Bölüm 15

14.6K 497 50
                                    

Bölüm 15

Üstüme kahverengi uzun bir elbise giyindim. Elbiseye ait kemeri de taktım. Uzun ve zayıf olduğum için çok yakışmıştı.

Saçlarımı salık bıraktım. Kızaran göz altlarım geçmeye başlamıştı. Elbiseme uyumlu çantamı alıp içine gerek duyduğum eşyaları koydum. Bugün tüm gece Okan Bey'in kafasını şişirdiğim için şirkete gidecektim. Çalışanları daha yakından tanımak istiyordum.

Okan Bey'in verdiği on dakika bitmeden aşağıya inmeyi başardığım için kendimle gurur duyuyordum. Kapıyı açıp arabaya bindim.

Arabayı çalıştırdı. Yol boyunca halamın attığı birkaç mesajı okudum. Ardından hiç okumamışım gibi cevap vermeden kapattım. Cevap vermeyeceğimi bildiği halde mesaj atması saçmalıktı.

Telefonu çantama koyduğumda iş yerine gelmiştik. Büyük ve göz alıcıydı. Ben arabadan inip önden gitmeye başlamıştım ki Okan Bey kolumdan tutup durdurdu.
"yolculuk nereye Deren? Bilmediğin yerde kafana göre gezemezsin."

Kolumu elinden kurtardım.
"ha yok," dedim elimle insanları gösterdim. "ben sorup soruşturup gezerim. Sen bak işine, ben sana rahatsızlık vermeyeyim."

Tekrar kolumdan tutup durdurduğunda gözlerimi devirdim.
"saçmalama." dedi dişlerinin arasından. O sırada bize doğru Emre ve Sanem geliyordu.

Sanem uzun sarı saçlarını salık bırakmıştı. Mavi gözleri ışıl ışıldı.

"günaydın yenge." dedi Emre gülümserken. Okan Bey kolumu bırakıp elimi tutmuştu.
"günaydın." dedim gülümseyerek. Sanem Okan Beyle birleşmiş elimize memnuniyetsizce bakıyordu.

Daha fazla konuşmamıza izin vermeden içeriye ilerledi.
"ben daha yavaş ve daha insancıl şekilde gezmek istiyorum." dedim itiraz ederken. Duymazdan gelip asansörde çıkacağı kata bastı.

Elimi göğsümün altında birleştirip arkama yaslandım. Bana bakıyordu. Ve bu bakış gittikçe beni rahatsız ediyordu. Asansör durduğunda beraber çıktık. Birkaç kişi günaydın tarzında şeyler söylese de Okan Bey dönüp kimin dediğine bile bakmıyordu.

"karısını iş yerine götürmeyeceğini söylememiş miydi?" dedi birisi arkamdan. Okan Bey'in duyduğunu sanmıyordum.

"evet ama hiç götürmem diye birşey demedi." dedi bir kız cevap olarak. Arkama dönüp cevap veren kıza mahçup bir şekilde gülümsedim. Okan Bey peşinden gittiğimi düşünüp odasına girmişti.

Kız yanıma geldi.
"günaydın Deren Hanım!" dedi sevecen şekilde. Kızı gittiğimiz yemek davetinden hatırlıyordum.

"günaydın." dedim gülümseyerek.

"siz böyle istediğinizde gelin, ben size tüm şirketi gezdiririm." dedi. Bir yandan da Okan Bey'in odasına bakıyordu.

"seni nerede bulabilirim?" bu kız bana lazımdı. En çok ihtiyaç duyacağım kişiydi burada.

Eliyle Okan Bey'in çaprazındaki odayı gösterdi.
"her zaman müsait olurum." kızla memnun bir şekilde ayrıldım.

Tam Okan Bey'in kapının önüne gelmiştim ki kapı sertçe açıldı. Şaşkın gözlerle ateş fışkıran yeşil gözlerine bakarken kolumdan tutup içeriye soktu. Muhtemelen yanında olmadığımı yeni fark etmişti.

Tam bir saat geçti. Bu bir saat içinde odayı yedinci kez tutuyordum. Biraz önce sertçe reddettiğim teklifine geri uymak üzere yanına oturdum. Önümdeki dosyayı açıp Emre akıllısının yazdığı yanlış cümlelerin altlarını çiziyordum.

"elim yoruldu." dedim sızlanarak kalemi masaya koyarken.

"daha üç dakika oldu başlayalı Deren." dedi ifadesiz sesiyle.

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) Место, где живут истории. Откройте их для себя