7. Bölüm

1.2K 98 22
                                    

İnsan bulunduğu yer itibariyle duyguları, hissettikleri, düşünceleri ve hatta kendisi bile değişebilir. Zehra da kendisinin değiştiğini hissediyordu. Eskiden tek bir namahrem erkeğe müsamaha göstermeyip, bir kere bile dönüp bakmamıştı. Yeri geldiğinde lafını esirgemese de konuşma bakımından her zaman azı tercih etmişti. Çünkü taviz verirse devamının gelebileceğinden endişe ediyordu.

Ama şu an yaşadıklarına ve yaptıklarına inanamıyordu. Kendisini bir anda sürekli kaptanı düşünürken buluyordu nedensizce...

Üstelik birkaç defa göz göze geldiğini hatırladığında kendisine daha çok kızıyordu. Sadece iki gündür tanıdığı bu adamı neden bu kadar dert ettiğini de anlamış değildi.

Aslında bir fikir yürüttü kendince. Yanında ki kızlar sürekli kaptandan bahsediyor ve iletişim kurmanın yollarını arıyorlardı. Bu yüzden de oda kendini onu düşünürken buluyordu...

Canı sıkılırken aklına başka düşünceler getirip oyalanmaya başladı. Gözleri kendiliğinden yavaş yavaş kapanırken, huzurlu bir uykunun kollarına kendisini atmaya çalıştı...

Yaklaşık iki saatlik uykunun ardından gözlerini açmıştı ama kendini dinlenmiş hissetmiyordu. Aksine bir ağırlık vardı üstünde...

Ranzaya yatmış gözlerini havaya dikmişti. Üstünde gördüğü  demirlerin birkaç yerinde ki pası inceleyip kafasında bir şeylerin muhasebesini yapıyordu. Yattığı yerden yaşadıklarını bir bir gözünün önünden geçirdi, ölçüp tarttı ve değerlendirdi. Düşündüğü en önemli şey bundan sonra ne olacağıydı. Tamam kurtulmuş ve Türk mürettebatın gemisinde güvende sayılırlardı. Ama evine ne zaman dönecek olmanın bilinmezliğiyle boğuşuyordu. En azından bir telefon etse ailesine haber verse iyiyim diye...
Sahi onlar nasıldı acaba? Kesin kahrolmuş, dört bir yanda kendisini arıyorlardı.

Annesinin sağlığı pek yerinde değildi zaten, birde üzülürse daha kötü olacaktı.  Ailesini düşününce gözünden bir damla yaş usulca süzüldü yanaklarına doğru.. Hemen kızların göremeyeceği bir tarafa dönüp öyle yattı.
İlk geldiklerinde Esra evlerinde olmadığı için büyük tepki vermişti. O zamanlar Zehra biraz kızmıştı ona. Şimdi biraz hak veriyordu ama yine de Rabbine ve kendisinin kurtulmasına vesile olan insanlara nankörlük yapmamaya karar verdi.

Dizlerini karnına yaklaştırıp iyice toplandı. Burnunu kendisine yaklaştırıp üzerini kokladı. Yaklaşık 4-5 gündür bu haldeydi ve çok stres altında olduğu için oldukça terleşmişti. Bu yüzden burnuna gelen kokudan rahatsız olup yüzünü buruşturdu. Kıyafetlerden kurtulması mümkün değildi. Yıkanması da çok zordu. En azından içine giydiği kıyafetleri değiştirebilse o kadar rahatlayacaktı ki... Tabi ki böyle bir yerde kıyafet bulmayı hayal bile edememişti.  Kaldı ki bu konuyu kimseye de açamazdı. Salih bey ne kadar dedesi yaşında olsa da  böyle özel bir konuyu edep bakımından ona açamazdı. Onunla konuşması bile uygun değildi, yaşlı olsa bile bu uygun değildi. Sıkıntıyla bir nefes verip diger tarafına döndü ve tekrar sırt üstü yattı.

Şimdi telefon mevzusunu açamazdı kimseye.. Gemide bir tek Salih bey ve Kaptan'ı tanıyordu. Kaptanla konuşamayacağına göre bir tek Salih beye danışırdı bu konuyu.. Belki telefon açmasına izin verirlerdi. Gerçi telefon çeker miydi orası da meçhul.
Telefon olmasa da iletişim kurabilecekleri bir şeyler muhakkak vardı.

Düşünceden düşünceye atlarken, derin bir nefes dışarı verdi. Artık nasıl bir ses çıkardıysa kızların ikiside dönüp Zehra'ya baktı.

Kübra Zehra'ya tamamen dönüp sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştı.

"Bir sorun mu var Zehra? Sıkıntılı gibisin" dedi Kübra.

Zehra bir an şaşırsa da kendisini toparladı. O kadar mı belli ediyordu.

BELİRSİZ KURTULUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin