⚓24. Bölüm⚓

1.1K 91 64
                                    


Bu bölüm Pinaril3 adlı kişiye ithaf edilmiştir. Benim için çok kıymetli olan kardeşim, umarım beğenirsin.

⚓⚓⚓

Geçtiğim sokakların eski durumlarından hiçbir şey kaybetmediğini gördüğümde gülümsedim. Önünden geçtiğim bankın hemen üzerinde her zaman ki şişman kedi güneşin tadını çıkartıp boylu boyunca yatıyordu. Az uzağında küçük bir bakkalı bulunan amca küçük taburesini altına çekmiş gazetede ki bulmacayı çözüyordu. Temizlik takıntısı olduğunu düşündüğüm bir teyze de her zaman olduğu gibi camdan halı silkeliyordu. Köşe başını dönünce sürekli bir şeyler yaparken yakaladığım çift ile başımı başka yere çevirdim.

"Tövbe estağfurullah" Ben her geçtiğimde görüyorsam aileleri ya da mahalleden birileri mutlaka görmüşlerdi. Helal yollar ile bir araya gelmek varken böyle haram yollara başvurmaları beni üzüyordu. Ne yazık ki kalbimle buğzetmekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

Evlenseler de kurtulsam!

Çantamdan çıkardığım telefonun ekranından saate baktığımda otobüsün gelmesine çok az kaldığını farkettim. Aval aval etrafı incelediğim için okula gideceğimi bile unutmuştum. Adımlarımı ışık hızına yakın hızlandırarak otobüse yetişmeye çalıştım. Şu otobüslere yetişmeye çalıştığım kadar dersime çalışmıyorum.

Durağa yetiştiğimde aynı anda otobüsün gelmesiyle binmem bir oldu. Boş bir yer bulup oturduğumda telefonumu dikkatlice çantama geri koydum çünkü daha yeniydi. O musibetten dolayı kimliğimi, kartlarımı, cüzdanımı ve telefonumu da kaybetmiştim. Yeni bir telefon almak ve gereken evrakları çıkarmak bana pahalıya mal olmuştu. Birde geldiğimden beri sürekli karakola gidip eşgal ve bizi kaçıran kişiler ile ilgili bilgi vermem de cabasıydı. Çok şükür ki o günleri yavaş yavaş atlatıyordum. Gemiden ayrıldıktan sonra ki zamanlarda sürekli mide bulantısı ve baş dönmesi dışında pek bir şey yaşamamıştım. Ve o günlerin acısını birer birer unutuyordum.

Zihnimde dönüp dolaşan haramı saymıyorum!

Zihnimi ve kalbimi yoklayan gerçeği yok sayıp yolculuk boyunca sürekli tanık olduğum yerleri izlemeye başladım. Dediğim gibi hiçbir şey değişmemişti, benim gitmem ortadan kaybolmam kimseden bir şey götürmemiş her zamanki hayatına devam etmişlerdi. Bu şekilde düşünmem bile bana ders çıkarma aracı olarak görünüyordu çünkü sırf insanların tepkileri ve bakışları yüzünden sürekli kendimizden taviz veriyorduk. Allah'ın rızasını kazanmak yerine insanları memnun etmek daha önemli oluyordu çoğu zaman. Benim bu dünyanın şimdi kural gibi koyduğu geleneklere uymamam bu yüzdendi.

Telefonumun bildirim sesiyle daldığım dünyadan sıyrılıp çantamdan çıkardım. Her zaman ki gibi babam aramıştı. Bu bir uyarı çağrısıydı. İyi olduğuma dair bir mesaj atıp nefesimi dışarı üfledim. Bazen çok sıkboğaz ettiklerini hissediyordum, Allah aşkına on dakika da bir mesaj atmak nedir? Tam telefonumu yerine koyacaktım ki yine bildirim sesiyle artık çığlık atma derecesine geldim. Bu sefer de abim mesaj atmıştı. En iyisi bir grup kurup toplu mesaj atmak.

Üniversitenin ilk haftası olduğu için çoğu dersin iptali olmuştu ama ben okula geldiğim bu birkaç günde bile en az bin tane mesaj atmıştım. Ailemin benim için endişelendiğini biliyorum çünkü onları ilk gördüğümde yokluğumda her biri resmen erimişti. Özellikle annemin çoğu zaman baş gösteren mide rahatsızlığı yetersiz beslenmeden dolayı ekstra ilaçlar almasına neden olmuştu. O yüzden onları merakta bırakmaya hakkım yoktu. Böyle bir aileye sahip olduğum için şükretmem gereken yerde birde isyan etmeye başlayacaktım.

BELİRSİZ KURTULUŞWhere stories live. Discover now