54. Bölüm "Mucize"

15.2K 896 36
                                    

Mucizelere inanır mısınız? Ben inanırım, mucizeler, umutlar, hayaller, bunlar bizi ayakta tutan şeyler değil midir? Hayatımızda küçük mucizeler olmasa biz nasıl umutlarımıza hayallerimize tutunurduk ki?

Araf, mucizenin ta kendisiydi. Ama buna rağmen mucizelere asla inanmayan adamdı...Ta ki ben gelene kadar..Ben onu mucizelere inandırmıştım, ben onu hayallere, umutlara inandırmıştım. Çünkü o benim hayallerimdi, umutlarımdı, mucizemdi...

Bugün Toprak abi bizim yeniden mucizelere daha da çok inanmamızı sağlamıştı. Yıllardır uyanmasını bekleyen ailesine bir sürpriz yapmıştı.

Bu en güzel mucizeydi...

Leyla kim bilir şimdi ne haldeydi. Artık doya doya sevdiği adamın gözüne bakabilecekti...Bir zamanlar birlikte yollarını gözlediğimiz, sevdiğimiz adamlar bize teker teker geri dönmüştü.

Bu gece Leylanın kalbinde yeniden çiçekler açmıştı, güneş onun için doğmuştu...

Sarılışına, öpüşüne, gülüşüne, sesine hasret kaldığı adam onun nefesini yeniden ona vermişti.

Haberi alır almaz ikimizde büyük şok yaşamıştık. Araf bir süre boyunca kendine gelememiş, koltukta yıkılıp kalmıştı. Yıllardır özlemiyle tutuştuğu çocukluğu hayata geri dönmüştü. Abisi onun en büyük umuduydu...

Şokumuzu atlatır atlatmaz adanadan ayrılarak istanbula doğru yola çıkmıştık. Neredeyse varmak üzereydik ve arabada çıt çıkmıyordu. Şaşkındık, mutluyduk, ikimizde birbirimizden sersem bir şekilde dalgınca yolu izliyor, bizi takip eden Ay'ı izliyorduk.

Toprak abiyle tanışmak için o kadar çok heyecanlıydım ki...O benim ağlayışlarımı, derdimi, kederimi döktüğüm abimdi. Araf yokken, onun yokluğunu göz ardı etmek istercesine sürekli Toprak abimin yanına gidip ağladığım günleri nasıl unuturdum ki,

Biz gelene kadar çoktan doktorlar gelmiş ve Toprak abiyi kontrol etmiş olmalıydı. Dağ evinin önünde durmamızla heyecanla olduğum yerde dikleştim.
Araf arabayı durdurup bana döndüğünde dikkatle mavilerine baktım. Kıpkırmızı mavi gözleri içimi sızlatsada gülümsedim. 

Bunlar mutluluk gözyaşlarıydı...

Heyecan...Gözlerinde gördüğüm şey heyecandı. Arabadan inerek benim tarafıma gelip kapımı açtı. Sessizce ona bakmayı sürdürdüğümde beni kucağına alarak sımsıkı sarıldığında dolan gözlerimle birlikte kıkırdayarak sımsıkı sarıldım.

"Abim uyandı Dila'm, inanılır gibi değil...11 yıl sonra onu ilk defa gülerken göreceğim." dediğinde ona olabildiğince daha da sıkı sarılarak saçlarını okşadım.

"Uyandı Araf, Abin uyandı. Artık her şey daha güzel olacak duydun mu beni? Sen, ben, Toprak abi, Leyla, hepimiz için her şey daha da güzel olacak."
Başını boynumda kaldırarak yüzümü ellerinin arasına aldı ve titrek bir nefes soludu.

"Olacak değil mi Dila'm?"

"Olacak Araf. Olacak benim sevgilim, Hadi artık eve girelim."

Tedirginlikle yüzüme baksada elini sımsıkı tutarak yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimizde derin nefes alarak kapıyı çaldım. Araf elimi gerginlikle sıktığında ona doğru dönerek gülümsedim, gözlerine güven verircesine baktığımda dudakları usulca yukarıya doğru kıvrıldı.

Kapının açılmasıyla Leylanın kızarık gözlerini görmem bir oldu. Beni görür görmez sımsıkı sarılmasıyla mutlulukla ona sarıldım. Dolan gözlerimden birer damla yaş dökülürken Leylanın titrek sesi kulaklarıma doldu. 

"Uyandı Dila, on bir yıl yolunu beklediğim adam bana bu gece gözlerini açtı..." Açtı Leyla...O senin için gözlerini açtı. O bu hayata hep senin için tutunmadı mı zaten? Sevdiği kadın için tutunmadı mı..

DelikanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin