⚓28. Bölüm ⚓

1K 86 96
                                    

Bu bölüm kitabımıza yeni bir okuyucu olarak katılan sevgili dasdemirmerve adlı kişiye ithaf edilmiştir. Desteklerinden ötürü bir kez daha teşekkür ediyorum.

Medya: Ayten Rasul- Gönül

(Not: Şarkı koymayı veya paylaşmayı pek tasvip etmesemde Zehra'nın durumunu yansıttığını düşündüğüm için koydum. Gerçi onun durumunu yansıtan bir şarkı yok ama🤪 iyi okumalar.)

⚓⚓⚓

Hayatımda yaşadığım kalp kırıklıklarının sayısını elbette tutamazdım ama her birinin yarattığı hissi unutmam mümkün değildi. Özellikle insanların en yakınları en sevdikleri kalbinde tuttukları kişiler tarafından gelen acının ne bir tarifi vardı ne de bir çaresi. Ya seni üzen kişi gönlünü alıp felaha kavuşturur ya da bekleyip yüreğinin soğumasını beklersin. Peki benim şu an hissetiğim kırıklık neyin nesiydi. Ortada olmayan bir sebep ve bahaneyle hislerim neden bu kadar dalgalanmıştı. Hayatımda geçirip gördüğüm hiçbir şeye benzemiyordu. Ne ağlamama izin verecek kadar gerçek ne de nefes almamı sağlayacak kadar sahteydi. Bu hissi tanımlamamın hiçbir yolu hiçbir tarifi yoktu ki çaresini bulayım.

Yönümü merdivenin sonunda ki yüksek camalara  çevirip oraya doğru adımladım. Cam kenarına gelipte başımı dışarı uzattığımda ciğerlerime ulaşmayan oksijeni derin derin soludum. Islanan gözlerimin içini birkaç kere kırpıştırdım ve sulanan gölcüğü dağıttım. Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım. Boğazımda ki yumruyu geçirmenin tek yolu yutkunmak olsa da yutkunsam bile geçmiyordu. Başımı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım ve zihnimi bulandıran her sesi hafızamdan silmek için bekledim.

İçimde bir yerlerde kendini gösteren başka diğer bir duygu öfkeydi. Hakkım yoktu buna ama ona da kızgındım. Ondan asla böyle bir şey beklemezdim, daha doğrusu hayatında biri olduğuna dair aklımın ucundan bile bir şey geçmemişti. Hani karşınızda ki insan bir şey hissettirir ya hayatıyla ilgili, o bana bu konuda hiçbir şey hissetirmemişti. Ona baktığımda hayatında sevdiği, aşık olduğu birisinin olduğuna dair bir kanıya varmamamıştım şimdiye kadar... Ama şimdi öğreniyorum ki hayatında biri var ve o bunu göstermekten hiç çekinmemiş. Ben her gece başımı yastığa koyduğumda acaba yanlış bir şey yaptım mı, yanlış bir hisse kapıldım mı, Rabbimin koyduğu yasaklardan birini çiğnedim mi, onun bana haram olan gözlerine fazla baktım mı diye kendimi yiyip bitirirken, o  bunları kafasına takmadan hayatına biriyle devam ediyormuş. Ben onun kurduğu her cümle de yutkunamayacak duruma gelirken bu onun umurunda değilmiş. Belki benimle eğlenip dalga geçmiştir, gerçi resmi olarak hiçbir şey yapmamıştı ama bana farklı davrandığını hissediyordum. Şimdi bunların gereksiz ve boş bir heves olduğunu en acı şekilde öğreniyordum. Nefesimi kesen durum şimdi benden kalan enkazları nasıl toplayacağımı bilmediğimdi. İçimde gün yüzüne yeni yeni çıkan haram? duyguları nasıl bastıracağım konusu bilinmezlik gemisi içinde yüzüyordu. Şu an ki en net duygum sanırım hayalkırıklığı...

Gözlerimi sıkıca kapatıp iki avucumu da yüzüme bastırıp derin bir nefes daha aldım. İki elimle suratıma hafifçe vurup kendime gelmeye çalışırken tuttuğum nefesi seslice dışarı verdim. Dışarıdan beni görenler deli olduğumu zannedebilirlerdi ama şu an bunun benim için bir önemi yoktu.  Beş dakika kadar beklediğimde iyi olduğuma kanaat getirip adımlarımı üst kata yönlendirdim. Ne olursa olsun bugün duyduklarımı unutacak,  profesyonel ve bir müslüman kıza yakışır şekilde davranacaktım. Kendime yaptığım telkinler ne zaman ulaştığımı bilmediğim Fırat hocanın odasının önüne kadar gelince kendiliğinden durdu. En önemli ve en zoru şimdi başlıyordu. O kızların yaptığı yakıştırma ile içeride bulunan kızla nasıl bir pozisyonda göreceğimi tahmin edemediğim için kararsızlık içinde bekledim. Sonucu ne olursa olsun güçlü olmalıyım!

BELİRSİZ KURTULUŞWhere stories live. Discover now