Bölüm 9

15.2K 513 36
                                    

Bölüm 9

Berna Hanım'ın seçtiği kırmızı elbiseye baktım. Çok şık duruyordu. Berna Hanım akşam bu elbiseyi giymem konusunda çok ısrar etmişti. Okan Bey aşağıda bekliyordu. Islak saçlarımı kuruttum. Filiz saçlarımı örüyordu, daha çok yakışacağını düşünmüştü Berna Hanım.

Asya uzun ve gür kirpiklerime rimel sürerek daha belirgin hale getirdi. Yüzüme her hangi makyaj yapmasını istemediğim için dudaklarıma elbiseye yakışacak tonda kırmızı bir ruj sürdü.

Elbise dizlerimin üstünde bitiyordu. Levent itinin orada olacağı aklıma geldikçe sinirleniyordum. Bir olay çıkmasını asla istemiyordum. Kırmızı topukluları giydikten sonra elbiseme uyumlu kırmızı çantamı taktım.

"bunlar sana çok yakışacak." dedi Berna Hanım elindeki kırmızı yakut küpeleri kulağıma taktı. Çok parlaktılar.
"bu küpeleri annem çok severdi... Ben en çok Okan'ımın karısına takmak için beklemiştim," gülümsedi. Gözleri parıldamıştı. "Sana kısmetmiş." gülümsemekle yetindim.

Aşağıya indiğimde Okan Bey siyah takımını giymişti. Genellikle işe ve mekana da bu şekilde gidiyordu. Kağan başını eğmiş bir şekilde kapının önünde bekliyordu.

Okan Bey açıkta kalan omuzlarıma baktı.
"üşümeyecek misin?"

Filiz koşarak kırmızı ceketle geldi.
"buyrun Deren Hanım, unutmuşum kusura bakmayın."

"önemli değil." ceketi omuzlarımdan geçirdim. Göz ucuyla bizi gülümseyerek izleyen Berna Hanıma bakarken Okan Bey'in koluna girmiştim. Böyle tam bir çift gibi görünüyorduk.

Kağan önden çıkıp başka arabaya bindi. Okan Bey'in arabasına bindim. Çantayı kucağıma koydum. Arabayı çalıştırdı.
"orada yanımdan ayrılmayacaksın." çocukmuşum gibi beni uyarıyordu bir de. Başımı salladım sinirlendiğimi belli etmemek için. Başka nereye gidebilirdim ki?

Bir süre sonra araba durdu. Geldiğimiz yer restoran gibiydi. Arabadan indiğinde ben de indim. Neden burada olduğumuzu bile bilmeden onu takip ettim. Kağan ve birkaç adamın arkamızdan gelmesi beni daha da tedirgin ediyordu.

Kapının önüne geldiğimizde durdu. Olması gerekeni yaptı. Ellerim ellerindeydi. Böylece daha inandırıcı durmuştuk. İçeriye girdik. Tüm gözlerin üstümüzde olduğunu biliyordum, kimseye bakmadım. Okan Bey önden gidiyordu. Aramızdaki tek bağ birleşik olan ellerimizdi.

Durdu. Durdum. Başımı yavaşça kaldırdığımda tanıdığım veya tanımadığım çoğu kişinin büyük uzun bir masada toplandıklarını gördüm. Okan Bey birkaç kişiyle selamlaşıyordu. Anladığım kadarıyla ortaklardı. Masadaki çoğu kişiyle tanışıp Okan Bey'in yanına oturdum.

Levent'ten gözlerimi olduğunca uzak tutuyordum. Onun bana baktığını biliyordum. Beni geriyordu. Okan Bey Kenan ve tanımadığım bir diğer ortakla konuşuyordu. Sanem saçlarını toplamıştı, böylece yüzü daha görünülür ve dikkat çekici olmuştu. Dudaklarına sürdüğü mor ruj dikkat çekiciydi. Gerçekten güzel bir kızdı. Mor kısa bir elbise giymişti. Dirseklerini masaya yalamış bir eline yanağını yaslarken diğer eliyle de içkisini yudumluyordu.

Levent bir ara Okan Bey ve diğerkilerin konuşmasına girmişti. Önüme koyulan sıvının ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu, acı bir tadı vardı sadece.

"Deren Hanımı şirkete almayı düşünüyor musun Okan?" diye sordu Levent birdenbire.

Gözlerimi kısarak ona bakmaya başladım. Gülerek bana bakıyordu sanki hiçbir şey yapmamış gibi. Sanem arkasına yaslanıp Okan Bey'e bakmaya başladı.
"şu anlık düşünmüyorum," dedi Okan Bey arkasına yaslanırken. "daha doğrusu karımı bir işte çalıştırmayı istemem."

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें