım talihsizlik de kötüydü ama en azından düzeltilebilir ve geri alınabilirdi. Fırat hocaya da pes doğrusu, ne vardı hemen çevrimiçi olup mesajı okuyacak?

Kızaran patatesleri tabağa aktarırken sıcağın etkisiyle elimin karıncalandığını hissettim. Avuç içinde oluşan kızarıklıklar birinci derece bir yanığa işaret ediyordu ama neyse ki yağ fazla sıçramamıştı da daha büyük bir soruna sebep olmamıştı. Açelya masaya geçip beklerken ben elimin acısını bırakıp masaya süt ve diğer kahvaltılıkları yerleştirdim. "Sen başla bitanem, bende geliyorum" deyip banyoya geçtim. Yanık kremini açıp kızaran ve biraz da kabaran yere sürdüğümde önce hafifçe bir yanma sonrasında serinleme geldi. Sargı beziyle sarıp bantla sabitlemiştim ki elim birkaç ay önce elimde oluşan ve izi yavaş yavaş silinen yara izine gitti. Ne garip bir gündü, kuyruğuna bastığım kedi elimi tırmalamış ve yaralamıştı. Kediyle rezalet bir konuşma sonrası yakalandığım yetmiyormuş gibi birde Fırat hocaya yakalanmıştım.

BELİRSİZ KURTULUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin