17. Bölüm "Deli hatun"

45.8K 1.9K 226
                                    

Instagram: dolunaayyz

Süpriiizz♥️

Sarıldığım beden kaskatı kesilmişti. Geri çekilerek donuk bakışlarımla yüzüne baktım. Şok geçiriyordu galiba. Bitti. Madem benim sözümü dinleyip o kızı yollamadı ben de dediğimi yapar bitirirdim. Kollarımı bedeninden çekip masada duran çantamı elime alarak onca şaşkın bakışları umursamadan meydandan ayrıldım. Sinirle ayağımdaki topukluları çıkartıp çıplak ayakla boş yolda yürümeye başladım.

"Dila!"

Bomboş sokakta Araf'ın haykırışı yankılanırken durmadan yürümeye devam ettim. Dolu gözlerimi görmemesi gerekiyordu. Hayal kırıklığımı görmesin istedim. O bunu bile görmeyi hak etmiyordu.
Kolumdan tutup çekmesiyle sert göğsüne çarptım.

"Bırak beni!"
Kollarının arasından sıyrılmak adına çırpınırken inatla kollarımdan tutarak gitmemi engelliyordu.
"Ne demek bitti!"
Öfkeli bakışlarına karşı sert bakışlarımı attım.
Sadece laflarla değil bakışlarımızlada kavga ediyorduk.

"Bitti dedim! Sen nasıl hâlâ o kızı bu mahalle de tutarsın, nasıl benim sözümü çiğnersin!"
Öfkeyle belime sıkıca sarılarak aniden beni kendine çektiğinde sinirle sert bir soluk verdim. Burnunu burnuma sürterek yalvaran bakışlarla bana baktı.
"Dila, sebebi var."

"Sebep felan yok! Duydun mu beni? O kız benim namusuma hakaret etti! Ve sen beni ezerek onun bu mahallede kalmasını sağladın öyle mi? Unut Araf! Bitti bizi de, o tutkulu hallerimizi de unut!"

"Seni unutan Araf ölsün ulan!"

Mahalle de sadece bizim bağırışlarımız duyuluyordu. Herkes düğün de olduğu için kimse duyamazdı.
"Öl o zaman Araf Kozcu! Çünkü benim için öldün."
Omuzlarından iterek gerilemesini sağlayıp eve doğru yürümeye başladım.

"Dila!"

"Dila ayakkabılarını giyin! Ayakların yaralanacak!"

Hâlâ beni düşünmesiyle birlikte derince yutkundum. Yapma Araf. Yapma, kanarım yapma. Koşarcasına eve girip kapıyı çaresiz bakışlarla beni izleyen Araf'ın yüzüne sertçe kapattım. Dolan gözlerimle birlikte yavaşça yere çöktüm. Hazırda bekleyen göz yaşlarım yalnız kalmamla bir bir dökülmeye başladı. Haykırırcasına dudaklarımdan bir hıçkırık koptu. Tam kavuşacakken, tam birbirimize kendimizi açacakken ne diye böyle bir şey yapardıki!

"Dila aç kapıyı kuzum benim Aslı!"
Kapının şiddetle çalınmasıyla birlikte elimdeki anahtarı kapının altından attığımda aslı hiç beklemeden kapıyı açarak içeriye girmişti. Beni duvara yaslanmış gözü yaşlı gördüğü an gözleri dolmuştu. Titreyen dudaklarımla ona baktım. Koşarak yanıma gelip sımsıkı sarılmasıyla ağlamam artmıştı. O ağlayacağım tek omuzdu.

"O Aygül yüzünden değil mi! Allahın belası kadın!"

"Resmen bitireceğimi bile bile kızın kalmasını sağladı aslı. Tam onu sevdiğimi anlarken tam her şey güzel gidiyor derken bize bunu nasıl yapar aklım almıyor!"
Saçlarımı bir anne edasıyla okşarken yavaşça kollarımdan tutarak kaldırıp odama girmemi sağladı. Beni yatağıma oturtup gardırobumdan pijamalarımı çıkarttı. Bu sırada yalnızca onu sakince izliyordum.

"O kadar güzeldiniz ki o sahnede, o kadar imrendim ki o halinize, Ahu teyze ve Asude teyze haklı çıktı. Resmen nazar değdi."
Gerçekten de annelerimizin dediği olmuştu. Bize nazar değmez dedikten on dakika sonra ayrılmıştık.
Dudaklarımda buruk bir gülümseme oluştu. Aygül şuan seviçten havalara uçuyordur. Aslı beni bir bebek edasıyla pijamalarımı giydirip makyajımı çıkarttı.

DelikanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin