Bölüm 31

11.8K 374 42
                                    

Bölüm 31

Üstüme gizlice aldığım elbisemi giymiştim. Taşlı kırmızı mini straplez elbise. Upuzun kestane rengi saçlarım sırtıma yayılmış dümdüz görüntü veriyordu. İnce uzun bacaklarım ortaya çıkmıştı. Farklılık olsun istemiştim. İnce hafif şişik dudaklarıma kırmızı mat bir ruj sürdüm. Kirpiklerime varla yok arası rimel değdirdim. Asya göz makyajımla uğraşıyordu. Bu işlerden anladığı kesindi. Elbiseme uyacak şekilde hafif turuncu bir far sürmüştü. Adını bile bilmediğim bir sürü makyaj sürmüştü. Hayatımda ilk kez bu kadar çok makyaj sürmüştüm. Sanem gibi badana yapmış gözükmüyorsun en azından Deren. Şu anda daha çok bir barbie bebeğe benziyordum. Berna Hanımın daha önceden vermiş olduğu kırmızı yakut küpeleri taktım.

Elbiseme uyumlu aldığım kırmızı taşlı çantamı elime aldım. Gerek duyduğum malzemeleri koydum. Saçımı kulağımın arkasına iterken aşağıya indim. Filiz büyülenmiş gözlerle bana bakıyordu.
"Deren Hanım... Çok güzel olmuşsunuz."

Gülümsedim.
"teşekkür ederim."

Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Önümde beliren Kağan şaşkınlıkla üstümdeki elbiseye bakıyordu.
"Deren Hanım bu şekilde asla çıkamazs-"

Kaşlarımı kaldırdım. "ya öyle mi! biliyor musun, ben de uzun zamandır Okan'a seninle yaptığımız anlaşmaları anlatmayı düşünüyordum."

Gözleri fal taşı gibi açılırken sesli şekilde yutkunmuştu.
"Deren Hanım Okan Bey öğrenirse beni çiğ çiğ yer." demişti çaresizlikle.

"ben senin gibi ispiyoncu değilim Kağan. Sen benim nereye gittiğimle uğraşacağına biraz evdeki çalışanlarla da uğraşsana."

Kağan eve boş gözlerle baktı.
"evdekilerle ben ilgilenmiyorum Deren Hanım."

"Asyayı geçenlerde özelden bir adam ar-" kaşları çatılırken sözümü aniden kesti.

"kimmiş o piç?" dedi sinirle.

"hani evde çalışanlar seni ilgilendirmiyordu? Asyayla özel olarak mı ilgileniyorsun?" bu süreçte anladığım kadarıyla Kağan Asyaya anlamadığım bir önem veriyordu. Asya ise ondan korkup utanıyordu.

Kağan gözlerini kaçırdı.
"nereye gidiyorsunuz Deren Hanım?" tabii hemen konuyu değiştiriyordu.

Kaşlarımı çattım.
"gidince görürsün. Eğer ispiyonculuk yaparsan Asyayı da anlaşmayı da unut!" dedim. Arabasına ilerliyordum.

Arabaya bindim. Çaresizlikle yerine geçti. Onu hep zor durumda bırakmıştım. Hak etmişti. Beni sürekli ispiyonluyordu. Emre'nin attığı konuma geldiğimde arabadan indim.

İçeriye girdiğimde çoğu gözün üstümde olduğunu biliyordum. Bazıları Okan Karaslan'ın karısı olduğumu aralarında fısıldaşırken Emrelerin olduğu masaya ilerledim.

Emre beni görür görmez etrafına şaşkınlıkla baktı. Yanındaki sandalyeye oturdum. Görünüş alanına girdiğim Demir şaşkınla bedenimi süzmüştü. Bu beni biraz olsun utandırmıştı ama kendimi toparlamıştım. Gülümseyerek konuştu.
"Hoş geldin Deren."

Saçlarımı arkama ittim. Terletiyorlardı.
"hoş buldum."

"oha! Kızım sen bu halde nasıl geldin buraya? Kağan nasıl izin verdi?"

Gülümserken göz kırpmıştım.
"o iş bende."

Kararsızlıkla gözlerime baktı ve ardından tekrar etrafına bakındı.
"şimdi biryerden Okan çıkacakta hepimizi haşat edecekmiş gibi hissediyorum."

Demir arkasına yaslandı.
"bu kadar kasmana ne gerek var? Yanlış birşey yapmıyoruz. Kendi aramızda yemeğe çıktık sadece." dedi rahat bir tavırla. Bana bakıyordu. Nezaketten gülümsemiştim.

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now