31. Bölüm ☁ Yaralı

22.6K 1.1K 28
                                    

Bu bölümü İlkim'in ağzından anlatsaydım Kuzey'le birlikte şarkı söyletcektim D:S:FD Gerçekten şarkılı bölümleri çok seviyorum ve diğer bölümler için çok daha fazla ilham geliyor :DSds Bu bölümü mutlu ederseniz diğer bölüm Kuzey'i şarkı söylerken okuyacaksınız D: Sizi seviyorum :*

Mitat'ın her ilkel tavrı zihnimde ki sis perdesine bir tokat atıyor gibiydi. Bilincim yavaş yavaş açılırken hıçkıra hıçkıra ağladığımı fark  edebilmiştim. En sert tokatlarımı atmaya çalışıyordum ama hem alkolün verdiği uyuşukluk hem de dakikalardır onunla boğuşuyor olmamın verdiği yorgunluk birleşince neredeyse kolumu bile kaldıramıyordum.

Mitat dudaklarıma yöneldiğinde çaresizce çenesini ellerimle itmeye çalıştım. Kafamı iyice arkaya doğru bastırırken bu sefer açıkta kalan boynuma yönelmişti. 

Sadece birkaç ay önce onunla bu tür ''romantik'' bir gece geçirmenin hayalini kuruyordum. Hatta beni reddettiği için günlerce ağladığımı da iyi hatırlıyordum ama ona eskisi gibi hissetmiyordum. Ve şu anda da anlıyordum ki o buna değer biri değildi! 

Birden üzerimde ki ağırlığın çekilmesiyle bedenim boşluğa düşüyor gibi hissetmeden edememiştim. Anında doğrulmaya çalışırken dizlerimi kendime doğru çekmiştim. Sanki yattığım her saniye beni daha fazla açık hedef haline getirecekmiş gibi!

Gözlerimde ki yaşların izin verdiğince olanlara odaklanmaya çalışıyordum. Mitat'ın yediği yumrukla yere yapıştığını hayal mayal görebiliyordum. Ve düştüğü gibi sert tekmelerin hedefine girdiğini de görebiliyordum. Ve bunu yapan kişinin yüzünü zorlukla seçmiş olsam da tabii ki Batıkan'dan başkası değildi. 

Nefesimi düzenlemeye çalışırken hala ağlamamı dindiremiyordum.

Her hıçkırığımda içimden bir parça kopuyormuş gibi hissetmeden edemiyordum.

Batıkan o kadar öfkeli bir şekilde vuruyordu ki Mitat'a karşılık vermesi için hiçbir fırsat vermiyordu. Ve içimde bazı duyguların netleşmesinde de bu sahne yardımcı oluyordu. Mitat için canım hiç yanmıyordu. Hatta hak ettiğini düşünüyordum! Hıçkırıklarımın arasından zorlukla yutkunmaya çalıştığımda gırtlağımın sızlamasıyla aslında ne kadar bağırdığımı az çok anlayabilmiştim.

 Batıkan kapıdan dışarıya çıkarken şaşkınlıkla önce arkasından baktım sonra da yerde yüzü kan içinde yatan Mitat'a baktım. Hiçbir şey olmamış gibi girdiği gibi öfkeli bir şekilde çıkıp gitmişti. Boğazıma dizilen hıçkırıkları yutmaya çalışırken hala şaşkınlık içinde oturuyordum. Yaklaşık iki üç dakika sonra Batıkan tekrar kapıdan içeriye girdiğinde kısa bir süre yerde yatan Mitat'a baktı.

Eli hala sert bir yumruk şeklindeydi. Öfkeyle kararmış gözleri gözlerimle buluştuğunda sarhoşluğuma rağmen gözlerinde ki yumuşamayı görebilmiştim. Ama hala oldukça sinirli duruyordu.

Kendime doğru çekmiş olduğum dizlerimin altından tek kolunu geçirerek beni seri bir hamleyle kucağına almıştı. Yorgunlukla başımı göğüsüne yaslarken en ufak bir tepki bile veremeyecek durumdaydım. Çünkü gerçekten çığlık atmaya çalışmaktan boğazım acımıştı.

Göz kapaklarım yorgunlukla kapanırken derin ve titrek bir nefes çekmiştim.

Gözlerimi zorlukla tekrar araladığımda kısa ve tedirgin bir şekilde etrafı inceledim. Ellerimi yatağa yaslayıp doğrulmaya çalıştığımda kollarımda bedenimi az da olsa kaldıracak güç kalmadığını anlayabilmiştim. Elbisem hala üstümdeydi. Gözlerimin çevresi o kadar çok sızlıyordu ki sanki oldukça sağlam bir şekilde yumruk yemiş gibi hissediyordum. Omuzlarım, dirseklerim hatta dizlerim... Her yerim o kadar çok sızlıyordu ki! Zaten kafamın içinde kocaman bir kaos hakimdi. 

Gel de Sil İzleriniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin