Bölüm 37

11.6K 392 24
                                    

Bölüm 37

Yeliz gözlerini kapatırken keyifle elindeki böreği yiyordu. Ali onu gülerek izliyordu. Yeliz gözlerini açarken çayından bir yudum adı.
"ay çok yedim, kesin bir kilo falan aldım."

Gözlerimi devirirken börekten bir ısırık aldım. Oğuz bana çay doldurdu. Ardından yanıma oturdu. Ali kolunu Yeliz'in omzuna attı.
"niye bu kadar takıntı oldun şimdi?"

"ben de böyleyim işte. Bir şeyi takmadan duramıyorum." dedi. Önündeki börek tabağını benim önüme ittirdi. "ay al sen ye şunları, şimdi hepsine saldıracağım. Yine sinirim bozulacak."

Oğuz önüme itelediği börekten bir dilim aldı.
"yemezsen yeme. Ben yerim." Yeliz yüzünü buruşturup önüne dönerken her fırsatta kolunu omzuna koyan Ali'nin kolunu itti.

Halam elindeki pasta dolu tabağı önümüze koyunca Yeliz dolu gözlerle annesine bakıyordu.
"ya siz bugün hepiniz bana inat mısınız?! Tam diyorum diyete başladım, geliyorsun en sevdiğim yemekleri yapıyorsun."

Halam kaşlarını çattı.
"ne diyeti be, sen gayet güzelsin. Kilon da çok güzel." karşıma oturdu.

Eliyle beni gösterdi.
"böyle mi olmak istiyorsun? Rüzgar bile uçurur seni o zaman! Buna izin veremem. Ye o pastadan, en sevdiğini yaptım." gözlerimi devirdim.

Yeliz göz ucuyla bana baktı.
"evet. Öyle olmak istiyorum."

Yeliz bir süre sonra dayanamayıp pastadan bir dilim yemişti. Yüzü asık şekilde çayını içiyordu.

Halam bana döndü.
"kocan hiç aramadı mı seni?" Oğuz gözlerini devirdi.

"ne kocasıymış abi ya? Kız ayrıldım diyor, ne diye açıyorsunuz sürekli konuyu?" sakin olması için uyarıcı bir bakış atıp halama döndüm.

"yo, aramadı." dedim. Arayamazdı zaten. Telefonumu evde bırakmıştım. Bilerek almamıştım. Bana ulaşmasını istememiştim.

Halam kaşlarını kaldırdı.
"iyi. Aramasın. Şimdi daha iyi anlamışsındır evliliğin de aşkın da saçma sapan şeyler olduğuna. Ben sana demiştim zaten, kocam da kocam dedin. Al sana koca! Çıktın geldin işte. Ben zaten biliyordum, koskoca Okan Karaslan'ın seninle ne işi olur ki? Saçmalık! Büyük saçmalık gerçekten... Sen de aptallık yapıp inanmışsın. Şimdi kalırsın böyle." üstelik bir bebekle...

"seni aradı mı?" diye sordum.

"arayamaz. Ben onu engelledim. Seray aradı birkaç kez, onun da telefonlarını açmadım. Kesin o aratıyordur diye." başımı salladım.

Oğuz ve Ali'nin evlendiğimden haberi vardı. Buraya geldiğimde de ayrıldığımı söylemiştim.

Seray'ın beni merak etmesinden korkuyordum. Şu anda beni deli gibi her yerde aradığında emindim. Sadece dinlenmeye ihtiyacım vardı. Okan'ın yanında dura dura ona alışıyordum. Hâlâ yanına geri dönme gibi bir isteğim vardı. Bu isteği Sanem'in pis konuşmaları ve gönderdiği resimlerden dolayı geri çeviriyordum. Okan'ın söylediklerini bile görmezden geliyorsun Deren.

Aralarında sohbet ederlerken sadece boşluğu izledim. Yankı gelmişti. Halamın yanına oturdu. Kararsızlıkla gözlerime bakıyordu.
"ya senin şu arkadaşın Seray sürekli aradı, ben kapattım ama sonra dayanamayıp açtım. Çok perişan gibiydi. Bir haber falan vers-"

Halam hızla konuştu.
"aman hayır. Merak etsinler dursunlar. Sanki Deren yanlarındayken değerini bildiler. Gittikten sonra mı arıyorlar? Yok öyle dünya! Otursunlar arasınlar." dedi. Sinirlenmişti. "bulsalar da alamazlar elimden zaten. Vermiyorum!"

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now