21. Bölüm "Ortaya saçılan gerçekler.."

40.7K 1.5K 118
                                    

Instagram: dolunaayyz

Nasıl, neyi hatırlatacaktı bu adam, neyi hatırlamam gerekiyor benim? Bir an önce bu olayı hatırlamam lazımdı. Yoksa gün geçtikçe Araf'ın laflarıyla daha da çok çıldıracaktım. Dudaklarıma değmek üzere olan dudaklarla birlikte gözlerimi kocaman açarak aniden onu üzerimden ittiğimde boşluğuna gelmiş olacak ki afallayarak bana baktı. Hırsla yanağına tokat attığımda başı yana düşerken elini yanağına götürerek şokla büyümüş gözlerini üzerime dikti.

Lan, az önce ben Araf'a mı vurdum. Tamam sanırım bu ürkütücü bakışlardan biraz korkmuştum. Zorlukla yutkunarak bu durumdan hoşnut olmuş gibi çenemi dikleştirdim.
"Sen bizim ayrıldığımızı unuttun sanırım."

"Sen ne yaptın az önce?"
İnanmaya bakışlarla bana bakarken onu takmadan yanından geçerek koltuğuma oturdum. Yavaş adımlarla yanıma yaklaşarak kalçasını masaya yasladı. Tamam sakin ol kızım asla heyecanlanma.
"Sana tokat attım."
Yüzündeki ürkütücü bakışlar gitmiş yerine eğlenen muzhip bakışlar gelmişti. Sırıtarak başını yana yatırıp bedenimi baştan aşağı süzdü. İster istemez yerimde kıpırdandım. Bu nefes kesen bakışlar altında sabit kalabilmek mümkün değildi.

"Ulan dila, deli hatunum benim."

Kalbim duydukları karşısında olabildiğince daha da hızlı atmaya başladı. Yapma, yapma Araf..Yanarız yapma. Dedikleri her ne kadar hoşuma gitsede çenemi dikleştirerek saçlarımı geriye doğru savurdum. Sıcak basmıştı...Bakışları aheste aheste saçlarımda dolandı.
"Onu neden göndermedin."
Bu soruyu o kadar çok sormak isteyipte soramamıştım ki...Artık içimde tutmak istemiyordum. O kızı neden göndermedi, bile bile neden bizi bitmemize sebep oldu merak ediyordum.

Yüz ifadesi anında değişirken derin nefes alarak cebinden sigara çıkarıp yaktığın da gözlerim usulca dudaklarına yasladığı sigaraya gitti. Ya da dudaklarına..Oysa ki yanımda pek sigara içmezdi.
Dikkatle irislerine bakıyordum. Hâlâ soruma bir cevap vermemişti.

"Annesi yatalak ona özel bir bakım evinde yer ayarlıyordum, o yüzden yarına kadar beklemesi lazımdı. Ben seni bile bile geri itmedim dila. Bu son isteyebileceğim bile bir şey değil."

Kalakalmış bir şekilde durup gözlerimi usulca masaya çevirdim. Bana bunu söylememişti, söyleseydi ben böyle yapmazdım ki. Bu öğrendiğim şey karşısında kendimi çok kötü hissetmiştim. Zorlukla yutkunarak ayağa kalkıp kedi misali yanına sokularak kollarımı boynuna doladığımda memnuniyetle kollarını sıkıca belime sardı.

"Bana neden söylemedin? Söyleseydin böyle olmazdı."

"Beni dinlemedin bile."
Mırıltıyla çıkan boğuk sesiyle birlikte mayışarak başımı boynuna gömdüm. Hoş topraksı kokusunu derince içime çektim.
"Özür dilerim Araf, seni dinlemedim..."

"Olsun, şimdi kollarımdasın ya gerisi önemli değil."

Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Demek Aygün'ün annesi için onu göndermemişti. Annesinin bakımı için. Gönlü, kalbi güzel adamım. Bu mahalle ve insanları için canını verirdi.
"Seni kırdım Dila. Elimde olmadan seni kırdım, üzdüm, ama sen yine de geldin, beni kurtardın. Ben artık ayrı kalmak istemiyorum, affet beni."

Affettim ki ben seni. Nasıl affetmeyeyim ben seni delikanlı. Başımı boynundan kaldırarak merakla bana bakan gözlerine bakıp omuz silktim.
"Hâlâ affetmiş sayılmam."
Dalga geçtiğimi çok iyi bildiği için gülerek başını sallarken usulca elimi eline kenetledi. Bakışlarım birbirine kenetlenmiş ellerimize düştü. Bu görüntüyü çok seviyordum..

"Akşam seni bir yere götüreceğim, şimdi eve gidelim. Annemler büyük ihtimalle bizi bir güzel fırçalayacak."

Akşam beni bir yere mi götürecekti. Acaba nereye gidecektik. Sessiz kalarak başımı sallamakla yetindiğimde elimi tutarak dışarıya doğru yürüdü. Kaç gündür evde olmadığım aklıma geldiğinde annemin bana yapacaklarını hayal ederek yüzümü buruşturdum. Evde büyük bir kıyamet kopacaktı..

DelikanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin