Bölüm 8

15.7K 526 23
                                    

Bölüm 8

"aceleleri var Hakan abi," dedi Özgür Bey alayla sırıtıyordu. "anlarsın ya."

Seray göz ucuyla ona baktı.
"bundan sizene Özgür Bey?"

Özgür Bey bıkmışlıkla ona döndü.
"her fırsatta gelip kafamı sikmeyi nasıl beceriyorsun anlamıyorum."

Seray hayal kırıklığı ve hafif şaşkınlıkla Özgür Bey'e bakmayı bıraktı ve kanepenin üstünde duran hırkasını giydi.
"ben mekana geçiyorum Okan Bey." Okan Bey başını salladı.

Çatık kaşarla Özgür Bey'e bakmaya başladım. Her defasında benim arkadaşımı üzmek zorunda mıydı?

Özgür Bey dirseklerini dizine yaslanmış bir şekilde sıkıntıyla çenesini sıvazlarken boşluğu izliyordu.

Saatler sürdü. En sonunda büyük iki katlı bir ev seçmiştik. Daha doğrusu evi Hakan Bey önceden ayarlamış. Evde şu anda çalışan hizmetçilerin durduğunu da söylemişti.

Eve gittim. Eşyalarımı topladım. Seray yalnız kaldığı için bir yandan ağlıyor bir yandan da valizimi toplamama yardım ediyordu.

"Seray sen iyi misin?"

"değilim!" dedi sitemle. "yıllardır birlikte olduğum arkadaşım gidiyor, nasıl iyi olabilirim?"

Seray'ı ikna etmiştim. Ağlamıyordu. Sakindi. Hakan Bey'in ayarladığı iki katlı büyük eve geldiğimizde kapıyı açan kırklı yaşlarındaki kadın sevecen bir şekilde gülümsedi.
"hoş geldiniz Okan Bey." Okan Bey hiçbir şey söylemeden içeri girdiğinde kadına gülümsedim.
"hoş bulduk." dedim.

Kağan'ın yardımıyla kıyafet odasına çıkarılmıştı valizim. Hizmetçiler de evde kalıyordu. Aynı odada kalmamız şarttı. Aynı yatakta olmanız şart değil Deren.

Gözlerimi kısmış evi incelerken bir sürü oda görmüştüm. Okan Beyle aynı kalacağımız odaya baktım. Siyah büyük bir yatak vardı. Ayrı ayrı iki büyük sürgülü dolap vardı. Beyaz duvarlar içimdeki durgunluğu artırırken odadan çıktım. Odanın tam karşısındaki odanın Okan Bey'in çalışma masası olduğunu Kağandan öğrenmiştim.

Aşağı kata indim. İki genç kız vardı, diğerkisi kırklı yaşlarında bir kadındı. Yanlış sezginlemiyorsam kadın iki genç kızın annesiydi.

Seray ve Özgür Bey salondaki büyük kanepede oturmuşlardı. Sanki birbirlerini görmezden geliyorlardı. İkisi de boşluğa bakıyordu.

Okan Bey ve Hakan Bey yan yana oturmuşlardı. Anlamadığım bir konu hakkında konuşuyorlardı. Zil çaldığında sarı saçlı genç kız koşar adımlarla kapıyı açtı.
"hoş geldiniz Emre Bey."

İçeriye giren Okan Bey'in kuzeni Emre ilk başta ayakta dikilen bana, ardından da büyük kanepeye dizilmiş oturanlara baktı. Yavaş adımlarla Özgür Bey'in yanına oturdu. Seray hafif şaşkınlıkla Emre'ye bakıyordu.

"hayırlı olsun birader," dedi sırıtarak Okan Bey'e bakarken. Okan Bey Dişlerini sıkmış ona bakıyordu. Okan Bey'in Emreden pek hoşlanmadığı netti.

Emre'nin grimsi gözleri Seray'ı bulduğunda o da bir anlık şaşırdı. Ardından kendini toparlayıp yayıldığı yerde daha düzgün şekle geldi.
"biz tanışamamıştık. Ben Emre." dedi.

Seray başını salladı. Durgun ve yorgun görünüyordu.
"Seray." dedi gülümsemeye çalışarak. O sırada birşey fark etmiştim. Özgür Bey tüm dalgınlığından kurtulmuş pürdikkat Emre ve Seray'a bakıyordu. Bakışları anlamsız ve düzdü.

"kızım sen ayakta kaldın. " dedi Hakan Bey oturmam için eliyle yer verirken. Seray'ın yanına geçtim.

Bir süre daha geçtikten sonra Hakan Bey ayaklandı. Sebepsiz yere gitmemesini istiyordum. Okan Beyle yalnız kalmak istemiyordum. Özgür Bey ve Seray da kalkmıştı. Özgür Bey kahvesini bitirmekte olan Emre'nin koluna vurdu.
"kalksana oğlum, yatılıya mı kalacaksın?"

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt