6. Bölüm

1.4K 99 17
                                    

"Ne diye bu kadar düşünüyorum ki? Adamı daha tanımıyorum bile. Bu kadar dert etmem de normal değilken bir de kendime telkinlerde bulunmam büyük saçmalık."

Kendi kendine konuştuğu cümleleri yine başını aşağı yukarı sallayarak tasdik etti. Derin bir nefes verip yattıkları odaya gitmek için lavabonun kapısını araladı. Adımları odanın kapısının önüne geldiğinde beklemeden kapının kolunu çekti.

İçeri girdiğinde kızların uyanmış olduğunu ve yerlerinde gerindiğini gördüğün de gülümsedi. Onların burda oluşu mucize kurtuluşa biraz daha inanmasını sağlıyordu. Uyandığından beri bunun bir rüya olmasından korkuyordu çünkü..

"Ooo bakıyorumda uyanabilmilmişsiniz" dedi şen sesiyle Zehra...

Bu kelimelerine Kübra gülümseyip cevap verdi.

"Evet. Aslında Esra'ya kalsa biz hala uyuyor olurduk ama ben onu da uyandırdım zor olsada..."

Bu sözler üzerine Zehra hafifçe gülüp yatağına oturdu ve heyecanla anlatmaya başladı.

"Kızlar hala inanamıyorum Allah'a binlerce şükürler olsun ki kurtulduk.
Rüya gibi değil mi?"

"Bende o kadar mutluyum ki nasıl davranacağımı bile bilmiyorum " dedi Kübra ellerini birbirine vurarak.

Esra hiçbir şey demeden yatağına geri yattı ve arkasını kızlara döndü.
Zehra pek anlamasa da bu hallerini fazla bir şey söylemek istemedi çünkü ne düşündüğünü bilmiyordu.

"Yalnız benim önemli bir sorunum var . Ben çok acıktım ya acaba yiyecek bir şeyler verirler mi?"
Kübra üzgün surat yaparak ajitasyon yapmaya çalışmıştı.

"Aslında bende mutfaktan geliyorum. Akşam aşçı amca yeri tarif etmişti ya bende lavabonun yerini öğrenmek için uğradım. Sağolsun söyledi. Yemek için de ne zaman isterseniz gidip yiyebiliriz çünkü birlikte yiyeceğimizi söyledim. Ama biliyorsunuz ki bir geminin içindeyiz haliyle sadece erkekler var bu yüzden kahvaltımızı burda yapsak çok güzel olur ne dersin?"

Zehra söylediği sözlerden sonra derin bir nefes alıp verdi. Resmen otomatiğe bağlamıştı.

"Benim için farketmez yemek olsun da"
Kübra'ya gülümseyip, Esra'ya baktı. Ondan da bir onay almak istiyordu. Ama ne var ki Esra göremedi çünkü arkası dönüktü.

"Sen ne dersin Esra?"

Aslında onunla iletişime geçmek için söylemişti. Aralarında da geçen kısa zamanda pek iyi şeyler yaşamamıştı. Esra hep ona farklı bir mesafeyle yaklaşıyordu.

Esra önce hareket etmese de sonra arkasını dönüp yatağından atladı. Gözlerini Zehra'ya dikip cevap verdi.

"Neyse ne . Bir gidelim de bakarız. Önce bana lavaboyu göster."

Bu kaba cevap karşısında Zehra kaşlarını kaldırdı şaşkınlıktan.
Allah aşkına bu kızın derdi neydi? Neden bu kadar sert davranmak zorundaydı ki?

"Rica etseydin çok daha iyi olurdu. Soğuk cevabının anlamını çözebilmiş değilim"

Aslında Zehra yapı itibariyle zaten sinirli bir insandı. Ama İslam sürekli insanın nefsini terbiye etmesini ve nefsiyle hareket etmemesini emreder. Bu yüzden Zehra her zaman bir şeyler için sabrederdi. Ama bu kızın konuşma tarzı, üslubu o kadar kötüydü ki daha fazla tutmamıştı kendini..

Kübra aralarında ki soğuk esen rüzgardan sonra ortamı biraz ısıtmak için sebepsiz gülmeye başladı.

Zehra ve Esra'nın gözleri bu sefer Kübra'ya döndü.

BELİRSİZ KURTULUŞWhere stories live. Discover now