Bölüm 10

15.9K 501 24
                                    

Bölüm 10

Özgür Bey Seray'ın doldurduğu içkiyi içerken gözlerini bir an olsun ondan ayırmadı. Seray ise ona inat karşısındaki adama bakıp konuşuyordu. Sırf Özgür Bey'e inat yapıyordu. Özgür Bey mekana gelen müşterilerle konuşmasını çoğu kez yasaklamıştı. Seray çoğu kez bu yasakları çiğnemişti.

Kenan bitmek üzere olan sigarasını söndürürken Seraydan gözlerini çekti. O da anlamıştı Seray ve Özgür Bey arasındaki gerilimi. Kenan bir süre sonra çıkıp gitmişti.

Okan Bey anlamadığım bir halde sinirli görünüyordu. Bıraksam karşısındaki piç Levent'i öldürecekti. Öldürsündü. Ama şimdi zamanı değildi.

Kağan her zamanki gibiydi. Sanki her an savaş çıkacakmış gibiydi. Dikkatle bir Okan Bey'e bir de Levent itine bakıyordu. Kağan buraya gelmeden önce arabadayken gayet sakin görünüyordu fakat şimdi sinirliydi.

Hale de gergin görünüyordu. Sanki ben ve Seray haricinde herkes bir gerçek öğrenmiş ve bu gerçek kimsenin hoşuna gitmemiş gibiydi.

Özgür Bey nihayetinde gözlerini Seraydan çekti. Bu seferde Levent'e dik dik bakıyordu. Daha da gerilmiştim.

Okan Bey'e biraz daha yaklaştım. Boynundaki başımı kulağına yakınlaştırdım.
"neden herkes bu kadar gergin?" diye sordum kısık sesimle. Alacağım cevaptan deli gibi korkuyordum.

"belki de bunu ben sana sormalıyım," dedi ve ayağa kalktı. Kolumdan tuttu ve ayağa kalkmamı sağladı. Kağan'ın gözleri ışık hızıyla bize döndü. Okan Bey aşağıdaki içki odasına doğru ilerliyordu ben de arkasından sürükleniyordum.

Odaya geldiğimizde sertçe kapıyı kapattı. Acıyan kolumu elinden sertçe çektim. Bu kadarı fazlaydı. Bana bu şekilde davranamazdı.

"ne yaptığını sanıyorsun sen?" dedim sinirle. Bağırmamak için kendimi zor tutmuştum.

"benim mekanımda," dedi dişlerinin arasından. "benim karım olduğunu bildiği halde o gün seni taciz etmeye kalkışan iti neden bana söylemedin? Yaşatmazdım onu Deren. Sana yemin ediyorum bir daha sana o gözlerle bakamazdı. Neden o siktiğimin günü çıkıp gitmek yerine söylemedin?"

Öğrenmişti. Tüm duygularım birbirine karışmıştı. Bunu öğrendiği için deli gibi utanıyordum... Söylemediğim için pişmandım.

"ben söyl-" silah sesi sözümü kestiğinde ne yapacağımı bilememiştim. Silah sesinin ardından Seray ve Hale'nin çığlık sesini de duymuştum.

Şaşkınlıkla Okan Bey'e bakıyordum.
"ne oldu yukarıda?" kapıya yöneldiğimde kolumdan tuttu.

"konuşmamız daha bitmedi." geri önüne geldim.

"söyleyecektim," dedim sitemle. "ama diyemedim. Bana o gözlerle bakmanızı istemedim. Ben daha fazla uzamasın istedim..." gözlerim dolmuştu. Ağlamak üzereydim.

Yeşil gözleri dolan gözlerimde gezindi. Hâlâ sıkıca tuttuğu kolumdan kendisine çekti. Aranızda çok az bir mesafe kalmıştı. Nefesi nefesime karışırken daha fazla dayanamamıştı gözlerim. Gözlerimden damlalar sanki bu günü beklemiş gibi akıyordu.

Ağladığımı görünce bir anlık afalladığını gördüm. Yutkundu. Sertçe tuttuğu kolumu bıraktı. Yüzümü elleri arasına aldı.
"ağlama," dedi dişlerinin arasından. "ağlama. Yemin ederim o iti yaşatmam."

"yaşatma." dedim kısık sesimle. Yaşatmasındı.

Başını salladı. Beni dinleyecek miydi? Tek bir sözümü dinleyecek miydi? Bu neyin güvencesi Deren? Gidişini izledim boş gözlerle. Levent'i öldürüp öldürmemesi umurumda değildi. Gebermesini o kadar çok istiyordum ki...

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now